Bazı kitaplar vardır ki sayfa sayısı azdır ama kurulan cümleler sizi derin düşüncelere ve kendi hayatınızı sorgulamaya götürür. Bu kitap bir bakıma öyleydi benim için. Kitabı okurken insan kendi hayatını, kendi hayatı içindeki anlamsızlığı, boşluğu, gereksiz şeylere önem verip yüceltirken yanı başında görmesi gerekenlere nasıl da kör olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kitapta kendi burjuva hayatı içinde ait olduğu sınıfın kurallarının dışına çıkmadan ve her geçen gün duygularına biraz daha körleşerek yaşayan varsıl bir burjuvazinin, bir gün bu hissizleşmenin farkına vararak ve kendi içinde en küçük bir duygu tanesi görebilmek için çabalaması ve bunun sonucunda da her günkü rutininden farklı olarak suç işlemesiyle başlayıp olağanüstü bir geceyle sona eren günün ardından kendi hayatının gerçek uyanışına uyanmasını okuyoruz. Kitapta bir insanın kendi varoluşunu anlamasıyla tüm insanları anlayabileceği, insanlara küçücük bir iyilik yaparak onların yüzündeki gülümsemeye sebep olmanın insanın kalbindeki kilitleri kırabileceği, bir insanın kendi öz varlığını başkalarında duyumsamasının ve bir olduğumuz gerçeğini anlamanın hakiki mutluluk olduğu bizlere hissettiriliyor. Ve kendini gerçekten anlamış, yaşama sevincini içinde yeniden duyumsamış bir insanın artık başkalarının onun hakkında ne düşündüğü fikrinin önemsizleştiğini, kendini gerçek anlamda bulamamış bir insanın ise bu duyguları anlayamayacağını bize şu çarpıcı sözlerle anlatmış kahramanımız: "İçimin bir zamanlar ne kadar ölü olduğunu asla bilmediler, şimdi nasıl çiçek açtığımı da asla anlamayacaklar." Özetle günümüzde çoğu insanın yaşadığı duygusal hissizleşmeyi de düşününce okuyup kendi içsel muhakememizi yapabileceğimiz akıcı bir kitap.

Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,6bin okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebru Özer