Kanıtlar gerçekten de bir şeyi kanıtlayamıyorsa, dediklerimin ne anlamı var ki?. . . İsimsiz bir zanlı ,aleyhine olan sekiz delil sonucu , cinayetle suçlanıyor . Avukatı, jüriye "gerçekleşmesi mümkün" olabilecek bir hikâye anlatmasını ,bazı gerçekleri davaya dahil etmemesini talep edince ; zanlı avukatını kovup ,kendi savunmasını , kendi yapmaya karar veriyor. Aleyhine olan bu sekiz delili, tüm çıplaklığı ile anlatmaya başlıyor.Bir nevi siz de o mahkeme salonunda jüri koltuğunda yerinizi alıyorsunuz. Zanlıyı dinlediğimiz müddetçe bu sekiz delili ,anlattıkları ile çürütmeye başlıyor.Bir ara sıkıldım okurken. "Ne çok konuşuyor" dedim .Ama sonra kendimi onun yerine koydum.Sanırım bende kendimi aklamaya çalıştıkça , olayları en ince ayrıntısına kadar anlatırdım. Sonuç olarak, ikna olup olmamak bizlere kalıyor açıkçası. Ve en son jüriye soruyor : Deneyin lütfen.Kendinizi benim yerime koyun. Her şey sizin ellerinizde.Söyleyin... Suçlu muyum ?Değil miyim?. . . Yazarın bu kitap ile ilgili asıl amacı ,kendisini yargı sisteminin avucunda bulan insanların , karşılaştığı sorunları gösterebilmekmiş. Adalet mutlak mı ?yoksa kim olduğuna bağlı olarak farklı adalet çeşitleri var mı? Suçluluk mutlak mı, yoksa adalet uğruna 'koşullara bağlı' bakış açısıyla mı görülmeli mi ? Hakikat nedir ve mahremiyet onun ağırlığına değiştiriyor mu? Bir kimseyi gerçekten tanıyabilir miyiz ? ve tam olarak bilemediğimiz şeyleri yargılamak için nasıl yollar belirliyoruz? Ve sizde ,sadece birini koşulsuzca seven ,ona sahip çıkmaya çalışırken kendini illegal işlerin döndüğü, suç çetelerinin ortasında bulan bu gencin hikâyesine tanık olun ve kararı verin. Suçlu mu ?Suçsuz mu ?

Kim Olduğumu BilmiyorsunuzImran Mahmood · İndigo Kitap Yayınları · 201890 okunma

·

114 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arife