Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
Selam,uzun bir zamanın ardından inceleme yazısı kaleme almaya karar verdim.Saat 23.44,aklıma ansızın Oruç Aruoba geldi.Türkiye'nin kayıp Nietszche'si.Israrla kullanmadığı noktalama işaretleri ve kelimelerin kalıplaşmış imgesini bozan kimyasıyla bana özgün üslubu sevdiren adam.Güzel adam.Yattığın yer aydınlık olsun.Erken uğurladık seni.Özledim.İncelemem,kullandığı üsluptan ziyade kitabın muhtevası üzerine olacak.Kitabın içeriğini tahlil etmeden evvel,size,kitap hakkında bilgi vermek istiyorum. "İle"Oruç ağabeyin,aşka,ikili ilişkilerdeki kıymıklara,sevgiye,sadakate yani insanı insan yapan bütün duygusal değerlere yönelik,kendi derin felsefe altyapısıyla,özgün bir biçem ve bakış açısıyla kaleme aldığı görüşlerinden oluşuyor. Daha önce "De ki İşte,Hani,Tümceler,Uzak"kitaplarını okumuştum.Nazarımda en kıymetli kabul edeceğim kitabı değildir fakat derin bir görüş gücü,felsefi altyapı,sıradışı toplumsal ve bireysel analizler sunması açısından,okunmasını kesinlikle tavsiye ettiğim kitaplarından biridir. "Kelimeler"üzerinden gitmenin,kitabı henüz okumamış arkadaşlara kitabımızın içeriğine ilişkin sunum,okuyan arkadaşlara ise;gücünü kelimelerden alan kitabımıza dair farklı bakış açıları kazandırması açısından faydalı olacağı kanaatindeyim. O zaman başlayalım; "Güvensizlik, naftalinlenmemiş yünlünün içine giren güve gibi (...) delik deşik eder ilişkiyi." Peki Oruç ağabeyin kastettiği yalnızca ikili ilişkiler miydi?Bence hayır.İçinde devlet-birey,devlet-toplum,birey-toplum,birey-birey ilişkilerini de kapsadığını düşünüyorum.Devletin güvenmediği yurttaşına zorbaca usulsüz kanunlar dayatması,yurttaşın güvenmediği devlete karşı, başta vergiden kaçınmak ve sandığı protesto etmek üzere,bütün sosyal,iktisadi,kamusal desteklerini çekmesi örnek olmaz mı?Bence olur.Bireyin topluma,toplumun bireye karşı düzeyden yoksun yaklaşımı,güvensizliğin işareti değil midir?Yahut bireylerin, toplum olmaktan kaçınıp yalnızlaşma,içine dönme,orta yoldan vazgeçmeme tutkusu,bireylerin birbirlerine duyduğu derin inançsızlıktan kaynaklanmaz mı?Ve bu güvensizlik başta birey olmak üzere toplumu,devleti kaotik bir zemine sürüklemez mi?Bence bu sözcüğü ve ifade etmek istediklerimi düşünmekle başlayabiliriz. "Sana büyük acılar vereceğim, çünkü senin büyük sevinçler yaşamanı istiyorum."bu tümceye bayıldım.Onun için incelememde yer ayırmak istedim.Büyük sevinçler için büyük acılar çekmek gerekiyor değil mi?İçten,candan gülümseyebilmenin lezzetine varabilmek için evvela sol memenin altındaki cevahirin kararmaya yüz tutması gerekiyor.Aydınlığı görebilmek için geceye yenilmemek,beyazın tazeliğini ve masumiyetini kavrayabilmek için,bütün ara ve soğuk renklerin tadına bakmak ve onlara boyanmak gerekiyor değil mi? Ne hazin.En çok mutlu etmek için didindiğimiz insanların,en çok üzdüğümüz insanlar olması,tümcenin derinliğini anlamaya kâfi değil mi?Ne büyük bir sosyolojik tespit,insanın makus talihini özetlemek için ne vurucu bir ifade!Âh Oruç ağabey âh! anlam’larımız, anlama’larımız, anlat’malarımız anlaş’maya ne kadar yetecekti?..” Şair Şükrü Erbaş,"Ömür Hanımla Güz Konuşmaları"şiirinde "kim kimin derinliğini ne kadar anlayabilir Ömür Hanım?"diyordu.Çevremizde sığ kelimesinin türettiği çok "sığır"var değil mı?Onlara hangi "anlam"larımızdan,"anlama"larımızdan,"anlaş"malardan söz edeceğiz?"Anlata"madığımız ve yorduğumuz her sözcük,bizden hesabını sormayacak mı,insan insana ne anlatabilir,anlatsa da ne kadar anlaşılabilir,anlaşılsa da neyi değiştirebilir,değiştirse de neye yarar ki? Sevgi nedir?'' diye sordun. Ben de şöyle dedim: "Sevgi, bir şeyin farkına varmak; sonra da bir karara varmaktır." İki 'varma'nın çakışması..." Neyin farkına varmak,farkına vardıktan sonra hangi karara varmak?O,anlatılmak istenen "bir şey"ne?Ben bilmiyorum.Düşünmeyi sürdüreceğim.Düşünmem bitene kadar da buna dair bir şey yazmayacağım. "En büyük erdemsizlik sığlıktır. Ne ki bilinçlendirir/gerçekleştirilir/doğrudur/haklıdır" "Sığ" bir denizde yüzmek ister misin? "Sığ"ken "sağ"kalmak ister misin? "Sığ"denizde herkes yüzer,sen derinliğinden ötürü herkesin girmeye cesaret edemeyeceği bir denizsen,berrak kalmışsın demektir. Berrak kalmak,erdemdir. İncelememe son verirken Oruç ağabeyime söyleyeceğim iki çift sözüm var: Oruç ağabey;aydınlandın,aydınlanırken aydınlattın,aydınlatırken yandın.Sonsuz uykun,ferahlık ve esenlik içinde olsun!
İle
İleOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20183,359 okunma
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.