Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
Islamda tarihselcilik
Sabit Din Dinamik Şeriat adlı kitap öncelikle bize yanlış bildiğimizi idda ettiği iki kavramın ayrımıyla başlıyor. Bunlar şeriat ve islam kavramlarıdır. Yazara göre İslam dini esasında sabit olan ve hiç değişmeyen bir dindir. Ancak bu dinin beraberinde getirdiği şeriat zaman zaman, gönderilen peygamberle ( İbrahim, Musa, İsa, Muhammed (a.s.) ) birlikte fıkhi açıdan değişmektedir. Yani esasında bugün Yahudilik Hristiyanlık dediğimiz dinler özünde İslam'dı. Bu dinin içeriği veya emirleri toplumdan topluma biraz farklıydı ancak kesin ve değişmeyen ortak hükümleri de bulunmaktadır. Şimdi bizim şeriat dediğimiz şey ile İslam dediğimiz şey aslında farklı kavramlardır diyen yazar bu tezine yönelik ayetlerden ve arapça dilinden deliller getirmektedir. Daha sonra bizim bu kavramları yanlış anlamamızın bazı sonuçlarına değinmekte. Benim esas dikkatimi çeken şeriat ve islam kavramlarının bir kabul edilmesinin bizim zihinsel algımızda şeriatı da tıpkı islam gibi kutsal, keskin ve değişmez hükümlerden ibaret bir şey olarak kabul etmemizi sağlamasıdır. Dolayısıyla yazara göre bizler islam dinini ilk vaz ediliş şekliyle günümüzde de devam ettirmeye çalışmaktayız. Bu ise dini yaşamak açısından son derece yanlış bir tutumdur. Bu durumu özellikle Imam Şafiî'nin, hadisleri ictihad sırasında kullanırken hadislere verdiği öneme dayandırmaktadır. Yani Imam Şafiî nin hadisleri ikinci kutsal kabul etmesi neredeyse dokunulmaz kabul etmesi beraberinde şeriatı da katılaştırıp kısılaştırmıştır. Bu durumu da 28. Sayfada "Tıpkı öncekiler gibi, son şeriat ve son müslümanlar da kendilerine verilen şeriatı ayniyle kaim kılmaya çalıştılar. Bunu da mahalli bir şeriatı tarihsel bir form içinde mündemiç olan ed-din ile aynileştirip adını 'islam koyarak yaptılar." Şeklinde ifade eder. Burda dikkat çeken şey ise, önceki müslümanlar ve son müslümanlar kavramlarıdır. Çünkü ona göre tek din var o da İslam'dır . Aslında bu bakış açısı alışkın olmadığım bir bakış açısı olduğundan ve yazarın buna yönelik güçlü deliller sunması nedeniyle mantıklı geldi. "Allah indinde tek din İslamdır." veya " müslümanların ilki olmakla emrolundum" gibi ayetler bu bağlamda düşünülmeye değer. Şeriatın dinamikliği konusuna gelirsek, yazara göre Kur-an toplumsal maslahatları bulunduran bir kitaptır. Bu ise islam şeriatına tarihsellik katmaktadır. Yani ayetler ve hadisler yorumlanırken ayetlerin ve hadislerin o dönemin şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiği gibi günümüze de uyarlandığında günümüz şartları göz önünde bulundurulmalıdır. . Ancak bizim müslümanlarımız Dini, şeriattan zihinsel olarak tecrit edemedikleri için şeriatı da dinamik tutamadılar. 28.s) Bu konuda şöyle bir örnek vermekte: "Hz. Muhammed'in ölümünden sonra toplumsal yapı (siyasal genişlemeye rağmen) fazla değişmediği için, ilk üç asırda Müslüman entelektüeller islami disiplinleri tedvin ederek başarılı bir toplumsal yapı kurdular (siyasi düzen hariç) . Miladi 10. yüzyıldan sonrası, bu yapının tekrarı, tezyini ve nisbi olarak değiştirilmesidir. Burada can alıcı soru , Batı toplumları Orta Çağdan moderniteye doğru evrilirken İslam toplumunun (özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun) kendi modernitesini (Şeriatı'nı yenilemesini) niçin yaratamadığıdır. İşte burada toplumun Şeriat anlayışının (dini dünya görüşünün, toplumsal zihniyetinin, tarih anlayışının) önemli olduğu kanaatindeyiz." 36.s. Yani şeriatı dinamik tutmanın toplumsal anlamda ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. ve bunun esasında islama ters olmadığını da hz Omerden yola çıkarak kitapta ara ara örnekler vermekte . "(Hz. Ömer) Hac vazifesini yaptıktan sonra arkadaşları ile beraber Medine'ye dönerken yol üzerinde Hz. Muhammed'in bir kere namaz kıldığı bir camiye herkesin koştuğunu görünce onlara şöyle demişti: "İsrailoğullannın helak olmasının sebebi, onların peygamberlerine ait hatıraları mabedlere çevirmeleridir." Nitekim bugün Mescid-i Nebevi'nin hac ibadetinin zorunlu bir parçası olarak görülmesinin ve 'sakal-ı şeriflerin Anadolu'da büyük bir ibadet şuuruyla camilerde Ramazan ayında görüşe açılması ve etrafında salavat getirelerek tavaf edilmesi (kutsanması) , Hz. Ömer'in eleştirdiği kutsallık anlayışının yüzyıllardan beri devam eden örnekleridir... 79.s. Kitabın son bölümlerinde islam dininin yorumlanması ile ilgili fikirlerini beyan etmekte ve bence kendi verdiği çabasıyla sunduğu dinamik şeriat tezine yönelik bazı ihtilaflı veya tartışmalı konuları kendi perspektifinden tarihselci bir bakış açısıyla yeniden yorumlamakta..
Sabit Din Dinamik Şeriat
Sabit Din Dinamik Şeriatİlhami Güler · Ankara Okulu Yayınları · 201975 okunma
·
34 görüntüleme
Serhat okurunun profil resmi
Allahü teala bunun gibi milleti ifsat eden, bidat ehli şarlatanları helâk eylesin. Amin
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.