Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Gönderi
Marekeş' te kurulup Mısır'a kadar uzanıp istikrar kazanan Fatımi Devleti 272 yıl hüküm sürmüş ve 14 halife değiştirmiştir. Devletin içinde bulunduğu durumda; Şii mezhebine sahip bu devlette halifeliğin Peygamberimizin kızından ve torunlarından beri gelerek sahip olunduğunu kabul edip halifeliğin yanı sıra vezirliğin veliahtlığın da bu soydan yani Arap ırkından devam etmesini savunuyorlardı. Fatımi Devleti'nin içinde bulunduğu derin girdaplar, anlaşmazlıklar, ihanetler, devlet adamlarından hanedan ailesi arasındaki akrabalara, vezirlere kadar mevki ve makam uğruna mücadeleler içinde olunması ve birbirlerinin kuyusunu kazmak için türlü yollara başvurmalarıyla alt etme çabaları aralarında kanlı ve merhametsizce gerçekleşen olaylara gebe olmuştur. bunun getirdiği tahribatlara zincirleme olarak gelişen olaylarda şahsi hırslar kontrol altına alınamamış devletlerinin, halkının, idare mekanizmalarının zayıflamasına yol açmış ve kendi tarihlerine, canına, dinine ve öz benliklerine düşman olan haçlı, frenk istilalarına uğramalarına neden olarak haraca da bağlanarak zelil olmuşlardır. Makam maksadıyla gerçekleşen bu mücadelelerden dolayı halifelerinin de yöneticiler yanında sözlerinin herhangi bir müessiri kalmamış. Veziri azam Şaver'in Fustat' ı yakması ve halkını Kahire' ye sürmesi de açık seçik ortada olan idare anlamında kabiliyetsizliklerine örnek teşkil ediyor. Daha sonra mezhebi Şafii, aslı Kürt olan ancak özü ve manevi hissiyatı İslam İttihadından olan büyük komutan Selahaddin Eyyubi, Mısır' a Şam atabeki komutan Nureddin tarafından haçlı istilasından kurtarılmak için gönderilen Şirkuh' un düşmanı başarılı şekilde Müslüman topraklarından atmasının ardından Şirkuh' un ölümü üzere yeğeni Selahaddin' in vezir olarak tayin edilmesiyle vuku bulmuştur. Harem dahil Mısır' da yaşayan halkın ırzı, namusunu himaye etmiştir. Viran olmuş yönetimlerinden sonra bile makam peşinde sarsılmaz hırsla koşan ve Şii olan halkın arasına, komutanlara kadar araya nifak sokan şeytan ruhlu Ebul Hasan gibi ihtilalcilere karşı darbeyi bastırmıştır ve halk arasında adaleti tesis ederek merhametli şekilde idare etmiş, başarılı ıslahatlar ihdas etmiştir. Ordusunun çoğunluğu Kürtlerden ve Türklerden oluşan Selahaddin'in ordu nizamında ve devlet hizmetinde hususi olarak herhangi bir ırkı yüceleştirip bunun karşısında başka bir ırkı alçaltmak gibi hedefi ve karakteri yoktu. Takvanın sadece Allah katında olduğunun bilinmesi ona yeterdi. Herkes bu hayatta büyük makamlar , mevkilere gelmek ister fakat o aşamaya gelince belli güç elde edilince sahip olduğu değerlerle hükmetmez, adaletten uzaklaşır, halbuki insanı oraya getiren bağlı olduğu duygular ve inancıdır orada tutunmasını sağlayıp başarıdan başarıya koşmasını sağlayan ise bu duygularının sönmeden her daim parlar vaziyette olmasıdır. İşte Selahaddin bunun aksini tatbik eden komutandır. İnancını yitirmeden adaletten şaşmadan idarenin mümkün olabileceğini göstermiştir. Ruhu şad olsun. Fatımi Devleti'nde bulunan her birey fert fert olsun idareci, halife olsun unuttukları bir şey vardı: Peygamberimizin Veda Hutbesi. Arap' ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap'a herhangi bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük yalnızca Allah katındadır, takvadadır. Bugün harap halde olan bütün Müslüman coğrafyasındaki insanların halleri bu bilinçten uzaklaşmakla birlikte, adalet duygularının körelmesi, merhamet duygusu ve yardımlaşmanın zayıflaması toplumlar arasına ayrıştırmaya sebep olacak nifak sokularak iftiraların, yalanların, birbirimiz arasındaki şahsi ihtiraslardan dolayı hırsımızın kurbanı olmamızdır. Şüphesiz ki bize yeni Selahaddinler, İmadeddinler, yeni Fatihler gerekir. Bu bilinçle yoğrulan ne gafil olur ne de mahzun olur. Seferde olunursa zaferde mutlak surette gelecektir. Ancak tarih kültürümüzle, inancımızla, tarih şuuruyla açık bir cesaretlilikle bu mümkün olacaktır. Yeter ki bizler inanalım ve okuyalım. İlk nazil olan ayette zaten oku değil midir?
ÖNEMLİ VE BAZI DİĞER KARAKTERLER :
Necmeddin Eyyubi ( Baba)
Yusuf Selahaddin Eyyubi
İmadeddin Zengi ( Yaveri)
Prenses Melike ( Fatımi halifenin ablası)
Fatımi Halife ( ismi Azıd, 21 yaşındaki genç )
Ebu el-Hasan ( Halifenin amcaoğullarından iddiası )
El Amir ( Ebul Hasan'ın ölmüş dedesi )
Nureddin ( Şam'ın komutanı büyük Türk komutan, Vezir, lider)
Yakute ( Prensesin yardımcısı, hademesi)
Bahaddin Karakuş ( Harem sarayının muhafızı)
Şehabeddin ( Selahaddin'in dayısı)
Takıyüddin ( Yeğeni )
Şeyh es- Sedid ( Halife Azıd'ın doktoru )
Tavaşi Cevher (Saray hizmetlilerinden olan adam, harem ağası)
Müstazi Billah ( Sünni Abbasi Halifesi )
Abdurrahim- Cercis ( İmadeddin' in Kudüs'teki hapis arkadaşı)
Raşidüddin ( İsmaililerin başı, lakabı Dağların Şeyhi )
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.