Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
KISKANMAK & NAHİD SIRRI ÖRİK
Nahid Sırrı Örik, Cumhuriyet dönemi edebiyatımızın oldukça güçlü ve usta kalemlerinden biri olmasına rağmen, bu ustalığın layık olduğu konuma bir türlü getirilmemiş güzide bir isim. Bu geri planda kalmışlığında, biraz kendisinin geri durmasının, biraz da çevresinin ve toplumun payı var elbette. Zira kendisi o dönemlerde pek rastlanılmayan, rastlanılması halinde de şiddet ile dışlanması lüzum gelen "eşcinsel" kimliğe sahipti. Ancak direkt bunu bahane edemeyen yetkililer, buna kılıf olarak yazarın şaşaalı ve ağır bir dil kullanmasını gerekçe göstermişlerdi. Hatta Örik'in ölümünden sonra yayınladığı bir yazıda, Varlık Dergisi sahibi, can dostu Yaşar Nabi şu satırları aktaracaktı: “Ona Varlık’ta yer vermeyişimden şikayetçiydi. İçimi acı ile dolduruyor bu düşünce. Ama ne yapabilirdim? O eski dili ve eski düşünme tarzı ile gençler arasında yadırganmaması imkansızdı. Çalışmalarına verdiği yönle, kendisi ayırmıştı yolunu bizden.” Yusuf Ziya Ortaç'ın Akbaba dergisinde yayımlanmış olan bir şiiri ise, çok kırmış,çok incitmiş, bir nevi edebi çevreye küstürmüş Örik'i: “Kırıtarak gelirken uzaktan Nahid Sırrı, Sanırım pantolonlu ceketli bir kız gelir!” Örik, divan şairi Ahmet Hafız Paşa'nın torunu,Şura-yı Devlet Azası, hukuk mektebi hocası, rüsumat müdür-i mütercimi, Shakespeare'den oyunlar çevirmiş Hasan Sırrı Bey'in oğlu olarak 1895 yılında dünyaya gelmiş, Afitab-ı Maarif Rüşdiyesi'nden mezun olmuştur. Yazarın roman, öykü, anı, gezi, tiyatro, eleştiri ve inceleme gibi birçok farklı edebi türde, hatrı sayılır sayıda eseri mevcuttur. Eserlerinin bazılarını, hatırlatmak babında eklemek isterim: Kırmızı ve Siyah Sanatkarlar Eve Düşen Yıldırım Eski Resimler Yıldız Olmak Kolay mı? Tersine Giden Yol Sultan Hamid Düşerken Turnede Bir Artist Öldürüldü Sönmeyen Ateş Muharrir Eski Zaman Kadınları Arasında Anadolu Yol Notları Bir Edirne Seyahatnamesi Kırşehir-Kayseri-Kastamonu Tarihi Çehreler Etrafında Abdulhamid'in Haremi Bilinmeyen Yaşamlarıyla Saraylılar Edebiyat ve Sanat Bahisleri Roman ve Hikaye Hayat ve Kitaplar Yüz Elli Yılın Türk Meşhurları Ansiklopedisi Kıskanmak adlı romanına gelecek olursak... Efendim her şeyden önce bu eser, muazzam bir edebi dehanın, dibe vurmuş bir hayal kırıklığının ve inanılmaz lezzetli bir Türkçe bilgisinin apaçık göstergesi. Roman ilk önce 1936 yılında Tan Gazetesinde Kıskançlık ismi ile tefrika edilmiş, daha sonra 1946 yılında Kıskanmak ismiyle kitap olarak basılmış. Ve işin en ilginç, en acı olanı ise 1946 yılındaki ilk basımının ardından 1994 senesine kadar bir daha basılma şerefine nail olamamış,dile kolay neredeyse 50 koca yıl... "Kıskanmak"ın ismine aldanarak, bir aşk romanı olduğunu sakın düşünmeyin. Bilakis tam tersi, içeriğinde kardeş düşmanlığı, kardeş kini barındıran bir intikam romanı. Ana karakterimiz Seniha. Orta halli bir ailede yetişmiş, çirkinliğinden ötürü her zaman dışlanmış, hiç evlenmemiş bir kadındır. "Çirkinlerin sevilmemeye ve güzeller için daima feda edilmeye mahkûm bulunduklarını Seniha pek küçük yaşından itibaren bilmiş, anlamıştı." Halit ise, Seniha'nın, güzelliği dillere destan, her daim popüler ağabeyi. Bu özelliklerinin ziyadesiyle farkında olan Halit, bir kibir timsali olarak eserde arz-ı endam etmekte. "Fakat Allah beni her suçtan münezzeh, pek çok kadından da güzel yaratmışsa, kendileri genç ve güzel görünmek için ne yapacaklarını bilemeyen kadınlara karşı, bu neden bana gurur hakkı vermesin?” Mükerrem, Halit’in genç, körpe ve bir o kadar da alımlı, bakanın dönüp bir daha baktığı derecede güzel karısı. Nüzhet ise Mükerrem ile aşk yaşayan, yine Halit gibi güzelliği dillere destan olmuş bir delikanlı. Evet dikkatinizi çektiyse, yazar erkek karakterlerinde yakışıklı kelimesini hiç kullanmıyor, betimlemelerinde verdiği gibi hepsi kadınsal özelliklere sahip güzel erkekler. "Bembeyaz pijaması ile cinsi belki belli olmayan bir heykel gibi, bir resim gibi güzeldi Nüzhet." Örgü hakkında yazacağım en ufak detay, sizlere ipucu teşkil edeceğinden ötürü o konuya hiç girmiyorum. Ancak karakter tanıtımlarından az çok tahmin yürütebileceğinizi düşünüyorum. Olaylar yoğunlukla Zonguldak, Ankara ve İstanbul üçgeninde cereyan ediyor. Yazarın mekan olarak Zonguldak'a seçmesindeki etken ise, sanıyorum dönemin taşra-kent ilişkisini gözler önüne sermek. Kitabın kilit noktası ise kesinlikle Seniha. Var oluş amacı, sırf ağabeyine acı çektirmek olan Seniha, bu uğurda varını yoğunu ortaya koyarak mücadele edecektir. "Kıskanmak… Seniha’nın yüreğinde ilk beliren, kendisini ilk duyuran ve hemen her gün daha fazla gelişip büyüyen his bu olmuştu. Halit’le aralarında sekiz yaş vardı ve onu kıskanmadığı bir zamanı hiç bilmiyordu.Hayatının en eski, en bulanık ve silik hatıraları arasında bile kıskançlık her şeye hükmeden bir yer tutuyordu. Hayal meyal hatırladığı zamanlarda da herkes kendisinin kara kuru, Halit’in ise beyaz, sarı saçlı ve mavi gözlü olduklarına bakarak, ‘Bu kız, o oğlan olmalıydı’ demişler, hep ağabeyini okşamışlardı. Bu okşayanlar, bu sözleri söyleyenler kimlerdi? Hemen hiçbirini hatırlayamadığı halde söyledikleri sözleri ve o okşamaları hiç unutmuyordu. Çirkinlerin sevilmemeye ve güzeller için feda edilmeye mahkûm bulunduklarını Seniha pek küçük yaşından itibaren bilmiş, anlamıştı.” Toplamda 222 sayfa, 40 bölümden oluşan roman, Arapça ve Farsça kökenli çok sayıda sözcük içerdiği için, kimi okurlar için zorlu bir okuma süreci oluşturabilir. Lakin inanın bu şaşaalıkta bile ayrı bir güzellik, ayrı bir kalite var. Okumayan tüm dostların, bir an evvel okuyup bu edebi hazza varmalarını ısrarla öneririm. Sabih İzzet Alaçam'ın, Sevgili Örik'in ölümünden sonra kaleme aldığı şu dizeleri de, buraya bırakmayı ihmal edemem: “Birden aklıma geldi bak Nahit Sırrı Örik Takılırdık ona hep 'Merhabalar Bay Erik' İçten kuşkulu, sessiz, kapanık bir insandı Bilmem öteyi burdan daha iyi mi sandı? Ben olsam etmezdim, onun kadar acele” Bu da boş lâf ya . . . Kimler karşı çıkmış ecele?"
Kıskanmak
KıskanmakNahid Sırrı Örik · Oğlak Yayıncılık · 20211,359 okunma
··
532 görüntüleme
The  Misanthrope okurunun profil resmi
Çok merak ettiğim için incelemeyi kitaba başlamadan okuyayım dedim. :) Nahid Sırrı hakkında yazılanları önceden okumak, kitabı anlamlandırmada daha iyi olur diye düşündüm. Daha önce adını dahi bilmediğim bir yazardı çünkü. Kitabı bitirdikten sonra tekrar okuyacağım. Teşekkürler inceleme için 👍🏼
Seda okurunun profil resmi
Keyifli okumalar tekrar, Demirkubuz yönetmenliğinde bir de sinema uyarlaması var, izlenesi...
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.