Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
"Şair ağaca bakarken yoldan geçen biri durup şatafatlı bir at arabasına ya da kuyumcu vitrinine bakar." Selam, Henüz benim gibi Proust ile ilgili okumalar yapıp da onun romanlarını okumaya başlamayanlar varsa bu kitabı mutlaka başlarda okumasını tavsiye ederim. Deneme ve eleştiri niteliğinde ele alınan yazılarından oluşan bu eserde kimi yazıların tamamlanmamış olduğu görülür ve kesin fikirlere, dayatmalara doğru kayan görüşler değil tamamen objektif bir tutumla yazılmış olduğu görülür. İlk yazısı "Anlaşılmazlığa Karşı" yazısı, şair ve nesir konusunda yeni, genç yazarların ne yapmasini ve ne yapmamasının gerektiğinin altını ustaca çizer, romanın düşünceyle doldurulmasının doğru kabul edilmesinin herhangi bir üsluba uygun olmadığını söyler, herhangi bir üslup kuralı da olmadığını belirterek ve yazının sonunda da bu gençler için de bir af diler, onların kusurlarının görünmemesini talep eder. Ne naif değil mi? İlk anda vuruldum zaten bu yazıyla kendisine... Roman, şiir, ilham, yazmak üzerine oldukça kesin yargılar getirmeden belirli konularda kendi düşüncesini anlatıyor bize. Bazen sanki duygularımı veya düşüncelerimi okuduğunu zannettiğim oldu. Kendi eserleri hakkında da güzel ipuçları vermiş, ona verilen söylemlere karşı kendini ifade etmiş mesela, 1- düzlem psikolojisi olarak görülen eserlerinin aslında zaman psikolojisi kaygısı güttüğünü, 2- insanları eserlerinde anlatırken, bir tren yolu gibi tüm yönleriyle görülen bir manzaraya benzetir, 3- romanlarına "Bilinçdışı derlerse" kendisinin "Bergson tarzı" diyeceğini söyler ve aslında bilinç değil hafıza ile ilişkilik olduğunu betimler. Bu konuda eserlerini okumadan önce güzel bir bilgilendirme yazısı oldu benim için açıkçası. Devamında eserine yönelik birkaç açıklama daha yazmış lakin onları yazmayacağım, mutlaka okumalısınız. Lakin söyle der yazı sonunda "Heyhat! Tam durum fena olmayacakken, kağıt bitti!" inanılmaz etkileyici. Ardından Flaubert hakkında bir yazı kaleme almış ve burada "Duygusal Eğitim" eserinin aslında tüm eserlerinin özeti, kendisi, ve tam olarak "Madame Bovary" ile aynı ölçütte yazılan bir eser olduğunu söyler. Dönemi dolayısıyla Flaubert'i çok eleştirenlere cevap verir, yazarın "Ve" baglacini kullanmadan yazmasinin kiskanıldığını düşünür. Châteaubriand 'dan etkilenmiş olması da dikkate değer ve ayrıca eserde yer verdiği dizeleri okurken arkada bir fon müzik inanılmaz zevk verdi, bir şiir ve bir de düşünceyi aynı sayfada okumak büyük haz veriyor. Victor Hugo ve şiirlerinden, Klasisizm ve Romantizm arasında ki ince çizgiden, Dostoyevski hakkında ( Dostoyevski'nin , Balzac gibi eserler yazma isteğinden mesela) sonra Baudelaire üzerine yazısı, elbette en güzel denemesi de buydu sanırım. Goethe ile ilgili yazısında hayranlığı hissedilir yine Proust'un. Tolstoy ile Balzac kıyaslamasina da çok kızdığını belirterek Tolstoy hakkında yazmış ve Balzac eserlerinin yapmacık olduğunu dile getirmiş. En son yazılarında ise ünlü ama dönemimizde az bilinen ressamlar hakkında yazmış Rembrand, Monet gibi ikisinin de eserlerine mutlaka bakın çok güzel resimleri var. Son kısımda ise hiç tanımadığım bir piyanistten, bir müzisyenden bahsetmiş ve onların eserlerini keşfetmiş olabilmek adına bu eser bana çok şey kattı, çok şey öğretti. Proust okumak için sanırım çok geç kalma alıyım diye düşünmeye başladım ve en yakın zamanda @ykyyayinları eski basıma dönsün diye bekleyeceğim. Ben de sözlerime Proust'un Verlaine sözleriyle eserini bitirmesi gibi bitirmek istiyorum, " Sözün içerdiği her şeyi Zarafet ve aşkla insani " "Edebiyat ve Sanat" la kalın.
Edebiyat ve Sanat Yazıları
Edebiyat ve Sanat YazılarıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 2020131 okunma
·
121 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.