BİR TUTAM KAFKA"İNANÇ" VE "UMUTSUZLUK"
Kafka inançlı mıydı ? Bence evet ama sorgulayan bir inancı vardı.
Kafka umutsuz muydu ? Bence evet ama umutlu olmaya çalışan bir umutsuzluğu vardı.
Kafka pek çok benzeri gibi aslında vatansız veya vatanına hasret bir Yahudiydi. Bir inanca sahipken , bunun ne kadarının kendi isteğiyle ne kadarının aile ve toplum tarafından şekillendirilerek oluştuğunu düşünüyordu , her aklı başında insan gibi..
Varoluşçu bakış açısıyla zaten düşünmemesi imkansızdı. Aforizmalarına ve günlüklerine baktığımız zaman da , Tanrı , cennet , cehennem , sevap , günah gibi kavramlarla ne kadar ilgili olduğunu görebiliriz.
"Yaşam baştan kaybedilmiş bir savaştır." demişti Kafka. Yani her şeye rağmen savaşmak gerektiğini söylemişti , galiptir bu yolda mağlup misali..
Kitabın girişi şöyle ,
"Kafka'nın yapıtlarında inancın temellerini sarsan bir sürü kuşku var ; öyleyken Kafka bir inançsızlık ve umutsuzluğun değil ,daha çok bir inanç sınavının , inanç içinde sınanmanın sanatçısıdır."
Ve hemen devamında ise şöyle diyor yakın dostu Max Brod ,
"Kuşkunun taşlaşıp bir tanrıtanımazlığın çarpıtılmış suratına dönüştüğü kimselerden biri değildir Kafka. Daha çok , anlatılmaz zahmetlere katlanıp inancı arayan , sevgiden yoksun zamanımızın umutsuzluğu ortasında umudun o cılız alevi üzerine titreyen , bu alevin ikide bir söndüğünü gören , ama yine de kendilerine bazen, inayet anları ve yüceltilme dönemlerinde bir kurtuluş sezisinin bağışlandığı kişilerden biridir."
Pek çoğumuzun geçtiği yollardan geçmiştir Kafka. Biz bugün niye kitap okuyup kitaplara koşuyorsak , bu sebeplerle birlikte onun için de durum farklı değildi. Çocukluk yaraları , gençlik sancıları , dünyada yer edinme telaşı , varoluş düşüncesi , bitmeyen arayışlar , vesaire..
Kafka'nın sağlığında yayımlanan Dönüşüm öyküsünü saymazsak , hemen hemen bütün eserlerini okuyabilmemizi arkadaşı Max Brod'a borçluyuz. Kafka bir bakıma öldükten sonra Kafka olmuştur.
Edebiyata tutunmuştur Kafka , hayal kırıklıklarına edebiyatta teselli aramıştır. Metafor kullanarak anlatımı bazı açılardan belki de ilk defa kullanan yazardır.
Dönüşüm , Dava , Şato , Ceza Sömürgesi , Açlık Sanatçısı ve diğerleri , hep bir meseleyi başka türlü anlatabilme arayışının ürünleridir , öylesine kapalı anlatmıştır ki kimi zaman adeta kendinden bile saklamıştır olayları. Fakat bir bakıma da düpedüz hayatın gerçeği olup çıkmıştır bu hikayeler..
Kafka'yı daha iyi anlayabilmek adına , birinci elden hayatına şahitlik eden dostunun hatıra ve tespit niteğilindeki bu kitabını özellikle Kafka sevenlerin okuması gerektiğini düşünüyorum. İyi okumalar dilerim.