Arife kedilerimize tekrar tekrar baktırdı."bazen kaybolur kedi
bulamazsın
ne sesi gelir
suyu döven dilinin
ne ağızda çıtırdayışı mamanın
karılışı da susar kumun
tırmalanışı da mobilyanın
duyamazsın
sonra kedi gelir birden
kendi sessizliğinin içinden
kurulur bir köşeye
siler kayboluşunu tüylerinden
bakmalara doyamazsın
ve sadece kedilere
‘NEREDEYDİN’ diye
soramazsın."
Arife – Rewhat
Hem ayraçta hem de arka kapakta yazan bu şiirimsi alıntı bana yakın zamanda ölen kedimi hatırlattı. Kedi sahipleri bilir, evin her köşesinde kedi aramayı ve onu bir daha göremeyeceğine dair içteki korkuyu. Ancak bir yerlerden çıkınca yaşanan rahatlıkla başa alırız hayatı. Dönemin son ödevi için gece gündüz çalışırken “Lidya’yı görmedim bugün” ile başlayan tatsızlık, evin içinde her yerde “ya onu bir daha göremezsem” korkusuyla arama ve onu hakikaten bir daha görememe… İşte o zaman soramadım “Nerdeydin kızım?” diye…
Arife her kedi gibi asil, ne istediğini bilen, gören için ince jestlerde bulunan tüm klişe düşüncelerin aksine minnetini de sakınmayan haliyle sahibinin gözünden çizilmiş.Yedi kediyle yaşamış biri olarak her birinin nevi şahsına münhasır özellikleri olduğunu söylemeliyim. Tıpkı insanlar gibi farklı karakterlere sahipler ve tepkileri değişkenlik gösterebiliyor. Ancak bazı şeyler var ki kedide tipikleşmiş oluyor. Kapalı kapılardan hoşlanmama, boş kutuya kayıtsız kalamama gibi… Hemen sıcacık bağ kurabildiğim bu tipik özellikleri resmedilmiş görmek çok hoştu.
Ön kapağa eklenen “Orada bir AŞK var bence” ifadesi ilk görüşte beni çok itmişti. Ucuz romanları anımsatmıştı. İçi boş, satış amaçlı doldurulmuş o kitaplardan hani, bilirsiniz. Havaalanında kitabımı yanlışlıkla bagaja verince kitap alayım diye girdiğim mağazada (D&R) gördüm bunu. Bunu da anneme alayım, dedim. Çünkü Arife’yi sosyal medyadan biliyorum zaten. Çizeri de yetenekli buluyorum. Dolayısıyla beni üzmeyeceğinden emindim. O kadar eğlenceli, bir o kadar da hüzünlü, bir kitap ortaya çıkmış ki çok sevindim. Ön kapak yeni basımlarda gözden geçirilmeli. Her ne kadar kitap içinde anlam bulsa da başka bir alıntı yer alabilir ön kapakta. Rengi rafta göze çarpmasını sağlıyor. Bence kötü değil. Ancak çizer telefon rehberi diye eğlenmiş resmen.
Tespitler konusuna değinmek istiyorum. O kadar yerindeydi ki her biri. Tasma konusu, alerji meselesi, kum ve mamanın durumu derken hemen hemen her konuya bir yorumu oluyor Arife’nin. Sessizliğiyle bile çok şey anlatan kedilerin -kedim Simba hariç! o pek konuşkan- düşüncelerine konuşma balonu açan çizere hayran kaldım. Çıkarımları hem eğlenceli hem duyguluydu. Tam kalpten vuran oklardı resmen.
“Bir başkasının yalnızlığına ortak olan herkes evcilleşir.” Arife – Rewhat
Arife Kaktüs ile arkadaşlığı doğada her canlının birbirine olan saygısını anımsatıyor. Birbirlerinin alanlarına fazla girmeden, farklı cinslerle de yakınlık kurabilen ve sevgiyi şekilleştirmeyen doğadaki her canlıya hayranım. Dış görünüşüm yüzünden pek çok ortamda kabul görmediğim, fikirlerimin ciddiye alınmadığı zamanlar oldu. Sevginin gücüne inandığım halde çoğu kez ona muhtaç bırakıldım sırf bu sebeple. Ancak hayvanlar beni onlara karşı yaklaşımımla, sunduklarımla değerlendirdiler ve sevgilerini esirgemediler. Ben ailemden sonra en büyük sevgiyi onlarda buldum. Tanıdığım her insanı da bu yüzden ayıpladım, hayvanların canı gönülden bolca sundukları bu sevgiye beni bu denli muhtaç bıraktıkları için. Kitapta da bu detayı bulabilmek güzeldi. Diğer canlıların insanları hemtürlerinden daha iyi anladıklarını bir kez daha gördük. “Evcilleştirme” kavramını insanların dostları için de kullanması da aynı sebepten etkiledi beni. Çizerin dehasını her bir konuşma baloncuğunda, kurgunun güzelliğinde ve çizimlerinde görebiliyorsunuz.
"Dikkat Kırılacak -> Kırıldım" – Rewhat
Kaktüs ve kuşun hikayesini duymak pek iyi geldi. Sırf Arife’ye dair olacak sanmıştım. Dünyalarının sanılanın aksine o kadar da küçük olmadığı ve aslında hiç de nankör ve bencil olmadıklarını anlatmanın ne hoş bir yolu bu! Arife’nin bahçeli ev hayalinde bile her birine has düşünceler vardı. Her birine mutluluk sunuyordu. Seneye düğünü olan Özcan’a dahi.
"merak edersin
neden yüzüne
sürerim yüzümü
ya da kenarlarına
eşyalarının
çünkü kedi
törpüsüdür hayatın
keskin taraflarının"
– Rewhat
Bu sanırım en sevdiğim bölümdü kitapta. O kadar doğru ki… Kedilerimden uzakta olduğum dönemlerde sıkıntıların beni nasıl hissettirdiğini ve ruhumu ne kadar uzun süre ele geçirdiğini çok iyi biliyorum. Kedilerle olduğum zamanlarda sevgileri benim sıkıntılı ruh halinden kolayca kurtulmamı sağlıyor. Fırtınada yüzdürdüğüm gemimdeki can simitleri onlar. Eline, aklına sağlık Rewhat. Öpüyorum Arifeciğim. Birlikte güzel, uzun ve mutlu ömrünüz olsun.
"aydınlığa sırt çevirince, kedi karanlığının büyümesini izliyorsun sadece..."
Sadece – Rewhat