Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Bizlere, Gençlere Rehber
Hepimizin bir vazifesi var bu hayatta. Öyle bir vazifedir ki bu; doğumumuzla başlar, vefatımızla sona erer. Anlayacağınız, varoluş sebebimizdir adeta. Öyle bir vazifedir ki bu; biz yaşlandıkça, ömrümüzden gün aldıkça, vazifemizin yöntemi değişmektedir. Yani; biz yaş aldıkça, tecrübelendikçe, öğrendikçe bu vazifenin, üstümüzde bulunmasına veya değişmemesine rağmen uygulama, icraate dökme yöntemi değişmektedir, doğal olarak. Öyle bir vazifedir ki bu, varlığı insana bir mana katıyor, yokluğu buhrana sürüklüyor. Bu vazifenin ismini koyamayız. Zira, dış görünüşü kişiden kişiye göre değişmektedir, dolayısıyla bizim koyacağımız isim sizi veya başka birini ifade edemeyebilir. Ama şu kesin ve nettir ki; dış görünüşü ne kadar değişirse değişsin, zaman geçtikçe yöntemi değişirse değişsin hep vazifemizden mesulüz. Varın adını siz koyun. *** Az önce zikrettik; vazifemizin dış görünüşü, yöntemi zamanla değişiyor diye. Biraz bu konunun üstüne düşmek istiyoruz. Biliyorsunuz, biz bebekken bizden beklenen işler ile gençken beklenen işler farklıdır. Misal, bebekken bizden çok beklenti olamaz zira yapabileceğimiz işler neredeyse yoktur. O dönem yaptığımız iş, ne olursa olsun çevremize mutluluk saçmaktadır. Bir güleriz; annemiz, babamız sevinçten dört köşe olurlar. Bir adım atarız; tüm akrabalarımız mutluluktan havalara uçar. Velhasıl, bebekken bizden bir iş beklenmez, isteyen bulur. Çocukken durum biraz değişiyor. Artık bizden çocukluk yanında biraz saygı, biraz dikkat, biraz sorumluluk beklenmektedir. Misal, çevremize ettiğimiz laflarımıza dikkat etmemiz, muhatabımıza göre kelimeleri seçmemiz istenir. Eşyalara daha bir özen göstermemiz istenir. Ödevlerimiz varsa okuldan verilen; yapmamız, öğrenmemiz istenir. Örnekleri artırabiliriz. Gençken durum daha fazla değişir ama biz gençliği iki bölümde ele almak istiyoruz. İlk bölüm - bizim toplumuzun tabiriyle - ortaokul yılları ve lisenin ilk yılları. Bu dönem, çocukluktan gençliğe geçiş dönemidir ya da bilimsel adıyla ilk gençlik dönemidir. Hayatımızın şekillenmeye başladığı evredir bu dönem. Bu dönemde yaşadıklarımız, mazide kalmış olsa da atide yaşarken karşımıza çıkabilmektedir. Bu sebeple, attığımız tohumlar ileride meyve olacaktır bu yaşlarda. İkinci bölüm: Lisenin son yılları ve üniversite yıllarıdır. Bu dönem - ve önceki dönemi de katabiliriz fakat ikinci dönem daha fazla yer aldığı için bir daha zikretmiyoruz - toplumun dinamosu, motoru, aküsü olan dönemdir. Bir milletin yaşadığının, hareketli olduğunun belirtisi bu dönemin mensuplarına bakılarak anlaşılmaktadır. Tarihte devrimler, dirilişler bu dönemin gençleriyle yapılmıştır. En Sevgili (s.a.v)'in davetinin, Malazgirt Fethinin, İstanbul Fethinin, Söğüt Obasının, Nihavent Savaşının, Çanakkale Savaşının ve daha yazamadığımız pek çok devrimin ve devrim niteliğindeki olayların altında bu gençler yatmaktadır. Fransız Devriminin, Bolşevik İhtilalinin ve diğer devrimlerin dinamosu gençlerdir. Velhasıl, bir toplumun toplum olmasını sağlayan kesim bu kesimdir. Yetişkinler, üniversiteden sonraki ( bu arada, üniversiteden sonra diyoruz ama bunu otuzlu yaşlara çekebiliriz. Aynı şekilde diğer dönemlerde de yukarı veya aşağı yönlerde oynamalar olabilir. Böyle bir tabir kullanmamızın sebebi, mevcut toplum yapımımızın böyle daha iyi ifade edilebildiğini düşündüğümüzdendir. ) dönemdir. Bu insanlar, toplumun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Öyle ki, yetmişli yaşlara kadarki ( ya da resmiyetle yetinelim, altmış beş yaşa kadar ) dönemi kapsamaktadır. Toplumu yönetenler bu insanlardır. Toplumu yönlendiren bu insanlardır. Gençleri bir yola yönlendiren insanlar bunlardır. Bundan sonraki ve son kesim olan yaşlılar, toplumun yaşayan tarihlerdir. Bir zamanın dinamosu, yöneteni iken bu ikisini yapan kesimlerin akıl hocası olmuşlardır. Yani, velhasıl, tüm bu kesimler birbiriyle ilişkilidir ve birbirini tamamlamaktadır. Biri olmadığı zaman, sıkıntıya uğradığı zaman toplum sekteye uğramaktadır. Bugün görmekteyiz zaten. *** Umarız anlatabilmişizdir. Herkesin vazifesi birdir ama zamanla, doğal olarak, dış görünüşü ve icraat yöntemi değişmektedir. Herkes yaşamaktadır ama aynı yerde değil; aynı yaşta, akılda fikirde hiç değil. Zamanla insanda, toplumda gelişmekte, değişmektedir ama temelde aynı kalmaktadır, mayası aynı kalmaktadır. Velhasıl, lafı dolandırmayalım, dere sürekli akmaktadır ama dere yatağı her zaman mevcuttur. *** İşte bu eser, gözümüz gençliğine rehber niteliğinde yazılmıştır. Kısa, öz bilgilerle toplumun dinamitlerine yazılan bir kılavuz adeta. Herkese tavsiye olunur. Yusuf El-Karadavi, bizlere konuşmuş adeta bu eserde ( laf aramızda eser konuşmalarından bir derleme :) Rabbim, bizlere ümmete, insanlığa faydalı birer genç olmayı nasip eylesin. Gençlik günlerimiz geçmeden hakkıyla yaşamayı bizlere nasip eylesin. Amin. İyi okumalar dilerim. Muhabbetle.
Günümüzde Müslüman Gençliğin Vazifeleri
Günümüzde Müslüman Gençliğin VazifeleriYusuf el-Karadavi · Beyan Yayıncılık · 2016178 okunma
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.