Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kulak aşık olurmuş gözden evvel.. Aşk kulakta başlar kulakta bitermiş. Kelimelerimizi iyi seçersek mutlu olurmuşuz. Kulağa hitap edene aşık olunurmuş. Eğer göz aşık olsaydı dışarıda bu kadar güzel ve yakışıklı insan yalnız olmazdı. Yazar kadın ve erkeğin fıtrat ve yaradılış farklılıklarını anlatıyor. Hoşumuza gitmeyen bir şey olduğunda kızmadan evvel bunun kişisel olarak yapılmış bir şey olmadığını, karşı cinsin yapısından kaynaklandığını bilmemiz gerektiğini anlatıyor. Sevginin 'Ben istediğim gibi severim' gibi bencil bir davranış olmadığını, karşısındakinin istediği gibi sevmenin, sevildiğini hissettirmenin güzelliğinden bahsediyor. Feminist düşüncenin çıkış noktasından da bahsediyor. Cinsel istismar ve aynı işte çalışmalarına rağmen daha düşük maaş alan kadınlar.. Kadınlar zaman içinde maaş konusunda haklarını almayı başardılar. Ancak yazar kadınların erkekleşerek kadının fıtratında yer alan sezgi, derin anlayış, iletişim ve işve gibi özellikleri bastırarak 'Benim de haklarım var' diye bağırmasının, fıtrattan uzaklaşmasının tehlikesinden de bahsediyor. Feministler hemen kızmasın, gayet bir kadın olarak da hakkımızı arayabiliriz. Cinsel istismar konusu ise sömürülen kadın cinselliğini cinsel özgürlük kılıfında şekil değiştirip piyasaya sunularak başarısız oluyor. Bu da erkek düşmanlığı doğuruyor. Kız çocuklarının cinsellik kötü, ayıp diyerek büyütülüp önüne sürekli aşk sürülmesiyle evlilik anlayışının aşk ve romantiklikten ibaret sanmasından, erkek çocuklarının ise önüne sürekli cinsellik sürülmesinden ve evlilikte bu yüzden çıkan büyük sorunlardan bahsediyor. Kız çocukları zaten duygusal, onlara daha çok duygu, aşk aşılanırken erkek çocuklarına duygularını bastırması gerektiği öğretiliyor. Herkes eksik olduğu konuda eğitim almalı.. Yazar bu konuda telkin yapmanın öneminden ve beynin işleyişinden de bahsediyor. Gerek yazarın tespitleri gerekse hem erkekler hem de kadınlara yönelik anekdotlar ile çok samimi bir anlatım yapılmış. Su gibi aktı. Günümüzde herkes hakkını ezdirmemek ve 'Ben böyleyim işine gelirse' derdinde olduğu için sevgi, ilişki gibi önemli kavramları unutuyorlar. Herkes sadece kendini düşünürse, karşısındakinin her davranışında 'Acaba ne demek istedi?' 'Beni mi aşağıladı?' gibi paranoyak düşüncelere kapılırsa ilişkiden bahsedebilir miyiz? Sosyal medyada o kadar çok algı yapılıyor ki bunlarla ilgili, insan sevmeyi unuttu. Bir ilişkide insan hep kendi bildiğini okuyamaz, bencillik yapamaz. Karşıdakinin istediğini yapınca ezilmiş olmuyorsun, karşı çıkınca güçlü, haklı olmuyorsun. Olay hiçbir zaman haklı haksız meselesi değil. Olay ilişkiye sahip çıkmak, huzur.. Bunu inatla anlamayanlar var. Aile kavramını mahvetmeyelim. Biraz düşünelim, sorgulayalım. Sosyal medyada defalarca tekrarlanan şeyleri zamanla doğru diye kabul etmeyelim, değerlerimizi yitirmeyelim, fıtratımızdan uzaklaşmayalım, uyanık olalım. Feministlik doğru başladıysa da günümüzdeki seyri erkek düşmanlığı yolunda. İçinize bir dönün bakın, sizde de bu nefret oluştu mu? Eğer öyleyse tehlikenin farkına varın. Hareketlerinizde erkekleşme varsa bunu fark edin. Siz kadın olarak değerlisiniz, öyle davranın. Biraz uzun oldu ama çok tehlikeli sularda yüzüyoruz. Umarım faydalı olmuştur..

Kulak Aşık Olurmuş Gözden EvvelSema Maraşlı · Popüler Kitaplar · 2009783 okunma

·

24 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.