Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

254 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Bu seriyi okurken defalarca kendimi sorgulamak zorunda kaldım. Modern kölelik denen kavramın neresindeydim? Kurulan tuzaklara nasıl ve ne şekilde düşmüştüm? Tüketim çılgınlığına hapsolmuş bir birey olarak ne durumdayım? Ve neleri değiştirebilidim? Bizler belkide ülkeleri ya da bazı milletleri kendimize, ülkemize düşman olarak görürken asıl düşmanın paraya hükmetmeye çalışan, bizlerin gözlerini türlü ilizyonlarla kör eden, tüketimi bitmek bilmeyen bir alışkanlık haline getirmeye çalışan şirketler veya o şirketleri yöneten aileler olduğunu çarpıcı örneklerle göz önüne seren bir seri. Bize empoze edilen tüketim çılgınlığının insanlara, doğaya ve dünyamıza nasıl zararlar verdiğini, bizlerin kendini özgür bireyler sanarken aslında modern köleler olduğumuzu defalarca okuyucunun yüzüne haykıran ayrıntılarla dolu Sadece yazarın tüm seri boyunca ABD'nin kurucu babalarına ve onların özgürlük isteklerine/düşlerine düzdüğü methiyeler bana çok da mantıklı gelmedi. Kurucu babaların kendilerine ve birleşik devletleri oluşturan kolonilere özgürlük isterken kendilerinin özgür insanların topraklarını ve hayatlatını gasp ettikleri, medeniyetleri yok ettikleri gerçeğini ne yazık ki göz ardı etmiş. Koloniler özgürlüklerini kazanırken o topraklara zorla getirip, en ağır şartlarda çalıştırılan kölelerin özgürlüklerini kazanması 89 yıl, insan yerine konup haklar kazanmaları ise neredeyse 200 yıl sürmüşken kurucuların özgürlük anlayışları pek de övülmeye layıkmış gibi gelmiyor bana. Özellikle serinin son kitabında şirketlerin veya kendi değimiyle şirketokrasinin nasıl yenilebileceğini akıcı bir dille anlatsa da ister istemez aklıma bazı sorular takıldı. '' ya sonra? ''. Bunu başarırsak eğer sonrasında ne olacaltı? Zamanında şirketleri kendi imparatorluklarını kurmak için kullanan empeyal ülkeler şimdi kendi ayaklarına dolanan bu şirketlerden kurtulduktan sonra ne yapacaklar? Bizler yazarın anlattığı yöntemlerle sömürü düzenini mi yoksa sadece sömürenin sıfatını mı değiştirmeyi başaracağız? Bana göre oyuncuyu değil senaryoyu değiştirmek gerekir. Adına kapitalizm, liberalizm, emperyalizm veya ne derseniz deyin insan doğasına, toplum yapısına aykırı bu sözde düzenleri insanların beyninden silip atmadıkça sadece sömürünün, güç tutkusunun şekli değişecek. Dünya bizler tarafından kirletilmeye, insanlar bizim arzularımız için ölmeye devam edecek. Evet okunası bir seri. Ders çıkarılacak, not alınacak bir sürü bölüm, paragraf, cümle içeriyor. Ama yine de birşeyler eksik. Birşeylerin üstü örtülmüş gibi. Şirketler ve şirketlerin önünü açan bazı politikacılar yerilirken kendine ulusalcı diyen ABD'nin sözde ulusal çıkarları için türlü oyunlar sergileyen bazı politikacıların övülmesi (özellikle son kitapta) samimiyetten uzak. Şunu bir kez daha anladım ki ne yazık ki günümüzde hiç kimse tüm gerçekleri haykıracak kadar cesur değil.
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 4
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 4John Perkins · April Yayıncılık · 2015314 okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.