Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

131 syf.
6/10 puan verdi
Fransız filozof Voltaire, bu eserinde Leibniz'e eleştirilerde bulunup onun dünya hakkındaki tezine anti-tezle karşılık veriyor. Şöyle ki; "Bu dünya, mümkün dünyaların en kötüsüdür."(Schopenhauer) "Bu dünya, mümkün dünyaların en iyisidir." (Leibniz) diyen filozofların bu sözlerini düşünüp kötümser Schopenhauer ile iyimser Leibniz arasında kalıyor ve kendisi de eserin kahramanlarından Candide vasıtasıyla bu görüşleri sorguluyor. Candide saf insanı temsil eden, kötülükten bihaber, herkesi kendisi gibi iyi/artniyetsiz/temiz yürekli gören, merhametli, aşkına sonuna kadar sahip çıkan, erdemli, iç güzelliğiyle dolu, adının anlamı gibi "zarif" gençtir. Sevgilisi Cunegonde ile yakalanınca kaleden sürülür ve başına birçok felaket gelir. Bu serüvenleri sırasında sık sık, Leibniz'i temsil eden akıl hocası Pangloss'un "Her şey daha iyi sebep için vardır." sözünü hatırlayarak bir yandan başına gelen her şeyin hikmeti olduğuyla avunurken bir yandan da başına gelen her felakette bu sözü sorgular ve Leibniz ile Schopenhauer'e "Mümkün olan dünyaların en iyisi burası ise, ötekiler kim bilir nasıldır?" (s. 27) cümlesiyle hem soru hem cevap niteliğinde karşılık verir. Candide ile Pangloss'un yolculukları bana aynı zamanda Hızır ile Musa kıssasını hatırlattı. Bu kıssada da "hikmet" üzerinde duruluyordu ve Musa, Hızır'ın kararlarını sorguluyordu. Voltaire, iyi gösterilen dünyanın var olan kötülüklere bakarak aslında iyi değil kötü yer olduğuna değiniyor. Gerek eserde yer verdiği dünya yolculuğu sırasında (hangi din ve milletten olursa olsun, ayrım gözetmeden) tanık olunan kötülükler, cahillikler, yobazlıklar vasıtasıyla gerekse "... ben dünyamızda öylesine mutsuz oldum ki bir şey umut edemez hale geldim!" (s. 40) sözüyle okuyucuya bunu hissettiriyor. Gerçekleri söylemenin adının "kötümserlik" olarak algılandığı ortamda şöyle bir eleştiri de getiriyor: "İyimserlik, aslında her şey kötüyken, her şeyin iyi olduğuna inanma deliliğidir." (s. 80) Voltaire ölmek için doğduğumuz; acısız mutluluğun olmayacağı; sorgulamanın güzelliği; seyahatin önemi; dinlerin mutluluk yerine huzursuzluk getirdiği; cahilliğin evrensel, hayatın sefalet ve yanılsama olduğu; zevk almamanın da zevk olduğu; maddiyattan çok maneviyata önem verilmesi gerektiği (altına ve elmasa önem verilmeyen El Dorado adlı ütopik ülkeden de bahsediyor) fikirlerini işledikten sonra kitabı, yolu İstanbul'a düşen Candide ve arkadaşlarına yaşlı Türk'ün verdiği "çalışma ve üretme" nasihatiyle bitiriyor ve kötülüklerden/kötü düşüncelerden/olumsuzluklardan kaçınma yolu olarak şöyle bir şey öneriyor: "Haydi çalışalım. Fazla düşünmeyelim, hayat ancak bu şekilde dayanılır hale gelir." (s. 139)
Candide
CandideVoltaire · Karbon Kitaplar · 20175,1bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.