Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

164 syf.
·
Puan vermedi
Diğer hikayelerinde olduğu gibi Mustafa Kutlu bu hikayesinde de sıradan, halkın içinden bir olayı ve kişiyi ele alıp harika tasvirleri, inişli çıkışlı akışı ve soru işaretleriyle kitabı su gibi okutuyor. Kitabın girişinde bir yerde gezerken nelere dikkat etmek gerektiğini anlatılıyor. Bizim aksimize kitaptaki yazar tanımadığı yerlere gittiğinde orası hakkında hiç bilgi edinmez. O yeri, orada yaşayan insanlardan tanımayı seçermiş. Klavuzlardan okuduklarımız o yerin künhüne erişmemizi engeller demektedir adeta. Yine girişte tarihi mekanlara bakışlarımızı çevirir. Yıkılmış mekanlar, restora adı altında bozulmuş yerler... Şehirlerin inşasının özellikle Erzincan Eğin/Kemaliye'nin inşa hikayesi. Eğin'in eski kervan yolu üzerinde bulunuyor olmasına parmak basması. Orada yaşayan insanların zanaatkar olması, gittikleri büyükşehirlerde gördükleri evleri gelip Kemaliye'de yapması. Planlı ve düzenli şehir kurmaları. Günümüz Kemaliye'sinde kalan güzelliklerin nereden kaynaklandığını anlamamızı sağlıyor. Ayrıca debiyatta nelere dikkat edilmeli? Yazmanın adabı, özel hayatın sınırları... Edebiyat özgür mü olmalı? Sorusuna "Ulvi olanın vücut bulması için sufli olanın zikeredilmesi zaruri olsa bile bunun bir ölçüsü vardır." diye cevap veriyor. Yazarın kurgusunun da bir ölçüsü olduğundan bahsetmektedir. Yazar belki de "özel hayat" nedir? sorusu sorduruyor. Kişiyi ilgilendiren her şey onun özel hayatı mıdır? Yoksa bizim bugünkü algımız gibi cinsel yaşantısı mı özel hayattır? Tahir Sami Bey, ablası Nebahat'ın kendi yaşadığı bir talihsizlikten dolayı Sami Beyi koruyup kollaması ve gelişimini özgürlüğü kısıtlaması, onun kendi kararlarını veren özgür bir kişi olmasını engellemiş, ona yapılan her öneriyi kabul eden ve hayatını bu önerilere adayan bir adama dönüştürmüştür. Sami Bey'in hayatını yazmak isteyen yazara "Keçiboynuzu" gibi bir hayatının olduğunu yazmaya değmeyeceğini söylemesi üzerine yazarın: "Sakin durgun ama bir o kadar da derin denizler de söz konusu edilmeli." diye karşılık vermesi kitabın başında okuyucuyu derinlikli bir okumaya hazır olması konusunda uyarmaktadır. Kitaplara dost bir Sami Bey var ama "Hangi kitap bir insanın yerini tutabilir?" diyerek yazar tek taraflı yaşamanın açmazlığına dikkatimizi çekmiştir. "Kitaba önem vermeyen toplum nasıl ayakta kalır, nasıl yaşar?" diyerek kitapla olması gereken ünsiyeti bize hatırlatır. "Kitap Sami Bey'in her şeyidir. Hayatı, zevki, gıdası, amacı, dünyası, sevdası." dese bile sonrasında aşık olduğu kadından, biriyle tanıştığında derin sohbetler kurmasından bunun aslında böyle olamadığını da bize göstermektedir. Sami Bey'in antikacıya vermiş olduğu değerli yüzük karşısında sadece bir yemek istemesi, günümüz aç gözlülüğüne dikkat çekmektedir. Üstelik antikacı ne kadar para istersen vereceğim derken Sami Bey o teklifi elinin tersiyle itmektedir. Kitap ayrıca resmi dairede çalışan tek kişinin çaycı olduğunu anlatıp, kitabın yazıldığı dönemde devlet dairelerinin işleriyiş tarzını eleştirmiştir. İşi dışında her işi yapan bir müdür, arasıra daireye uğrayan bir müdür yardımcısı, örgü örüp bulmaca çözen memureler... Hikayenin sonunda Sami Bey kitaplarıyla birlikte kapı dışarı edilir ve evi terk eder. Lağvedilen devlet dairesinde kitapları yerleştireceği kütüphane hayaliyle yaşar. Ancak bu hayali gerçekleşmeden ölür. Mustafa Kutlu okuyucuyu kütüphane kurulup kurulmadığı konusunda özgür bırakır. Bence kıymeti bilinmeyen dönemde Sami Beyin ölüsünün günler sonra farkedildiği yerde kitaplar çürümeye mahkum olmuştur.
Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı
Tahir Sami Bey'in Özel HayatıMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20122,381 okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.