Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

198 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
BİR LOKMA, BİR HIRKADAN ÇOK DAHA FAZLASI
Sene 1902. Jack London Londra’nın doğu yakasının sefalet içinde yaşayan insanlarını gözlemlemek ve dünyanın geri kalanına aktarmak için yola çıkar. Her dört kişiden birinin devletin hayır kurumlarında aç biilaç öldüğü, her 1000 kişiden 939’unun sefalet içinde hayata veda ettiği, 8 milyon kişinin açlık sınırında çırpındığı o “büyük imparatorlukta” aynı onlar gibi sefil bir kılıkta, sefil şartlar altında günler geçirir. Sonra da, her satırında insanı insan olduğuna utandıran bu eseri yazar. İlk sayfalar beni, kilo alırım korkusuyla “Ama ben börek yiyemem ki!” dediğim bir öğrencilik anısına götürdü. Birazcık harçlık için inşaatta çalıştıklarını, para karşılığı cenaze taşıdıklarını sonradan öğrendiğim birkaç arkadaşımın, yüzüme niye öyle tuhaf tuhaf baktıklarını sonradan anladığım o olayı hatırladıkça bugün bile utanırım. Kitabı okurken on defa daha utandım. Zaman zaman sahip olduğunuz “şey”lerden utandığınız olur mu hiç? Barındığınız evden, yediğiniz yemekten, soğuk havada sıcacık tutan giysilerinizden... Ben bunu sık sık hissederdim. Bu kitabı okurken hislerim kat be kat arttı. Dünyadaki eşitsizlik on defa daha ökemi kabarttı. Sosyal ve ekonomik açıdan kendi kaderine terk edilmiş, sokaklarda rastlayınca gözlerine bakmadan geçtiğimiz, yoklarmış gibi davrandığımız nice insan, okuduğum her satırda gelip yakama yapıştı. Ve bu durumun hayatın bir gerçeği oluşu, normalleşmesi, her bir insanı dehşete düşürmemesi bir kez daha kanımı dondurdu. Hayır! Bu normal değil! Tek göz odada bir ailenin yaşaması normal değil. Herkesin o odada yatıp, o odada kalkması, tuvalete gitmesi, çoluk çocuk, anne baba, hepsinin aynı odada tek bir yatakta uyuması, hatta yatağa sığmayanların yerde kıvrılıp yatması normal değil. O daracık odanın gece boyunca ağırlaşmış havasında uyanıp, kahvaltı diye ağıza konulmayacak şeyler yemek, orada çamaşır yıkayıp orada kurutmak, her sofradan doymadan kalkmak normal değil! Daha kötüsü, bu tek göz evi bile bulamamak, yağmurda, çamurda, soğukta sokaklarda sabahlamak, kaldırımlardaki çöplerle beslenmeye çalışmak, hatta sokaklardan bile kovulmak normal değil! Erk sahibi olanlar ve onların bir avuç ortaklarının, sömürüp hakkını yediği insanları sokaklarda dahi görmeye tahammül edememesi normal değil. Toplumun çoğunluğunun henüz beş yaşına gelmeden ölmesi, hele hele ölen çocukların cenazesini kaldıracak parayı bulana kadar cesedi o tek odada muhafaza etmek zorunda kalması normal değil! Gündüz yatakta bekletilen cenazeyi, akşam olunca yatağı kullanabilmek için masaya kaldırmak normal değil! Kadın, erkek, çocuk, hepsinin birden aç ve sefil bir halde, sağlık koşullarından yoksun deliklere tıkılmasının getirdiği ahlakî çöküntü normal değil! Bunlar insanlık ayıbıdır, insanlık suçudur! Bu koşullarda insanca yaşamak hayaldir, namusluca çalışmak hayaldir, umutlarınızın olması hayaldir. Sonuç, açlıkla ve soğukla boğuşurken şartların dayattığı alçalmışlığa uyum sağlamak, intihar etmek ya da vahşi hayvanlar gibi ölmektir. Bunlar normal olarak görülemez; bunlar insanlık suçudur! Ey inananlar, inanmayanlar, her pazar kiliseye gidenler, her cuma camiye gidenler, elde ettiği kazancı bölüşmekten kaçanlar, eşitlikten dem vuranlar, hak yemeyi hak sayanlar, kaynakları bölüşmek istemeyenler, bir babanın çocuklarının açlığına tanıklık etmesine aldırmayanlar, insanı üç kuruşa çalıştırırken milyonlar kazanıp yine de gözü doymayanlar... Hepiniz bu suça ortaksınız. Yüz yıl da geçse, beş yüz yıl da geçse aynısınız! İnsan yaşamı bu denli tekinsiz, bu denli sefil yaşanmayacak kadar değerli. Yardımseverlik iyi de, asıl hedef insanı yardıma muhtaç hâle getirmemek; değil mi?
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,533 okunma
··
1.785 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Yine insanı içine alan duygusal bir inceleme. Yürek burkan hayatlar. En acısı da yazılanların gerçek olması. Yoksulluğu çekmeyen bu yaşananların gerçek olduğuna inanmaz. Okuyana tıpkı bir masal gibi gelir. Açlığı çekmeyen yemeğin, soğuğu çekmeyen sıcağın değerini bilemez. Keşke hiç yoksulluk olmasa diyoruz. Ama ne yazık ki birilerinin karnı iyi doysun diye birleri hep aç bırakılıyor. Asla değişmeyen ve değişmeyecek olan dünyanın kanunu bu maalesef. Emeğinize sağlık.
2 önceki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
Sultan öğretmenim, ne güzel özetlemişsiniz. En acısı da bunların yaşanmış olması. Ve de hep yaşanacak olması:( Beğenmenize sevindim. Çok teşekkür ederim.🌼
Semra Yilmaz okurunun profil resmi
Ne yazık ki hala bu durumda insanlar var.Bir öğrencinin öğretmenim bu gün bende kantinden tost alabileceğim babam iş buldu derken ki mutluluğunu ve o zaman ki duygularımı hatırlattı incelemeniz.Emeğimize sağlık.
Neşe okurunun profil resmi
Çocukların yaşadığı haksızlığa bir başka isyan edesi geliyor insanın. Çok teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.🌼
Homeless okurunun profil resmi
Lisedeyken her gün bir arkadaşımızın evine giderdik ancak H. adlı arkadaşımız bizi hiç evine davet etmezdi. Şaka yollu neden davet etmediğini soruyorduk. Hatta cimri diyeni oldu, korkak diyeni oldu. Bir gün onun evinin önünden geçerken kapı açıktı tek oda vardı yalnızca ve bu aile 8 kişilik bir aileydi. O gün dua ettim ''Allahım sen yardım et onlara'' diye. Gök kubbede duam çabucak kabul görmüş olmalı ki adamlara büyük ikramiye vurdu :D Sene 2005 bu anlattığım. Sonuç olarak iyi mi oldu, iyi oldu. En azından birileri kurtuldu. Çocuk sonradan küresel bir değişim yaşadı kendi çapında. Olsun ona da eyvallah diyorum şimdi düşününce. Şimdi pandemi süreci var, insanlar ölüyor. Pandemiden önce de insanlar açlıktan ölüyordu. İnsanın insana olan uçurumunu hiçbir cümle izah edemez herhalde. Elinize sağlık, incelemelerinizi severek okuyorum Neşe hanım listeme ekliyorum :)
Neşe okurunun profil resmi
İnsanın en büyük sorunu da bu ya zaten: Kendisi... Islah olacağı da yok ne diyelim. Ben de
Homeless
Homeless
incelemelerini beğenerek takip ediyorum. Çok teşekkür ederim. Kitabı beğeneceğini düşünüyorum. Verimli okumalar olsun.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yeşim okurunun profil resmi
Özellikle pandemi sürecinde görüp tanık olduklarım canımı o kadar yaktı ki ne söylesem az kalacak. İnsanı insanca yaşatmak gerek. Keşke gerçekten ihtiyacı olanlara yardım eli uzatılsa...İnsanlar bu kadar bencil olmasa. İnceleme çok güzel olmuş. Ellerine sağlık 🌺
Neşe okurunun profil resmi
İnsanı insanca yaşatmak gerek, çok doğru söylüyorsun Yeşim. Diğer yandan da insanlık onurunu yere düşürmemek için birbirimizden kuvvet almamız gerek. Kıymet bilen, ilkeleri olan insanlığa diyelim... Beğenmene sevindim. Çok teşekkür ederim.🌼
Ecem okurunun profil resmi
İncelemeyi okumaya başlamadan yine kalemiyle değil yüreğiyle yazmıştır muhakkak dedim ve bitirirken de haklı çıktım "maalesef" dedim. Emeğine yüreğinin naifliğine teşekkürler. İşin kötüsü ne biliyor musun? Yardım eli uzatmaya çalıştıkça yardima duyulan ihtiyacın artması. Bu ikisinin paralelliğini görmek her zaman aynı kök nedene götürüyor bizi. Siyasi yönetim şeklinin doymazlık ve aymazlık anlayışına...
Neşe okurunun profil resmi
Ecem, bugün https://1000kitap.com/Nordavind inceleme paylaştı, görmüşsün. Ona yorumumda yazdığım kopyalama isteği bu yüzdendir. Yüreğimle yazmaktan şikâyetçiyim aslında:) Ancak kalem kendiliğinden oraya gidiyor.😉 Yardımlaşmak çok güzel de, yardıma muhtaç toplumlar yaratmak rezilce. Paylaş gitsin işte, ölür müsün diye bağırasım geliyor bazen. Neyse, bu isyan bitmez:) Teşekkür ederim. Sevgilerimle.🌼
DlkSzgn okurunun profil resmi
aylar sonra yaşadığım Babel keyfine çomak soktuğunuz için saygılar efenim.. suratım bir acayip olmuş olsa gerek https://1000kitap.com/Nordavind nın Şikago Mezbahaları incelemesi üzerine okuyunca.. güzel incelemeniz için teşekkürler
Neşe okurunun profil resmi
Hep London’dan ötürü; elçiye zeval olmaz:) Tuco’yu benden sonra okusaymışsınız iyiymiş.:)) Beğenmenize sevindim. Çok teşekkür ederim.🌼
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.