Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

430 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
~ 00:00 Biri Sizi Düşünüyor Kitap Yorumu ~
Herkese merhabaaa Bugün herkes tarafından çok sevilen bir kitap olan Biri Sizi Düşünüyor’un yorumu ile geldim. Ama maalesef ki ben bu kitabı sevmedim. Fazla abartılan kitaplardan sadece biriydi. Neden sevmediğimi olabilecek en uygun dille anlatmak istiyorum sizlere. Bunun için de öncelikle yazarın dili ile başlamak istiyorum. Kitapta sürekli birbirini tekrar eden paragraflar vardı. Buna örnek olarak Nazlı’nın her olayda “İnsanları sevmiyorum!” demesiydi. Tamam anladık sevmiyorsun ama okuyucular zaten bir kere dendi mi anlayabiliyor. Devamında davranışları ile belli edilse bu gereksiz paragraf yığınından kurtulurduk. Bu sadece bir örnekti tabii ki. Ayrıca kitapta sayfa sayısını arttırmak için yazılmış gereksiz olaylardan bahsetmek dahi istemiyorum fakat buna da bir örnek verecek olursam Uğur karakteriydi. Büyük bir ihtimalle popüler kültüre hizmet etmek için yazılmış olaylardan da sadece biriydi. İki tane yakışıklı erkek, çatı katı, sıcak çikolata, motor yarışları, Tumblr... Ee biz zaten bu saydıklarıma kendi aramızda klişe olaylar/durumlar deriz. Kitap bu unsurlardan dolayı edebi zevk vermiyordu -ki ben de öyle bir beklentiye girmemiştim- fakat tamamen popüler kültüre odaklanarak, yeni yeni kitap okuma alışkanlığı kazanan ve edebi kitaptan haberi olmayan kitleye hitaben yazılmış bir eserdi. Yazar bu kitaba psikolojik kitap demişti ama üzgünüm bu psikolojik bir kitap değildi. Sadece kahraman bakış açısı ile yazılmış bir kitaptı ve zaten kahraman bakış açısında olaylar karşısında ana karakterin duyguları, düşünceleri aktarılır. Gerçekten psikolojik roman görmek isteyenler Stefan Zweig, Peyami Safa ve adı şu anda aklıma gelmeyen daha nicesi gibi bu konuda üstatlara baksınlar. Bakış açışınızda etkisinden dolayı dili çok akıcıydı ve sanırım kitapta sevdiğim kitabın nadir özelliklerinden biriydi bu. Hatta bu özelliği ile rs’den de çıkmama yardımcı oldu. Kitabın arka kapağında Jane Austen teması altında olacağına dair algılar yaratıyordu, evet, kitabın içinde edebi konuşmalara yer alıyordu ama yeterli değildi. Sadece Jane Austen’i değil kitapta geçen tüm eserlerden alıntıları, konuşmaları toplasak iki sayfa yapmazdı. Keşke bu kitapta içinde geçen şaheserler gibi o zamanki insanların ne istediğine değil de yazar ne yazmak istiyorsa o şekilde yazsaymış, keşke o adı geçen kitapların çeyreği kadar olabilseydi benim gözümde. Yazarın dilinden çıkıp konusuna geçersek öncelikle karakterlere değinmek istiyorum. Ezel karakterine ilk başlarda tam bir kötü çocuk havası verilip ardından tam bir u dönüşüyle iyi birine dönüştürülmesi der susarım. Başta iyi olduğu gösterilse sanki biz daha az sevecektik ama başta kötü gösterilince biz daha çok sevdik (!) Nazlı karakterini ilk başlarda sevmeme hatta kendime benzetmeme rağmen ortalarda o kadar kötü bir tablo çizmeye başladı ki gözümde resmen beni kitaptan soğuttu. Ki çok şey yaşamış imajı verilen Nazlı karakteri aslında o kadar da büyük bir olay yaşamıyor arkadaşlar. Merak etmeyin spoiler yok Zaten Uğur karakterinin gereksizliğinden bahsetmiştim. Sanırım kitapta en sevdiğim karakter Ecem oldu çünkü aralarında her şeye rağmen normali oydu. Kitapta çoğu şey o kadar uzatılmıştı ki... Sonuyla bağdaştırılacak detayı olmayan boş bölümler, birbirini tekrar eden paragraflarla doldurulmuş sayfalar... 400 küsür sayfa bomboş bir kitap okuyacağıma 100-200 sayfa dolu dolu bir roman okumayı tercih ederdim. Kitapta dilin akıcılığı dışında bir şeyi sevmedin mi diye soracak olursanız sevdiğim bir diğer şey ise son 50 sayfaydı. Tüm olayların ters köşe yapmasını sevdim ama sonunu mutlu bir şekilde hayal etmemiştim ben. Bence bu kitaba mutsuz bir son daha çok yakışırdı. Ayrıca kitabın kapağına aldanıp cıvıl cıvıl bir şey okuyacağım sanmayın, çünkü asla öyle neşeli bir kitap değildi. Ben biraz da kapağın renginden dolayı yanıldım sanırım çünkü ben de pembe neşeli şeyleri çağrıştırıyor fakat bu kitabın rengi -bence- griydi. Sözün özü ben kitabı sevmedim, yeni yeni okuma alışkanlığı kazananlara tavsiye ederim ama benim gibi klasik aşığıysanız bazı klasiklerin ağır dilinden kurtulmak amaçlı da tavsiye etmeyeceğim bir kitap olur 00:00 Biri Sizi Düşünüyor.
 00.00 Biri Sizi Düşünüyor
 00.00 Biri Sizi DüşünüyorN. G. Kabal · EPHESUS YAYINLARI · 07,3bin okunma
·
57 görüntüleme
m. okurunun profil resmi
ng kabal abartılmayı hiç hak etmeyen, kafasında kurduğu dünyada yaşayan, kendini bilmişliğiyle öne çıkan, öylesine yazar olmuş bir insan benim gözümde. okuyucularının çok olması ve beğenilmesi beni çok şaşırtıyor. yazdığı yazıların neden bu kadar beğenildiğini anlamış değilim. ayrıca kitabın baş karakteri nazlı tam olarak 'herkes benim peşimde istediğimi şeçer, istediğimle oynarım' havasında biriydi ve bad boylara karşı günümüzde var olan algı sanırım artık bad girller üzerinden yürütülerek 'sözde özgünlük' sağanmaya çalışılıyor. bu kitabı heyecanla beklemiştim ama değmedi. biraz dolmuşum, tşk
Selin okurunun profil resmi
Ben de artık senin gibi düşünüyorum, yazarın üç kitabını okudum ve üçü de hem olay örgüsü hem de karakterler bakımından o kadar benziyordu ki... Yaratıcı kurgular yazamıyor ve işin garibi dili de iyi değil yazarın. Aynı şekilde düşünmemize sevindim 😊
Erva okurunun profil resmi
Altına imzamı atmak isterim izninizle. Sonuna kadar katılıyorum.
Yağmur okurunun profil resmi
Katılıyorum... Belki sonu fena değildi ama neredeyse 350-400 sayfa okul ev parti kavga okul birinin evi uğur bilmem ne bilmem ne hep aynı paragragraf vardı ve sıkıdım...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.