Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

223 syf.
·
Puan vermedi
İlk incelemem :)
Kitabı incelemeye girişmeden önce okuyacak arkadaşlardan bugüne değin gerek okullardaki Sünni din eğitimi, gerek aile ve çevreden duydukları belli belirsiz söylemlerden kendilerine kalan ne varsa hepsini bir kenara koymalarını rica edeceğim; sağlıklı bir okuma için. Çünkü okuduklarınız hiç şüphesiz sizi dehşete düşürerek "peygamberim yapmaz, sahabem yapmaz" edasıyla derin bir inançsal yıkıma sürükleyecek. Her neyse. İstisnalar elbette ki olmakla birlikte birçok Müslüman'ın kendi din ve inanç sistemlerine ilişkin okuma/araştırma yapmadıkları şüphe götürmez bir gerçek iken bilhassa Muhammed peygamberden sonraki döneme dair oldukça yetersiz olduklarını görüyorum. Bilinçsiz bir çabanın ürünü de olabilir bu; yaşananların ağırlığı altında soluksuz kalmamak için verilen bir savaşın da. Oldukça çirkin, yüzleşilmesi sağlam bir inanç ve vicdan gerektiren bir tarih söz konusu çünkü. Sebep o veya bu. Sonuç olarak bu döneme dair insanların zihninde yer edinen fikirler(!) oldukça komplike olmalarının yanı sıra tarihsel gerçeklikten son derece kopuk ve de ütopik. Bakınız: "Dört Halife Devri İslam'ın Cumhuriyet dönemidir.", "Müslümanlar çok iyi anlaşıyordu ama sınırlar genişleyip de yabancı kültürler imparatorluğa katıldıkça araya fitne girdi ve çatışmalar başladı. İslam dünyası bu yüzden bölündü.", "Ne yapmış olurlarsa olsunlar sahabeler hakkında kötü konuşulmamalı." gibi gibi. Canım arkadaşlar. Caaanım Sünni arkadaşlar. Dört Halife Devri'ne Cumhuriyet demekte neden direttiğinizi anlıyorum ama o iş öyle değil. Yani yok, ortada seçim falan yok. Muhammed peygamberin cenazesi henüz kaldırılmamışken ve peygamber Ali üç yakın akrabasıyla birlikte cenaze işlemleriyle uğraşırken ilk halife Ebubekir'in nasıl seçildiğini(!) anlatayım mı? Ya da ikinci halife Ömer'in nasıl da Ebubekir tarafından halife tayin edildiğini? Pardon seçildi demeliyim sanırım; malum demokrasi, cumhuriyet falan. Bu arada Ömer demişken peygamberin kızı Fatıma'yı da anmamak olmaz. Peygamberin cenazesi henüz kaldırılmamışken apar topar halife seçimine girişilmesi, kendisine haber dahi verilmeden, onu rahatsız ettiği için peygamber Ali, Ebubekir'in biat çağrısına yanıt vermiyor. Sonrası mı? Şey sonrası şu: Adaletin ve doğruluğun şaşmaz savunucusu Ömer, bir grup silahlı asker ile Fatıma ve Ali'nin kapısına dayanıyor; Ebubekir'e bağlılık sözü verdirtmek için. Çıkmadıklarını görünce kapıyı kırıyor ve kapının diğer tarafında bulunan Fatıma'yı yere düşürüyor. Birkaç aylık hamile ve peygamberin sevgili büyük kızı olan Fatıma'yı. Sonra doğrularak hiçbir şey söylemeden askerleriyle oradan ayrılıyor. Çünkü neden? Ne demek istediğini bu hareketiyle gayet net bir biçimde anlattığını biliyor. Derken Fatıma'nın çocuğu ölü doğuyor, Ali de Ebubekir'e bağlılık yemini ediyor. Ne şeker bir hikaye değil mi ama :) Ha, unuttuğumu düşünenler için; unutmadım. Muhammed'in ölümünden kısa bir süre önce gerçekleşen "Kırtas Vakası"na değinmek istemiyorum zira gözlemlediğim kadarıyla sitede son zamanlarda olağünüstü "cihadist" bir örgütlenme mevcut. Söz konusu yapılanmanın neferleri arasında linç kültürü epey yaygın olduğundan olayın doğruluğu gerek Sünni gerek Şii din adamları tarafından kabul edilmesine rağmen gelecek yorumların hadsizliğini tahmin edebiliyorum ve uğraşmak istemiyorum. Bu yüzden olayın adını kulaklarınıza usulca fısıldayıp geri çekiliyorum. Okuyun arkadaşlar. Kırtas Vakası. KIRTAS. Adaletin terazisi Ömer yine başrolde. Kitap açık kapı bırakmadan İslam'ın siyasal tarihinde köklü değişiklikler meydana getiren her olayı anlatmış. Ezelden beri süregelen Haşimi-Ümeyye çekişmesi Muhammed peygamberle Haşimiler lehine sonuçlanacak gibi olmuşsa da Ümeyyeoğlu Osman'ın halifelik koltuğuna oturmasıyla birlikte sonunda nihai kazananın Ümeyyeler olduğunu görüyoruz. Hani akrabalarını kayıran, her alanda liyakati ayaklar altına alan, yaptırdığı sarayda dönemin ejder meyveli smoothiesini yudumlayan Osman. Halk, sefaletten kurtulmak adına ayaklanıp koltuğu bırakmasını istediğinde; "Bana Allah'ın giydirdiği kıyafeti çıkaramam." diyen Osman. Aynen o Osman. Osman'ın öldürülüşü, Cemel Olayı, iç huzursuzluklar derken Muaviye'ye geliyoruz. Günümüz Siyasal İslam'ın fikir babası ve Ortadoğu'da başa geçen bütün liderlerin rol modeli olan adama. Belirtmeliyim ki İslamiyet üzerine yapılan siyasal okumalar neticesinde her aklı başında ve muhakeme yeteneğine sahip birey şu çıkarımı rahatlıkla yapabilir: İslam'ın kurucusu Muhammed olabilir; ama sahibi Muaviye'dir. Dolayısıyla tarih bazında bu denli önemli bir ismi böyle bir platformda üç beş satırla anlatmaya girişmeyeceğim. Ama çok önemli bir isim. Araştırın, okuyun ve küfredin bolca :) Kitabın kapanışını, İslam dünyasında onarılması asla mümkün olmayacak bölünmenin başlangıcı ile yapıyor yazar: peygamber Ali'nin öldürülmesi ve akabinde oğlu Hüseyin'in Kerbela'da katledilmesiyle. Pek tabi, Muaviye tarafından zehirlenen bir diğer oğlu Hasan'a da selam duralım. Sözün özü peygamber sonrası İslam tarihine giriş için oldukça doyurucu bir kitap. Müslümanlar için tarihlerini öğrenmenin ve olası bir tartışmada artık daha doyurucu argümanlar sunma vakitlerinin geldiğini son ses haykırıyor. Pek tabi Sünnilerin de Kerbela ile yüzleşmeleri ve objektif bir ilk okumada dahi şüpheye yer bırakmayan peygamber sonrası liderliğin Ali'ye hak olduğu gerçeğini kabul etmeleri açısından oldukça elzem. Yani şu seçimdi, liderlik ırsi olmasın diye yapıldı söylemlerini bırakalım lütfen. Bu söylemlerin, sahiplerine dahi gülünç geldiği kanısındayım. Her neyse. Buraya kadar okuyan olduysa ne mutlu, teşekkür ederim. Herkese keyifli okumalar :)
Peygamberden Sonra
Peygamberden SonraLesley Hazleton · Kitabix Yayınları · 2013543 okunma
··
817 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
İncelemeniz çok açıklayıcı olmuş. Umarım gerçekleri öğrenmek isteyenler okur. Emeğinize sağlık, çok güzel anlatmışsınız.
Bu yorum görüntülenemiyor
Dijwar okurunun profil resmi
Merhaba, Girişte objektif yaklaşalım deyip, gelişme ve sonucu subjektif yorumlarla doldurman biraz çelişki yaratmış. Açıkçası şaşırdığımı belirtebilirim. Bir yerde "küfredin" diyecek kadar objektif(!) olmuşsun hatta. Garipsedim. Çünkü Lesley Hazleton kimi fikirlerini sevdiğim, hayran kaldığım "agnostic bir yahudi"dir. "İlk müslüman" adlı kitabında eleştirdiği çoğu konu olmasına rağmen hz. Muhammed'in doğrularına oldukça yer vermiş ve doğal reaksiyonlarını çok normal karşılamıştır. Hatta bazı yerlerde böyle bir tavrı "ancak peygamber" olan yapabilir gibi övmüştür. Hatta merhametine oldukça hayran kalmıştır(Hind olayı gibi). Bildiğim bir yazar, bu kitabı oldukça subjektif, yanlı ve biraz da karalamak adına incelemişsin gibi maalesef bu durumu görmek üzücü. Lesley Hazleton'ın objektif yaklaşımlarını seven biriyim. Maalesef ki kitabı oldukça yanlış göstermiş, hatta kendi duygu ve görüşlerine göre kitapta algılamak istediğini alıp kullanmışsın gibi. Ki bir konuda net fikir sahibi olmak için tek kaynak üzerinden gitmek de eksiklik olur. Ki bu kitabın yansıttığın kadar sert olduğunu düşünmüyorum. Yazarı biliyorum çünkü. Dolayısıyla incelemeni bu konuda eleştiriyorum. Daha iyi, daha objektif reaksiyonlar bekliyorum senden. Ki tanımama rağmen böyle bir incelemeni görmek şaşırttı ve üzdü kısmen. Umarım bu eleştiriler seni kırmaz ve bir faydası olur. Kırmışsa da özrümü belirtirim.
Nora okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim. Kişisel olarak çıkardığınız çıkarımlar için de farklı bir bakış açısı değil, Hz. Muammed (sav) sonrası çok önemli olaylar gerçekleşti, bu bahsettiğiniz durumda en çok karşılaştıklarımızdan biri. Yani söylentilerden biri. Ayrıca yaptığınız çıkarım, bilhassa kendi çıkarımınız da değil. Birileri buna inanmış, inandığını da inanmak isteyenlere çok güzel anlatmış. İnanıp inanmamak sadece kişisel bir tercih. Bugün ki islami çatışmaların en büyük sebeplerden biri Peygamber efendimizin ölümü. Ve bu süreçten sonra her grup kendi çıkarımları doģrultusunda bir inanca başvurdu.. İslam dini, din alimleri ve halifelerce yorumlandı. Sizin şuan ki yorumunuz gibi, bir de savaşların hakim olduğu bir ortamı düşündüğümüzde birçok düşünce ortaya çıkabiliyor. Herkes doğru kabul edilene bir yorum katıyor, Hz. Ali'nin Peygamber (sav) cenazesine katılmaması da bir çok açıdan yorumlanıyor lakin tüm bunlar birer söylenti. Doğruluğunu kanıtlamak, şundan bundan dolayı bu oldu demenin pek de doğru olduğunu zannetmiyorum. Bu her durum için geçerli. Ayrıca bu incelemeyi, bir hanımefendinin paylaşımıyla gördüm. İslam dini destekçileri. Bu davranışı da hiçbir şekilde doğru bulmuyorum. Bir yanlış varsa güzelce açıklanır, burda şöyle bir kaynak daha var orda faklı yorumlanmış bir bakın dersiniz. Ya da bu sizin kişisel çıkarımınız doğru bulmuyorum der sebeplerini açıklar gerisini okuyanlara ve incelemeyi yapan kişiye bırakırsınız.. İslamda güzel dil diye bir tabir var, dili anlaşılır ve güzel kullanmak...Ben bu incelemeyi doğru bulmuyorum ki zaten hanımefendinin kendi çıkarımları kendi okuma çerçevesi, inançları benimsediği şeyler sonrasında yaptığı bir yorum bir şey diyemem lakin bu gönderinin altına yorum yapan özellikle de karşıt yorum yapanların davranışını asla doğru bulmuyorum. Öyle bir üslup yok. İslam dininde yanlışı öyle düzelteme gibi bir durum da yok. Yukarıda da belirttiğim gibi yanlış varsa kendi doğrunuzu sebepleriyle güzel dille açıklar gerisini karşınızdaki bireyin tercihine bırakırsınız. Şuan burada olan tartışmaların çok acımasız halleri yıllardır devam ediyor zaten kanlı bir mücadele şeklinde. Ve asla kesin bir sonuca varılmayacak kör bir kuyu... İncelemeniz için tekrardan teşekkür ederim ama bu konu üzerinden birkaç kaynakla sonuca ulaşmayı doğru bulmuyorum hele de bu düşünceyi kabul ederek bu böyle demeyi hiç... kitapta böyle aktarılıyor vs. dersiniz, ya öyle bir bakış açısı da mı varmış der incelemeniz sayesinde sınırlı bir görüşe saplanmış kalmazdık... Son olarak bir defa daha söylüyorum islam dinin dilinde bu yorumlardaki gibi bir üslup yok. Ayrıca doğru bulduğumuz tek kaynak, kuran ve sünnet onun dışında ki tüm ibareler söylenti, buradaki gibi yorum..
Yaman okurunun profil resmi
Her kitap doğruyu söylemez her doğruda kitapda geçmez. yorum yaparız ama halifeleri inkar edemeyiz.
Pelşîn okurunun profil resmi
Ahmedi, bırak peşimi Ahmedi. Arkadaşlarını da toplayıp mesaj kutumu ve incelememi terket.
Ömer okurunun profil resmi
Ahmedi tipik bir müslüman örneği. Şu kine nefrete bakın, en küçük farklı fikre saygısı yok. Şikayet etmek yerine dua edin bence Allah duaları kabul eder.
Pelşîn okurunun profil resmi
@gezelgemehmed edebinizle yorum yapacaksanız, buyurun. Üç beş kitap veyahut konferans ile burda caka satmak nasıl bir densizliktir? "Allah SIILERIN belasini versin. Allahin laneti onların üzerne olsun." ne demek? Okurken utandım. Daha kendi aranızda bu denli büyük bir bölünme yaşıyorken, üç beş yorumla İslam'ın savunuculuğunu mu yapıyorsunuz burda. Sahabelere laf söylettirmezsiniz de Ehlibeyt'ten âlâ sahabe mi var da katilleri olan Muaviye için incelememe doluşup hakaretler ediyorsunuz? Kendinizle çelişiyorsunuz, kendinizle. Azıcık ahlakı olanın, bu olay çözülmeden başkalarıyla münakaşaya girmeye yüzü tutmaz.
İshakaya okurunun profil resmi
Bazı kafa yapıları evrenseldir, zamansızdır. Muhammed peygamberi, Mekke'den, kendi vatanından sırf düşüncelerini açıkladığı için süren, onun başına 100 deve ödül koyan zihniyet her daim olagelmiştir ve adı da ta o zamandan bugüne cahiliye olarak kalmıştır. Sahabe insandır. İnsan hata yapar. Tabiki eleştirilecek. Ama aynı kafa yapısı eleştiriyi de başka türlü (aşağılama, hakaret, küçük görme vb.) anlamak istediği için kabul etmiyor.
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.