Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
"Babanın kutsal bir taştan söz ederken ne demek istediğini nihayet anlıyorum. Hayatının son günleriydi. Sen bir kez daha cepheye gittiğin için ortalarda yoktun. Birkaç ay önce, bu kurşunu yemenden hemen önce baban hastalanmıştı ve benden başka onunla ilgilenecek kimse yoktu. Aklını sihirli bir taşa takmıştı. Siyah bir taşa. Hiç durmadan ondan söz ediyordu... Adına ne diyordu o taşın?" Afganistan'da kadın olmak... Ortadoğuda kadın olmak... Dünyanın herhangi bir yerinde kadın olmak... Hiçbir fark yok, coğrafya kadına bakış açısında etkili değil. Her yerde ikincil konumda. Afganistan'da savaş altında süreç daha da zor. Kitapta isimler geçmiyor. Bir -kahramınımız- ve eşi var. Daha eşini bile görmeden çocuk yaşta evlenen bir kadın ve evlendikten 3 yıl sonra savaştan dönen bir kahraman. Erkek aldığı kurşun sonucu bitkisel hayatta. Hiçbir şeye tepki vermiyor, konuşamıyor, hareket edemiyor. Adamın ailesi bile onu terk etmiş ve kaçmışken, eşi ona bakmakla yükümlü. Yıllarca bir eşya olarak gördüğü, söz hakkı vermediği biri böyle bir zorunluluğu yokken; silahlar yanı başında durmadan patlarken kalıp ona bakmayı tercih ediyor. Akıl sağlığını kaybedecek noktaya geliyor kadın önce. Sonra adamı sabır taşı olarak görüyor, başlıyor anlatmaya. Evli oldukları süre zarfında söyleyemediği şeyleri önce tane tane söylüyor. Ama bu psikolojik baskı altında aklını toplayabilmek çok da kolay olmasa gerek ki itirafların, isyanların, şikayetlerin, sitemlerin ardı arkası kesilmiyor. Günlerce sadece yatalak eşine serum hazırlayıp içini döktüğü bir hayattan bahsediyoruz. İçini döktükçe kimi zaman kendinden korkuyor kimi zaman rahatlıyor. Ama sonunda okuyucuya da ters köşe yapıyor. Bu sebeple çok sevdiğim ve aklımdan çıkmayacak bir kitap oldu.
Sabır Taşı
Sabır TaşıAtiq Rahimi · Can Yayınları · 2010505 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.