Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bu kitap hiç eskimemiş. Sema Kaygusuz'u ilk okuduğumda onu çok ama çok merak etmiştim. Sene kaçtı? Belki 2005. Rahmanlar'da böyle fazlasıyla rutin, pespaye hayatımın bir yerlerinde hem de ama migrostaki d&r''dan almıştım kitabı. İncecik. Hemen bitiverecek gibi. Ama o kitap bu değildi, Sandık Lekesi'ydi o. Doğru. Esir Sözler Kuyusu'nu daha sonra okudumdu. Çok da sevmiştim. İşte beni bu çok etkiliyor: 15 sene sonra geri dönüyorum, ve kitapta hiç bir şeyin eskimemiş olduğunu görüyorum. Bu dil, eskimemiş. Ama daha da güzeli; bu, bir yandan da benim 15 sene öncem demek. 34 yaşındaydım o zaman. Çook başkaydı bir çok şey. Şimdi böyle yeniden okuyunca, hem dili ve üslûbu, ve bunların güzelliğini hatırladım, hem de hiç bir yere kaybolmadıklarını; hayat dolu, ama üstü hatıralarla, senelerin tozuyla örtülmüş olduklarını görünce, hafiften buruşmaya başlamış parmaklarımla sildim o tozları. Saçlarım da çoktu o zaman. Edebiyata da açtım. Her zaman en çok sevdiğim oldu edebiyat. Ama kendi yürüdüğüm ve kendi okuduğumca. Tabii, elbette, şimdi bütün bunlar, bütün hikâyeler, öyküler ve bütün o romanlar, bunların hepsi bir başkasının, başkalarının hayâl gücüydü diyorum. Başkalarının dünyalarında hakikat avcılığına çıkmış gibi, başkasının cümlelerinde arayıp durmak...yüzüme söyleseler ya da anlatsalar dinlemeyeceğim, umursamayacağım ama sarı sayfalarda görünce merakla peş peşe okuduğum on binlerce satır, yüzbinlerce cümle... ya da faruk duman'ın dediği doğru, bu işte, güzel ölmek dedikleri şeyin ta kendisi... onca seneden sonra geri döndüğümde üzerlerinden sevgiyle ve hatta şefkatle geçip giderken gözlerim o kelimelerin ve cümlelerin, bana tanıdık gelen şey, hem onların kendisi, bütün o hayâller, bütün o imgeler, cümleler ve aynı anda hem de hayatımın eskilerinden çıkarıp baktığım bir yer, bir sayfa gibi, tozlanmış, hafif kararmış, solmuş sararmış bir zihin yaprağı gibi, işte bu da benim hayatım... ama ben, aynen henry palace gibiyim: ölüm saatimi bilemesem de o göktaşını gördüm ve izliyorum, ve hem biliyorum da... gökleri kızıla boyayacak o âna dek tekrar tekrar, defaatle, her defasında daha fazla hatırlamak isteyerek, geriye asla dönemeyeceğim ve dönemeyeceğimiz o âna dek, bu sararmış eskimiş, her yanı toz kaplanmış sayfalarda gezineceğim. O halde; kim bilir kaçıncı kez, iyi ki edebiyat var, diyorum...
Esir Sözler Kuyusu
Esir Sözler KuyusuSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2017287 okunma
·
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.