1. hisseDescartes... Modern felsefenin kurucusu... Descartes'i incelemek bana düşmez ,bir iki cümle yazmak istiyorum. Felsefe kitaplarını çok önceden okumak isterdim,ama pek çok anlamıyordum. İlk çağ filozoflarından öteye geçemiyordum.
Qunner Skirbekk ve Nils Gilyenin "Felsefe tarixi" kitabını okurken Descartes ilgimi çekti. Descartesi bilimden her kes bilir,onu bizlere bilim adamı gibi tanıtmışlardı. Ama çağdaşları gibi bilimde pek çok ileriye gidemedi ,bilim adamından çok o, bir filozofdur,bir metafizikçidir.Onun felsefesiyle bu kitapda tanıştım ve onunla ilgili diger felsefe kitaplarından okumaya başladım. Anlıyordum ve fikirleri ilginç geliyordu.Russel, Descartes incelemesinde onun felsefesini anlamak için "Metot üzerine konuşmalar" ve "Meditasyonlar"ın okunması gerektiğini belirtiyor . Ben de "Metot üzerine konuşmalar"dan başladım. Öncelikle belirteyim ki cümlelerini uzun kurmasına rağmen fikirleri anlaşılabilirdi. Tıpkı,yöntemindeki bir kuralda olduğu gibi fikirlerini de "parçalara " bölüyor,anlaşılır halde okucuya sunuyor . Descartes "Zor şeylerin daha güzel olduğuna inanmak ölümlülerin ortak yanlışıdır" diyerek , "Yöntemden kesin ve kolay kuralları anlıyorum" diyecek kadar basitten, apaçıktan yanadır .
Kitap altı bölümden oluşur. Birinci bölümde öğrendiyi,bildiyi her şeyi sorgulamaya başlıyor. Ona,öğretilen bilimler yeterli görünmüyor. Düşüncenin açık seçik ilkelerini arıyor. Bildiyi her şeyden kuşkulanarak yöntemine başlıyor (Yöntemsel kuşku) .
Uzun yıllar seyahet ediyor ,farklı mizaçlar ve koşullarda insanlarla tanışıyor ,çeşitli deneyimler kazanıyor ("...yazgının bana sunduğu raslantılarda kendi kendimi sınayarak ve her yerde kendini sunan şeyler üzerine onlardan bazı yararlı sonuçlar çıkarabilmek için düşünerek geçirdim").
İkinci bölümde ,ilk olarak tek kişi tarafından sunulan fikirleri ve çeşitli kişilerin fikirleriyle oluşan bilimleri kıyaslıyor.Bir kaç kişinin nedenleri olası olmaktan öteye geçmeyen görüşleriyle oluşmuş ve şişirilmiş bilimleri sağduyulu bir insanın basit usavurmalarından daha az doğru olduğunu düşünüyor.Bizi inandıran şeyin alışkı ve örnek olduğunu söylüyor.-" Şu sonuca vardım: bizi inandıran şey , herhangi bir kesin bilgiden çok alışkı ve örnektir; bununla birlikte görüşlerin çokluğu ortaya çıkarılması biraz güç doğrular için hiç de değerli bir kanıt değildir, çünki bir toplumdan çok,tek bir adamın onları ortaya çıkarması çok daha olasıdır; böylece görüşleri başkalarının görüşlerinden üstün tutabilecek bir kimse göremiyordum,bu durumda kendi yolumu kendim bulmak durumunda kaldım "
Ardı diger incelemede...