Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
Yazar eli titremeden kalemi, doktor ise neşteri iyi kullanmalıdır. Çünkü her ikisi de yanlış ellerde, tamiri mümkün olmayan hasarlar bırakabilir geriye. Bulgakov’un bu kitabını okurken, ustalıkla her ikisini de kullandığını gördüm. Asıl mesleği doktorluk olan Bulgakov, bir bakıma mesleğinin ilk yıllarında yaşadığı zorlukları anlatıyor bize. Kitabın giriş paragrafıyla yazar okuru aslında çoktan kitabın içine çekmeyi başarıyor. “At üstüne ıssız köy yollarından hiç geçmemiş birine anlatacak bir şeyim yok; ne de olsa anlamayacak bununla ilgili anlatacaklarımı. Geçene de hatırlatmayı hiç istemem.” Kitabın içiresinde ustalıkla betimlemiş dokuz anı var. Araştırmadım, Bulgakov’un başınan geçen olaylar mı bilemiyorum. Ama doktorluk dönemi kaleme aldığı bu öykülerin, Tıp İşçisi dergisinde yayımlandığı düşünülecek olursa, birebir yaşamış ve karşılaşmış olayları öyküleştirildiğini de söylemek mümkün. Kitabın dili sade. Bunda kitabı rusça aslından çeviren Tuğba Bolat’ın da etkisi olduğu yadsınamaz. Yorulmadan, ara vermek istemeyeceğiniz tarzdan bir kitap. Hepsinden ötesi okuduğunuz bölümü anlamadığınız için tekrar tekrar okumak zorunda kalmayacaksınız. Kitap 1927 Rusyasının taşrası hakkında da bizlere bazı ipuçları veriyor. Köy hayatının güçlüğü, insanların batıl inançlar ile kendi kendilerini tedaviye kalkışmaları. Tanıdık geliyor hem insanların uyguladıkları bu yöntemler, hem de kaderleri... “Parça parça olmuş bir insan işte böyle can veriyor” diye düşündüm, “artık yapılacak bir şey yok.” Ama birden sesimin nasıl çıktığını fark etmeden sert bir tonda, “Kâfur,” dedim. Hemen sonra Anna Nikolayevna kulağıma eğilip fısıldadı: “Neden doktor? Eziyet etmeyin ona. Neden bir iğne daha? Şimdi ölecek zaten. Kurtaramazsınız.” Bir iş kazası geçirmiş hastanın ölümüne karşı çıktığı bu diyaloğu anlatırken, insan kendisini vakanın yanındaymış gibi hissediyor. Öyle ki, “kan”dan bahsederken, soğuk terler tökmeye başlıyorsunuz. Ne yalan söyleyeyim, içimin çekildiğini bile hissettim. Fakat o kullandığı “Kâfur” ile hastanın önce nabzını, sonra da geleceğini geri getiriyor. Dedim ya, buna benzer harika dokuz öykü var kitapta. Bana düşen ise, okumanın getirdiği doyum ile keyifli keyifli dünyaya gülümsemek oldu. Size düşeni ise, söylememe gerek yok sanırım. İnsan, kitap okur... Erkan
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,7bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.