Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

296 syf.
10/10 puan verdi
Bir dakika ayırın bana, bu yalnız bir aşk romanı değil fakat aşkı çok derin anlatan bir kitap.. Uzun süredir yeni baskısı olmayan, PDF'i bile zar zor bulunabilen fakat bir yandan da kendine hayran bırakan bir kitap incelemesi bu yazmaya çalıştığım. İlk defa okuduğum bir yazar Nezihe Araz, ve merak ediyorum neden hiç tanınmıyor ve neden hiç baskısı yok bu kitabın? Yazar 1920 doğumlu, Ankara üniversitesi felsefe bölümünü bitirmiş gazeteci ve yazar. Dili deseniz mükemmel, anlattıkları mükemmel, samimi içten.. Bir kitabın popüler olması için ne gerekir soruyorum size arkadaşlar? Öncelikle bu kitabı okumaya nasıl başladığmı anlatmak istiyorum, beni takip eden arkadaşlar bilirler bir süredir psikolojiye merak salmıştım. Hatta oradan ufacık bir Nietzsche'ye giriş yapmıştım, felsefeye dokunmaktı bu benim için. Ama okuduğum her düşünce ruhumdaki karamsarlıkları artırmaktan başka bir işe yaramadı. Dünyayı tanımaya başladığımı ve tanıdıkça dünyanın iğrençliklerini görmeye başladığımı düşünüp hayattan daha da soğudum. Şimdi Nietzsche okuyan arkadaşlar sen Nietzsche'yi tam okumamışsın, atıp tutma o onu savunmuyor diyebilirler. Ama merhameti eleştiren Nietzsche'nin bir atın ölümü karşısında ağlayarak aklını yitirmesini de açıklamalısınız o zaman. Benim aşamadığım nokta burası. Hayat düşündükçe insanın üstüne o kadar çöküyor ki, değiştiremeyeceği şeyler üzerinde kafa yormaktan çıldırma noktasına geliyor. Velhasıl ben de bu noktada başka bir çıkış noktası aradım. Sonuçta insanoğlu yüzyıllardır düşünüyor, nasıl bir çözüm bulmuşlar buna diye araştırırken bir arkadaşımın önerisi üzerine başladım bu kitaba. Anlatıldığına göre Yunus Emre, görünürde çok uzaklara gittiği, ama aslında içine doğru çıktığı bu yolculukta aynen benim kitaba başladığım zamanki düşüncelerim gibi düşüncelere sahip ve yanıt arıyor bunlara. Diyor ki Yunus "Tanrı bizi ne diye gönderdi bu dünyaya? Kimine çok veriyor kimine az veriyor." Ve ölümden korkuyor Yunus. Diyor ki ölüm varsa bu kadar uğraşmak niye? Solup gidecekse bu çiçeklerin ne anlamı var, bu güzel Elif de yaşlanıp yok olacak bir gün, neden, diye acı çekiyor. Küçük bir köyde, akranları ailesi tarla işleriyle meşgulken o bir dolabın başına oturup bunları düşünüyor, çıkamıyor da işin içinden. Onu çok seven Elif var yanında, anası var, ama bunlar tatmin etmiyor Yunus'u. Çünkü onun aradığı çok başka. Ve çıkıyor yola Yunus. Taptuk Emre'nin dergâhına uğruyor, Hacı Bektaş Veli'ye uğruyor, Mevlana'yı ziyaret ediyor, hacca gidiyor, her gittiği menzilde çok başka şeyler öğreniyor. Derdinin dermanını buluyor. Aşkla yanıyor, aşkla can buluyor. Diyor ki sonra:"Aşk gelince tüm eksikler biter!" Velhasıl güzel insanların hikayesi Dertli Dolap... Yalansız, içten seven insanlar. Dini bir tabu gibi görmeyen, hayatlarının içine sevgiyle yoğuran insanlar. Ve çok sıcak bir aşk hikayesi.. Elif'in Yunus'u yıllarca beklemesi, sevdiği için sevdiğinden vazgeçmesi.. "Kolera Günlerinde Aşk" kitabına 51 yıl bekledi yazanlar, bilmem bu aşka ne destanlar düzerlerdi acaba merak ediyorum. Okumanızı öneriyorum falan demeyeceğim, okumazsanız çok güzellikten mahrum kalırsınız diyorum. Okuyalım, paylaşalım.. :)
Dertli Dolap
Dertli DolapNezihe Araz · Atlas Yayınları · 196971 okunma
·
179 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.