Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

426 syf.
7/10 puan verdi
Dünya tarihinde bu soruya yani hangi sorusuna muhatap olabilecek çok az insan vardır. Atatürk de şüphesiz onlardan biri. Öyle şeyler yazılıp çizilmiş ki hemen her yöne çekilmiş Atatürk. Kimisi için samimi bir Müslüman kimisi için katıksız bir ateist kimisi için komünist kimisi için büyük bir devrimci kimisi için yapıcı olduğu kadar da yıkıcı faaliyetlerde bulunan biri vs.. çok daha arttırılabilir hatta arttırılıyor bu tanımlamalar. Birinin onu dini inancı olmayan biri olarak görmesi için elde malzeme var mı? Bence var. Birinin onu Müslüman olarak görebilmesi için elde malzeme var mı? Kesinlikle var. Şahsen beni pek ilgilendirmiyor neye inandığı ben sadece uygulamalarına bakarak kendimce değerlendirme yoluna giderim herkes böyle yapmalıdır bence. Fakat yukarıda bu tanımlamaların yanında bir özellik daha sunulabilir ki sanırım pek bir itiraz gelmeyecektir bu konuda. Atatürk bir anti emperyalisttir ki Atilla İlhan da sık sık bu yönünü vurgulamış kitabında. Çok değerli bir şeydir bu bence savaşın kanın zulmün eksik olmadığı acısı sevincinden genellikle daha fazla olan bu coğrafya içinde. Yazar da bunu kitabın çeşitli yerlerinde Atatürk’ün ağzından cümleler aktararak savunmuş ve bu coğrafyada mazlum halkların sömürgeciler karşısında verdiği mücadeleleri Atatürk’ün de desteklediğini söylemiş. Örnek olarak #83011950 #83026557 Ben bu kitabın başlığını okuduğum zaman aklıma gelen ilk düşünce bize yansıtılan birçok Atatürk portresi arasından hangisinin Atatürk olduğuna dair bir kitap olacağıydı. Ancak öyle değilmiş. Atilla İlhan’da Atatürk’e dair çok net bir fotoğraf varmış zaten. O, bu kitabında daha çok Atatürk sonrası devletin çeşitli koltuklarında yüksek mevkilerde bulunan adamlara, yani ülkedeki uygulamalarını Atatürk ilkelerinin kanatları altında yapan insanların yanlışlarını göstererek Atatürkçülüğün aslında ne olduğunu göstermek amacı ile kitabı yazmış. Yazarın iddialarını destek için sık sık ondan alıntılar yapması da ne kadar derin bir araştırma yaptığını gösteriyor. Kitap boyunca başta İnönü olmak üzere devlet adamlarının Atatürk’ü ve düşüncelerini nasıl görmezden geldiklerini bazı fikirlerini nasıl sakladıklarını örnekleriyle göstermiş. Bir örnek #82957137 Ama aynı durum İlhan için de geçerli değil midir? Örneğin Atatürk'ün din ile bir sorunu olmadığını kanıtlama adına Emre Kongar'dan yaptığı bir alıntı buydu #82814287 Atilla İlhan bunu alıntılarken ve dolaylı olarak bunu iddia ederken başka yazarların Atatürk'ün din ile bir sorunu olduğunu iddia edip kanıtlama adına yaptıkları alıntıları görmezden gelmiş olmuyor mu? Aklıma şu alıntı geldi nedense #43833327 Bunu sadece din olarak bakmayalım hemen her konuya uyarlayabiliriz bence. Alıntıdaki kitabın içeriğini pek bilmiyorum ama Sömürülen Atatürk ismi tam oturmuş gibi duruyor. Şu yaklaşım da oldukça dikkat çekici ve ben doğru olduğunu düşünüyorum. #84922123 #91965271 Mesela konu dış politika olunca "Türk çocuğu Arap çölleri için savaşmayacak" sözü çok hatırlatılır Atatürk'ün. Ama bunun aksi olacak şekilde Atatürk'ün Arap politikası hakkında bir alıntı verdim yukarıda. 1937 yılında da açıkça Suriye başbakanı ile bir toplantısı anlatılır Mustafa Kemal'in. Fransa'ya karşı Suriye'nin ordusu yok ama benim ordum kafi, der. Gerekirse girer ve çıkarım der. Şimdi hangisi Türkiye'nin dış politikası olmalı? Tamamıyla dışarının sorunlarına kapalı bir devlet mi Atatürkçülüktür yoksa dışarıda başka bir devletin yardıma ihtiyacı varsa gerekirse ordu göndermek mi Atatürkçülüktür? Örnekler çoğaltılabilir. İkisini de belli dönemlerde belli amaçlarla söylemiştir Atatürk. Ama okun bize bakan kısmına dönecek olursak bir kişiye, bir döneme bağlanmanın böyle sorunları göze çarpıyor. Mesela Falih Rıfkı Atay'ın da Atatürk'ün ne dediğine değil de ne yaptığına bakın gibi bir içeriğe sahip olan bir alıntısını görmüştüm. Çıkmaz yolu o da görüp böyle demiş olabilir belki, kitabını okumadım ama aklımda kalmış. Kitaba dönersek yine misal vermek gerekirse İnönü ve arkasından gelenlerin Batı’ya fazlasıyla dönmesini, birçok şeyi onların oyununa gelerek ülkemize alıp uygulamaya başlamasını Atatürkçülüğe ters bulmuş yazar. Atatürk’ün başka ülkelerden kanunlar, uygulamalar aldığı doğru fakat koşulsuz şartsız bir Batı hayranlığından çok uzak bir kişilik yapısına sahip olduğunu savunuyor Atilla İlhan. Kitabı okudukça bu savunmayı birçok örneğiyle görebiliyoruz. Bu konuda Emre Kongar'ın sözleri dikkat çekicidir: "Atatürk ihtilali, hem emperya­lizm karşıtıdır, hem de batıcıdır. Daha önce de kısaca değindiğim gibi, bu iki özellik, uzun dönemde çelişen nitelik taşırlar. Fakat, kısa dönemde, özellikle 1920 koşulları çerçevesinde, emperyalizm karşıtlığı, batıcılığı bütünleyen bir ilke olarak ortaya çıkmaktar. Mustafa Kemal olayları evrensel değil, ulusal bir çerçeve içinde görmektedir: Onun batıcılığı Batı'ya öykünme biçiminde değil ; "Batı gibi olmak"'anlamında bir batıcılıktır. Ülkeyi Batı gibi yapma için ilk atılacak adım ise, Batı sömürüsinden kurtulmaktır. Çünkü Batı 'nın birinci niteliği, sermaye sınıfına dayalı bir ekonomik gelişmeyi gerçek­leştirmiş olmasıdır. Aynı tür bir ekonomik gelişmenin ön koşulu ise, siyasal ve ekonomik bağımsızlık, yani Batı sömürüsünden kurtulmaktı." Kitapta birden fazla yerde Fransız devrimi ile Atatürk’ün uygulamalarını benzetmeyi denemiş yazar bu bana ilginç gelmişti okurken. Bazı benzetme ve yorumları tartışmaya açıktı bana göre. Bir de bazı şeylerden bahsederken bu böyle mi olmak zorundaydı şeklinde bir eleştiri gelmesini beklerken aşırı sevgiden midir nedir pek yapmamış bunu. Bir örnek #82845911 Buna benzer şekilde bazı yerlerde yazarı objektif bulamasam da yine de kitabı genel anlamda beğendiğimi söyleyebilirim. Kitabın ana teması yanında 20.YY Türkiye siyasetine dair de birçok çarpıcı bilgi içerdiği için okumanızı öneririm.
Hangi Atatürk
Hangi AtatürkAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20031,283 okunma
··
393 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.