Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Gönderi
Bireysel Psikolojinin babalarından, Carl Gustav Jang'ın bu kitabı, rüyaların mantığını anlamak açısından çok güzel bir çalışma. Yazar, rüyaları farklı katagorilere ayırmış. Belirli yerde rüya analizi yaparken yakın geçmişte yaşadığı olaylar ile ilişkilendirmiş, belirli bir yerde ise mandala'daki sembollerden yararlanmış ( dini semboller de dahil). Bazı alıntıları aşağıda verdim. Yalnız şunu belirteyim rüya yorumu öyle rüya kitaplarindan bakarak ahha bu anlama geliyor diye yorumlanamaz, o kadar basit değil. Herkesin rüyadan önce yaşadığı bir hikayesi var ona göre değerlendirmek gerekir.
*Rüya eşikaltı unsurların kaynaşmasını sonucudur ve dolayısıyla önemsizlikleri sebebiyle bilincin kaydetmediği bütün algılamalarının düşüncelerin ve duyguların bir birleşimidir.Ayrıca rüyalar,bilinci artık etkin olarak etkileyemeyen eşikaltı hatıra kalıntılarına da dayanabilir.
*Bir rüyanın psikolojik açıklamasını istiyorsak öncelikle Bu rüyayı oluşturan daha önceki yaşanmışlıkları bilmeliyiz.
*eğer bir rüyayı doğru yorumlamak istiyorsak, o anki bilinç durumunu enikonu bilmemiz gerekir! çünkü, rüya bu bilinç durumunun bilinç dışındaki tamamlayıcısını, yani bilincin bilinçdışına attığı malzemeyi içerir.Bu bilgiye sahip olmadan,şanslı bir rastlantı dışında bir rüyayı doğru yorumlamak imkânsızdır.
• Freud, rüya düşüncesini oluşturan arzuların açıkça kabul ettiğimiz arzularımız değil, acı verici olmaları sebebiyle bastırdığımız arzularımız olduğunu söyler. İşte arzularımız Tam da bu sebeple,yani uyanık durumdayken bilincimizden uzak tutulmaları sebebiyle rüyalarımızda dolaylı olarak su yüzüne çıkarlar
• Rüya kendine şekil vermiş pşik unsurlar karmaşasıdır.
• rüya, rüya sahibinin kendisinin sahne, oyuncu,suflör,yapımcı,senarist izleyici ve eleştirmen olduğu bir tiyatrodur.
Bastırılmış acı verici düşünce, kendini sombolik olarak ele verir.
Rüyalar, mantıklı ve soyut değil, kinaye veya benzetme şeklinde ortaya çıkar.
Vücudun yaralanma, enfeksiyon, yada anormal durumlara amacsal bir biçimde tepki göstermesi gibi, psike da doğal olmayan yada tehlikeli şeylere karşı amaçsal bir savunma mekanizması olarak tepki gösterir. Rüyaları da bu amaçsal reaksiyonlar dan biri saymaliyiz. Çünkü rüyalar bilinçli bir durumda gizlenmiş bilinçdışı malzemeyi çıkarırlar ve bunu bilince sembolik bir formda sunarlar.
*Bütün insan ilişkileri yansitmalarla doludur.
Açık edilmemiş hatalarımızı daima düşmanlarımızda görürüz. Kişisel bir farkındalığa sahip olmadığımız sürece yansıtmalarımızın niyetini asla anlamayız, ama onlara direnmemeliyiz.
*bir başka insanı kendimizi anladığımız ya da anlamaya çalıştığımız gibi anlarız kendimizde anlamadığımız şeyi başkasında da anlamayız.
*bu sebeple rüyamda eğer çok önemli bir sebeple bağlı olduğum bir insan görürsem nesnel seviyede yapılacak bir yorum gerçeğe diğerinden kesinlikle daha yakın olacaktır ancak eğer rüyamda gerçekte benim için hiçte önemli olmayan birini görürsem, o zaman öznel seviyede yapılacak bir yorum gerçeğe daha yakın olur.
*İlkel insanın kendi farkındalığı minimum seviyede, nesneleri duyduğu bağladıksa maksimum seviyededir ; bu yüzden nesne onun üzerinde doğrudan büyülü bir zorlanıp gerçekleştirir.Bütün İlkel büyülü dinler, bilinçdışı içeriğin nesneye yansıtıldığı bu büyülü bağlanmalar üzerine kuruludur.
*bir şeylerin bizi kızdırmasına izin verdiğimizde bizi kızdıran şeyin tamamen bizim dışımızda bizi kızdıran şey ya da insanda olduğunu düşünmeyelim.Bu şekilde onlara bizi kızgın konuma getirme , hatta muhtemelen uykusuzluk hatta hazımsızlığa sebep olma gücü veririz. Daha sonra ise arkamızı döner suçlu nesneyi tereddüt etmeden suçlarız ama aslında bütün bu zaman içinde kendi kendiligimizin , bizi öfkelendiren nesneye yansıttığımız Bilinçdışı bir parçasına kızıyoruzdur.Bu tarz yansıtmalar çok fazladır. Bazıları olumludur ve libidoyu hafifletmek için köprü görevi görürler. Bazıları ise olumsuzdur ama bunlar engel olarak gorulmezler çünkü olumsuz yansıtmalar genellikle yakın ilişkiler çemberimizin dışında yer alırlar. Nevrotikler hariç , çünkü yalanlarla o kadar iç içedir ki, olumsuz yansıtmaların bile en yakınındaki nesnelere yönelmesine ve çelişkiler doğurmasına engel olamazlar. İlkel insan içinde durum aynıdır, yabancı olan her şey düşman ve kötüdür.
*Yine de bu yansıtmalarin bilincine varirsak, bu durum diğerleri ile ilişkimizde sorun yaratabilir. Bu engellemenin sonucu olarak libido frenlenir ve olumsuz yansıtmaların daha çok bilincine varılır. O zaman da birey, ötekilere yüklediği ve hayatı boyunca kızdığı bütün bütün kötülük ve şeytanlıkların kendisine yönelmesi gerektiğiyle yüzleşir. Bunu yapmak erdemli olarak görülebilir ( dünya ne kadar güzel olurdu!) ama bu kişi için dayanılmaz bir şey!
*....Bize kalırsa aslında, dinî sorunlar aslında psikolojik sorunlardır.
• Orta yaşlı adam kendini hâlâ genç hisseder; yaşlılık ve ölüm ona çok uzaktır. Otuz altı yaşına geldiğinde ne anlama geldiğinin bilincinde olmadan hayatın zirvesini geçer. Eğer kişiliği ve doğası gereği aşırı Bilinçdışını tolere edemeyen bir insansa , bu anın anlamı belki de arketipsel bir rüya şeklinde ona baskı yapacaktır.
• Bütün kötü düşüncelerin kalpten geldiği ve
insan ruhunun bir günah çukuru olduğu öğretileri, bunu uyduran insanların iliklerinin derinliklerine gömülmelidir. Bu doğru olsaydı Tanrı, yaratılışla çok kötü bir iş çıkarmış ve bizim Markiona ya da Gnostisizme uzanıp bu kudretsiz hakimi tahtından indirme zamanımız gelmiş olurdu.Elbette etik olarak, herkesin kendi ağzına bir kaşık sokmaktan aciz olduğu bu Gerizekalı Çocuklar Evinin bütün sorumluluğunu Tanrıya bırakmak daha uygun olur; ama insanın kendisine emek vermesi ve ruhunda gelişebilecek bir şeyler olduğunu anlaması daha değerlidir. Ruhta sessizce olanları seyretmek çok değerlidir; en fazla ve en iyi şeyler de dışardan ve yukarıdan müdahale edilmediğinde olur. İnsan ruhunda olanlara o kadar saygı duyuyorum ki
beceriksizce müdahalelerle onun sessiz işleyişini rahatsız etmekten ya da bozmaktan korktuğumu kabul ediyorum.
·
153 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.