Uykum gelsin diye uygulamada şiir kitabı arıyordum bir de baktım ki Bülent Ecevit'in şiir kitabı. Açtım, şiirlere gelene kadar uykum geldi... Çok uzun bi' önsözü var. Neden şiir yazdığına dair açıklamalarda bulunuyor. Samimiyet dolu.
Kendisinin asıl mesleği şairlik olmadığından, yani bu yönüyle tanınmadığından olsa gerek şiirlerini okurken bi' şairin şiirleri gibi değil de benim gibi birisinin blogundaki şiirleri okuyormuş gibi hissettim. Fakat buna rağmen şiirler baya güzel. Kendine has bir üslubu yok belki ama birisinden esinlenmediği de aşikar. "Gereksiz Destan" şiiri bu söylediklerime bir örnek. Anlatılan şey açık, anlatış biçimi sade. Fakat güzel mi? Çok güzel.
Kitapta her konudan şiir var neredeyse. Çanakkale, Atatürk, Bosnalılar, Ölüm, Din, Allah ve Robotlar. Evet robotlar. Önsözde kitaba gençliğinde yazdığı şiirleri de koyduğunu söylüyor. Bazılarını değiştirmiş bazılarını değiştirmemiş. Konusu robot olan, 17 yaşında yazdığı "Robot" şiirine hiç dokunmamış bile. Yazıldığı yıla bakacak olursak şüphesiz kitaptaki en ilginç şiir. Bir bölümünü bırakıyorum aşağıya.
sana verdiğim bir ömürdür
ki sen yaşamadan sürüyorsun onu
sana bu ömrü verenler senden çabuk ölür
çeliğin çürümesi kadar uzaktır bir robotun sonu
Allah Allah olduğu için yarattı beni
ben Allah olamıyorum ne kadar yaratsam
ve tapmıyor bana
benim yarattığım adam
beni yaratana
ben nasıl tapıyorsam
Nihayetinde şiir kitabı işte bir solukta okunuyor. Şiirler de güzel olunca daha hızlı okunuyor. Gün içinde açıp açıp bakıyorsunuz, bir bakmışsınız ki bitmiş. Sonuna gelince beyninizden vurulmuşa dönüyorsunuz çünkü tam kitap bitti derken... "Bülent Ecevit'ten Haikular" başlığı karşınıza çıkıyor. Haiku yazmış... Tatlı. Eskiden siyasetçiler bile kaliteymiş. Buradan sonrasını okumadım ne yalan söyleyeyim. "Siyaset, Şiir ve Tasavvuf" diye bir yazıyla bitiyor kitap. Bu yazıyı okumadım yani...
Son olarak, Atatürk'e yazdığı şiirde "sen bir Tanrı kanıydın akıp vücudumuzdan içeri" dizesine feci aşık oldum.