Sinirlerimi ciddi anlamda bozan, ‘bi dk. n’oluyor ya’ dediğim incelememi yazmak için, bir kaç gün dinlenip iç dinliğine ulaşmak istediğim bir kitapla baş başayım yine. Kitap çok iyiydi, yazarın kalemi, beyni tartışmasız hayranı olduğum kalitede yansımıştı romana. Mutlu hayran kategorisinde kitabı okuyup bitirdim ve diğer bütün okuduğum kitaplarda yaptığım gibi işi tersinden yapıp, kitap ile ilgili değerlendirme, eleştiri, kullanılan kaynaklar vs araştırmaya başladım. İşte sıkıntı da burada çıkmaya başladı. [Bundan sonrası *Spoiler içerir!] ;;; Ziya Hurşit’in gerçek bir Atatürk suikastçisi olduğunu bilmiyordum mesela.. İzmir suikastini biliyor fakat hangi isimlerin olduğunu hiç hatırlamıyordum (roman karakteri sanıyordum bu kitabı okurken) Bu adam madem gerçekti, o halde neden, Günday böyle bir yüz karasını bu kadar tatlı dille bize lanse etmek istedi. Atatürk suikastinin en güçlü ismi olan Ziya Hurşit bu romanda neden silahlı ve psikolojisi bozuk bir erin en yakın hayali arkadaşı olarak karşımıza çıktı ve bu er •bir komutanın öldürülmesi olayına karıştı. Bu ve benzeri Ziya Hurşit ile ilgili bir çok sorunun kendisine sorulmuş olacağını ümit ederek, yazarın röportajlarını araştırdım. Sadece bir röportajında denk geldim. Röportajda, ‘Ziya Hurşit’i bir roman kahramanına dönüştürmeyi uzun süredir düşündüğünü’ söylemiş. ‘Ziya Hurşit’in neden ve hangi amaçla Atatürk’e suikast düzenlemeyi düşündüğünü yeterince bilemediğini, kaynaklarda bununla ilgili tarihsel kanıtlara ulaşamadığını, bu yüzden gerçek ve kurgunun harmanlandığı bir hikaye anlattığını’ söylüyor. Ben yine aynı soruyu soruyorum; neden bir suikastçı? Neden Ziya Hurşit? Kaldı ki Hakan Günday’ın ana karakterleri evet hep içimizden, ama tarihte adı geçmeyen insanlar. Hele ki böyle kara bir defterde! •Biraz daha araştırınca, Hakan Günday’ın eski milletvekili Faik Günday'ın torunu olduğunu öğreniyorum. Faik Günday kim? Ziya Hurşit’in abisi! Bu kitabı yazarken kaynak, arşiv olarak kimden yardım almış, Ziya Hurşit’in öz yeğeni Orhan Günday’dan. Suyundan da vereyim mi?! .... Şimdi ben bu yeni öğrendiğim bilgiyle bu kitabı nasıl yorumlayayım? Bir yanım çok büyük bir düş kırıklığı yaşarken, diğer yanım, (...) yok ya, diğer yanım da üzgün, kırgın. Kandırılmış gibi, aptal yerine konmuş gibi. Kitabın ilk ya da son sözlerinden birine ‘mega amcam Ziya Hurşit’e’ falan deseydi ne bileyim daha mı az kırılırdım? Sanki. Bir de kitabın son kısımlarında, bizim bu sorunlu er, Ziya Hurşit ile uzaktan akraba çıkmıyor mu. Ne alâka demiştim okurken, ne biçim bir zorlama olmuş demiştim. ‘Genetik aktarım’ falan da demişti hatta. Bunu niye demişti? Gerçekten kendisi de rüyasında Atatürk’ü öldürmeyi mi planlıyordu? Ne yapıyorsun Hakan Günday? Hayırdır kardeşim!? ~ Zaten bugün kedi evladımın dişi çekildi, anestezi fln.. canımız burnumuzda, daha da konuşmuyorum. İçim şişti. Tamam. Söyleyeceklerim bu kadar. Günday ailesinden uzun bir süre uzak kalmak istiyorum. Net.

ZiyanHakan Günday · Doğan Kitap · 20195,1bin okunma

·

138 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Eylem