Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

RİSALE NUR VE ŞİRK ÖYLE YAZIP ENGELLEMEK YOK İLMİ KONUŞUN BIRAKIN BU SOKAK JARBONUNU BİZ DELİLLERİ İLE KONUŞUYORUZ AKSİNİ İDDİA EDEN GETİRSİN DELİLİNİ BİZ MÜNAZARA YA AÇIĞIZ EDEP YOLU İLE BİZİM DELİLLERİMİZ SİZİN OKUDUĞUNUZ RİSALEDEN DİR VE KURAN İLE KARŞILAŞTIRMADIR NOT NURCU HOCALARI İLE YAPILAN MÜNAZARA DIR Soru Said Nursî ile ilgili şu sözler beni şaşırtıyor yirmi senede öğrenilmesi gereken ilim ve fenlerin özünü üç ayda kavrayarak öğrenimini tamamlamış Hangi ilimden olursa olsun sorulan her soruya tereddütsüz ve derhal cevap verirmiş Buna gerekçe olarak deniyor ki rüyasında Nebimizden ilim istemiş o da ümmetine soru sormamak şartıyla ona Kuran ilminin öğretileceğini müjdelemiş bu sebeple daha çocukken asrın bilgini olarak tanınmış ve kimseye soru sormamış ama sorulan bütün sorulara mutlaka cevap vermiş Cevap- Bir kimsenin Allahın Elçisi tarafından bilgi sahibi kılınması Şiilere has iddiadır Onlar bunu Alinin (r.a) soyundan gelen imamlar için söylerler Şöyle derler İmamlardan hiçbiri bir öğretmene git­memiş bir eğitimciden bir şey öğren­me­miştir Hiç biri bir hocadan ders almamış hiç biri bir mektebe bir medre­seye gitmemiştir Böyle olduğu halde kendilerine bir şey so­rulunca derhal en doğru cevabı verirler Dillerine bilmiyorum sözü gelmediği gibi cevap vermek için dü­şünmeleri yahut cevabı bir müddet geciktirmeleri de vaki değildir İmamın ilahî hükümlere ilahî maârife bütün bilgilere sahip olması nebi yahut kendisinden önceki İmam vasıtasıy­ladır Soru- Bir nebinin böyle görevi olur mu Cevap- Elbette olmaz Allah Teâlâ şöyle buyurur Elçilere apaçık tebliğden başka ne düşer (Nahl 16/35) Allah Teâlâ Nebimize şöyle emrediyor De ki ben de tıpkı sizin gibi bir insanım Bana tanrını­zın bir tek tanrı olduğu bildiriliyor Artık kim Rabbine kavuş­mayı umuyorsa hemen iyi bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak etmesin (Kehf 18/110) De ki Benim size ne zarar vermeye gücüm vardır ne de sizi olgunlaştırmaya De ki Beni Allahın azabından kimse kurta­ramaz Ondan başka bir sığınak da bula­mam Benimkisi yalnız Allahtan olanı onun gön­derdiklerini tebliğdir o kadar  (Cin 72/21-23) Soru- Said Nursî’nin öğrenim hayatı ile ilgili bilginiz var mı Cevap- Kendi el yazısı ile yazdığı özgeçmişine göre ilk öğrenimden sonra Şeyh Muhammed Celalî’nin ders halkasına katılmış okunması adet olan kitapları okumuş ve daha sonra Vanda 15 yıl kadar eğitim ve öğretimle meşgul olmuştur Tarihçe-i Hayatına göre de önce Sarf ve Nahiv ile meşgul olmuş ve İzhara kadar okumuş daha sonra Şeyh Mehmed Celâlî’nin yanına gitmiş her türlü ilim dalına ait eserleri incelemeye koyulmuş ve İslamî ilimlerle ilgili kırk kadar kitabı ezberlemiştir Ders aldığı diğer alimler şunlardır Seyyid Nur Mehmed Şeyh Abdurrahman-ı Tâğî Şeyh Fehim Şeyh Mehmed Küfrevî Şeyh Emin Efendi Molla Fethullah ve Şeyh Fethullah Soru- Öyle ise öğrenimini üç ayda tamamladığı sorulan her soruya tereddütsüz ve derhal cevap verdiği ve bu özelliğin ona rüyasında Nebimiz tarafından verildiği iddiası nereden çıkıyor Cevap- Halkın hurafelere olan ilgisinden yararlanıp dikkat çekmek istemiş olabilir Zamanın harikası demek olan Bediuzzaman lakabı da öyledir İddiaya göre bu lakap onun olağanüstü ilmini gören ilim adamları tarafından verilmiştir Soru- Said Nursî’nin sözleri arasında ciddi tutarsızlıklar görülüyor Şu sözü hakkında ne dersiniz Ondört yaşında idim O zaman icazet almanın alameti olan üstad tarafından bana sarık sarılmasının ve cübbe giydirilmesinin önüne engeller çıktı Yaşım küçük olduğu için büyük hocalara has giysi bana yakıştırılmadı Diğer yandan büyük âlimler bana üstad değil ya rakib ya teslim oluyorlardı Kendini benim yanımda üstad görecek biri çıkmamıştı Ben bu hakkı elli altı sene sonra kullanabildim Bundan yüz sene önce ölmüş Mevlâna Zülcenaheyn Hâlid Ziyaeddin bana kendi cübbesi ile birlikte bir sarık göndermişti şimdi o cübbeyi giyiniyorum Bu mübarek emaneti Risale-i Nur talebelerinden ve âhiret hemşirelerimizden Âsiye namında bir muhterem hanımın eliyle aldım Cevap- Said Nursî’nin 14 yaşında ilim adamlığı payesine ulaştığı iddiası temelsizdir Çünkü Tarihçe-i hayatına göre on beş on altı yaşlarına kadar bütün bilgisi sünuhat kabilindendi Sünuhat kişinin aklına ve hatırına gelen şeylere denir Onlara ilim dense yeryüzünde alim olmayan kimse kalmaz Soru- Hem sünuhat hem Said Nursînin her soruya tereddütsüz cevap verdiği iddiası bunların ona Allahın ilhamı olduğu anlamına gelmez mi Cevap- Böyle bir iddianın varlığı ortada Bunu Said Nursî açıkça söylüyor Şu sözler ona aittir Kuranın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor Bu sözün açık anlamı asr-ı saadette Kuranın vahiy suretiyle inmesi gibi her asırda o Kurânın Arştaki yerinden ve manevi mucizesinden feyz ve ilham yoluyla onun gizli gerçekleri ve gerçeklerinin kesin delilleri iniyor Yani Risale-i Nur Kuranın indiği yerden Kuranın vahiy suretiyle inmesi gibi inerek Kuranın gizli kalmış gerçeklerini ve o gerçeklerin kesin delillerini getiriyor Soru- Bu sözü ile o kendini nebi seviyesine çıkarmıyor mu Cevap- Nebi olduğunu söylemese de yukarıdaki sözlerin o manaya geldiği açık Ayrıca Kuranda açıklanmamış gerçeklerin kendine indirildiği iddiası kendi kitabının Kurandan önemli olduğu iddiasından başka bir anlam taşımaz Allah Teâlâ Nebimize şöyle diyor:  Ey Elçi Rabbinden sana indirilen her şeyi tebliğ et eğer bunu yapmazsan onun elçili­ğini yapmamış olursun (Maide 5/67) Eğer Said Nursî’nin iddia ettiği şeyler Nebimize bildirilseydi onları açıklamak zorunda olurdu Soru- Bunlara inanan bir kişi Said Nursi’yi son nebi Risale-i Nurları da Allahın son kitabı saymış olmaz mı Cevap- Said Nursî’nin şu sözlerini de dinle sonra karar ver Risale-i Nur denilen otuzüç aded Söz, otuzüç aded Mektub otuzbir aded Lemalar bu zamanda Kurandaki âyetlerin âyetleridir Yani onun gerçeklerinin göstergeleridir Onun hak ve hakikat olduğunun kesin delilleridir Kuran âyetlerinde yer alan inançla ilgili gerçeklerin gayet kuvvetli belgeleridir Yani Said Nursîye göre Kuran delil olmaktan çıkmış delile muhtaç hale gelmiş ve Risale-i Nurun âyetleri Kuran âyetlerinin delili olmuştur Böyle bir kitabın hatasız olması gerekir Said Nursî bu iddiayı da yapıyor ve şöyle diyor Sözler şüphesiz Kuranın nurlu parıltılarıdır Açıklanmaya muhtaç yerleri eksik olmamakla birlikte tümüyle kusursuz ve eksiksizdir Soru- Nurcuların Kuran okumayıp Risale-i Nur okumalarının sebebi bu olmalıdır herhalde Cevap- Said Nursî insanları kendi kitaplarına çekmek için hiçbir şeyi eksik etmemiştir Şöyle diyor Risale-i Nur bu asırda bu tarihte bir urvet-ül vüskadır Yani çok sağlam kopmaz bir zincir ve bir hablullah yani Allahın ipidir Ona elini atan yapışan kurtulur Urvetül vüska ve hablullah Kurana ait özelliklerdir Soru- Risale-i Nurun Kuranın alındığı yerden alındığı iddiası zaten her şeyi açıklamıyor mu Cevap- Bu iddia birden fazla yerde tekrarlanır Onlardan biri de şudur Risale-i Nurlar ne Doğunun kültüründen ve ilimlerinden ne de Batının felsefe ve bilimlerinden alınmış ve iktibas edilmiş bir nurdur O gökten inmiş Kuranın Doğunun da Batının da üstünde olan Arştaki yerinden iktibas edilmiştir Risalelerden Âyetül-Kübrâ yı örnek verip oradaki iddiaları adım adım izleyelim 1- Said Nursî’ye Yazdırıldığı İddiası Bu risalenin mukaddimesinin bu derece uzun olması istemeden olmuştur Demek ihtiyaç var ki öyle yazdırıldı 2- Adını İmam Alinin Verdiği İddiası Bu risalenin öyle bir ehemmiyeti var ki İmam-ı Ali (R.A.) gaipten gösterdiği kerametlerde (keramat-ı gaybiyesinde) bu RİSALE ye Âyet-i Kübra ve Asâ-yı Musa adlarını vermiştir 3- İmam Ali’nin Şefaat Dilediği İddiası İmam-ı Ali (R.A.) Nurun eczalarından haber verdiği sırada Ayet’ül-Kübrâ hakkı için beni ani ölümden koru deyip o Âyet-ül Kübrayı şefaatçı yapacak 4- Risalenin Lâ İlâhe İllallah Sözünün Olağanüstü Delili Olduğu İddiası Lâ ilâhe illallahın hücceti ise matbu Âyet-ül Kübra Risalesidir O emsalsiz hüccetin hârikalığı içindir ki İmam-ı Ali (R.A.) onu şefaatçi yapmıştır 5- Risalenin Kurtarıcılık Yaptığı İddiası o risalenin hem Ankara hem Denizli Mahkemelerinde galebesiyle ve perde altında tesirli intişarıyla talebelerine beraet kazandırmağa sebep olduğu gibi 6- Bir Mağazayı Yangından Koruduğu İddiası hükûmet dairelerinden birisi gecenin en soğuk bir vaktinde üç saat cehennem gibi yandığı halde tam bitişiğinde Risale-i Nurun bir talebesi yanıma geldi ve dedi ki Biz yanıyoruz mahvolduk Ben de iki gün evvel mağazalarında bulunan Âyet-ül Kübranın bir kısım basılı nüshalarını yanıma getirmesini söylemiştim fakat getirmemişti Demek o ateşi söndürmek için orada kalmıştı Ben de Risale-i Nuru ve Âyet-ül Kübrayı şefaatçı yapıp Ya Rabbi kurtar dedim Üç saat o dehşetli yangın bütün o büyük daireyi mahvetti Altında ve bitişiğindeki dükkânları bütün yaktı yıktı Risalei Nur ve Âyet-ül Kübranın korumasında olan mağazaya katiyyen ilişmedi ve altındaki şakirdin dükkânı da sağlam kald Soru- Aklıma İmam Ali takıldı Risalenin adını neden o koyuyor Cevap- Said Nursî ona Sekine adında bir kitap İndiğini geçmiş ve gelecek bütün ilim ve sırların o kitapta olduğunu iddia ediyor Kendi kitabı da o zaman için geleceğin sırlarından olduğuna göre onu Alinin bildirmesi tabiidir Said Nursi özetle şöyle diyor Cebrail (a.s) Sekine adıyla bir sayfada yazılı İsm-i Âzamı Nebimizin yanında  Alinin (r.a.) kucağına düşürdü Ali (r.a) diyor ki Ben Cebrailin şahsını yalnız gök kuşağı şeklinde gördüm Sesini işittim sayfayı aldım bu isimleri içinde buldum İsm-i Âzamdan bahsederek bazı olayları anlattıktan sonra diyor ki Dünyanın başından kıyamete kadar bütün ilimler ve önemli sırlar bize tanıklık derecesinde açıldı Kim ne isterse sorsun sözümüzden şüpheye düşenler zelil olurlar Soru- Öyle bir sahife ki içinde dünyanın başından kıyamete kadar olan ilimler ve önemli sırlar yer alıyor Bu bir sahife değil çok büyük bir kitap olur Nebimizin bu ilim ve sırları bilmediği kesin olduğu için İmam Ali ondan üstün bir konuma getirilmiş oluyor Said Nursî bu bilgiyi nereden almış Cevap- Kuranın alındığı yerden aldığını söyledi ya Soru- Bununla ne elde etmek istiyor Cevap- Risale-i nuru ve şakirtlerini kutsallaştırmak Soru- Bunlar benim kanımı dondurdu. Ne kötü iddialar Cevap- Bu tür iddialar için Allah Teâlâ şöyle buyurur Vay o kimselere ki kendi elleriyle kitap yazarlar sonra bu Allah katındandır derler Hedefleri onun karşılığında bir şeyler almaktır Vay o ellerinin yazdığından dolayı onlara Vay o kazandıklarından dolayı onlara(Bakara 2/79) Soru- Tanıdığım bir çok nurcu var Bunlar bilgili efendi namazlarını kılan zekatlarını veren ve özellikle öğrenci yetiştirmek için çaba gösteren insanlardır Bunlar ne olacak Bu anlattıklarınızı onların çoğu bilmiyor Cevap- Doğru Risale-i nurlar içinde çok güzel şeyler de var Onlardan bazılarını ben de beğeniyorum Tanıdığınız Nurculara sorun kendilerine okunan bölümlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez Dili ağır olduğu için onları da anlamazlar Okuyanlardan çoğunun da anlamadığını bazı kelimelerin zihinlerinde çağrıştırdığı manayı anlattıklarını ben de gördüm Ama bütün bunlar nurcuları kurtarmaya yetmez Bunlar akıllarını kullanmadıklarının cezasını çekeceklerdir Çünkü Allah pisliği aklını kullan­mayanların üs­tüne yığar (Yunus 10/100) Soru- Akıllarını kullanmadıklarını nereden biliyorsunuz Cevap- O kitapların Said Nursîye yazdırıldığı söylenince sesleri çıkmaz Her biri o kitapları Kuranı okur gibi okur Çünkü Nurcular arasında temel kitap Risale-i Nurlardır Bunları yapanın aklını kullandığı söylenemez Soru: Gerçekten onlar Said Nursîye olağanüstü bir değer veriyorlar Bu beni her zaman tedirgin etmiştir Cevap- Olağanüstü değeri bizzat Said Nursî veriyor Onlar da onun arkasından gidiyorlar Mesela şu şiiri Abdülkadir Geylânînin sekiz asır önce Said Nursi için yazdığı iddia ediliyor Bizi aracı yap her korku ve darlıkda Her şeyde her zaman candan koşarım imdada Ben korurum müridimi korktuğu her şeyde Koruyuculuk ederim ona her şer ve fitnede Müri­dim ister doğuda olsun is­ter batıda Hangi yerde olsa da yetişirim imdada Bu iddiayı Said Nursînin 23 şakirdi yapar İspat için cifir ilmi denen hayali şeylere dayanır ve şiirde şu anlamın saklı olduğunu söylerler O Gavsın müridi Said Kürdî Rusyada esirken kuzeydoğu Asyadan bidatçıların eliyle Asyanın batısına sürgün edildiği ve Sibirya taraflarından kaçıp çok fazla yeri dolaşmak zorunda kaldığı sırada Allahın izniyle havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona yardım ederim ve imdadına yetişirim Yardımın nasıl gerçekleştiği şöyle anlatılıyor Evet Hazret-i Gavsın müridim dediği Said esir olarak üç sene Asyanın kuzeydoğusunda, yok edici zorluklar içinde hep korundu Üç dört aylık yolu kaçarak aşmış çok şehirleri gezmiş ama Gavsın (Abdülkadir Geylânînin) dediği gibi hep koruma altında olmuştur Üstadımız diyor ki Ben sekiz dokuz yaşında iken nahiyemizde ve etrafında bütün ahali Nakşî Tarikatında ve orada Gavs-ı Hîzan adıyla meşhur bir zattan yardım isterken ben akrabama ve bütün ahaliye aykırı olarak Yâ Gavs-ı Geylanî derdim Çocukluk itibariyle ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şeyim kaybolsa Yâ Şeyh Sana bir fatiha sen benim bu şeyimi buldur derdim Şaşırtıcıdır ama yemin ederim ki böyle bin defa Hazret-i Şeyh himmet ve duasıyla imdadıma yetişmiştir Bu inancın Kurana aykırılığını gösteren âyetlerden bir kısmı şöyledir Darda kalmış kişi dua ettiği za­man onun yar­dımına kim yetişiyor da sıkıntıyı gideriyor ve sizi yeryüzü­nün hakimleri yapıyor Allah ile be­raber başka bir ilahınız mı var Ne kadar az düşünüyorsu­nuz(Neml 27/62) Güç yetirilemeyen konularda Allah’tan baş­ka­sından yardım alınabilirse kim Allaha sığınır Allah Teâlâ şöyle buyuruyor De ki Allahın dışında kuruntu­sunu ettikle­ri­nizi çağırın bakalım onlar sıkıntınızı ne gi­der­meye ne de bir başka tarafa çevirmeye güç yeti­rebilirler Çağırıp durdukları bu şeyler de Rablerine hangisi daha yakın diye vesile ararlar rahme­tini umar azabından korkarlar Çünkü Rabbinin azabı cidden korkunçtur (İsrâ 17/56-57) Allah neyi gizlediğinizi neyi açığa vurduğu­nuzu bilir Allahın yakınından çağırdıkları ise bir şey ya­ratamazlar esasen kendileri yaratılmıştır Onlar ölüdürler diri değil Ne zaman dirile­ceklerini de bilemezler(Nahl 16/19-21) Onlara sorsan Gökleri ve yeri kim yarattı diye kesinkes Allah” diyeceklerdir De ki Allahın yakınından neyi çağırdığınıza baktınız mı Allah bana bir sıkıntı vermeyi istemiş olsa onlar bu sıkıntıyı fark edebilirler mi Ya da Allah bana iyilik etmeyi istemiş olsa onlar onun bu iyiliğini önleyebilirler mi De ki Allah bana yeter Dayanacak olanlar ona dayansınlar (Zümer 39/38) Soru- Said Nursî ölmüştür kendini savunamaz Böyle biri hakkında konuşmak doğru mu Cevap- Said Nursî hesabını Allaha verecektir Bizim ona fayda veya zarar vermemiz düşünülemez Belki ölmeden önce bütün hatalarından tevbe etmiş ve Allahın huzuruna günahsız gitmiş de olabilir. Bizi ilgilendiren onun kitaplarını dinin kaynaklarından sayan büyük bir cemaattir Biz onları uyarmaya çalışıyoruz
·
185 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.