Dünya'da en çok çevirisi yapılan bu dev eseri okuyup bitirdiğim için çok mutluyum.Tolstoy tartışmasız büyük bir yazardı ama yazdığı bu eser Tolstoy'un kendisinden de büyük çıktı.İlk başlarda bir sürü karakter kafanızı karıştırıyor prensler,kontlar,madamlar,matmazeller sarayda büyümedik ki aşina değiliz,kont denince aklıma Kont Adnan geliyor.Kont Rostov öyle bir karakter ki vallahi bizim Adnan'ı ona değişmem.karakterlerin fazlalığı canınızı sıkmasın okumaya devam şemaya hakim olacaksınız. Savaşlar insan oğlunun kendine yaptığı en büyük ihanet aslında.. Rus-Fransız savaşının anlatıldığı kitapta Avusturya'da başlayıp Moskova'nın işgaline kadar giden ve yaklaşık 3 buçuk milyon insanın öldüğü bu savaşta bir kazanan olmamıştır.Fransa işgal ettiği topraklardan çekilmiş Rus ordusu ben kazandım diyememiştir.Sonuç olarak başkent Moskova işgal edilmiş yakılıp yağmalanmış ve Fransa sudan sebeplerle geri çekilmiştir. Ana karakterlerden bir kaçıyla ilgili gözlemim oldu bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Prens Andrey Bolkonski sessiz sakin yaşantısı savaş yüsünden alt üst oluyor.hamile karısını baba ocağına bırakıp savaşa gidiyor savaşın ilk ayağını atlatıyor ama kıymetli eşi doğum yaparken hayatını kaybediyor geride öksüz Nikolenka kalıyor.Savaşın Rusya içine sıçraması nedeniyle Prens daha acısını bile yaşayamadan Rostov'ların kızı Nataşa ile nişanlanıp tekrar askere gidiyor.vallahi kızım olsa Prens Andrey'e verirdim.Savaşta yaralanıp hakkın rahmetine kavuşuyor. Piyer Bezuhof babasından kalan büyük mal varlığıyla tanınsa da aslında düzgün bir karaktere sahip özgün biri.sivil ve gönüllü asker olarak katıldığı savaşta iyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir deyip birde üstüne düşmana esir düşüyor.Neyseki Fransızlar tarafından seviliyor ve sağlam olarak evine geri dönüyor.En yakın arkadaşı Andrey'in eski nişanlısıyla evlenip mutluluğu buluyor.İnsan en yakın arkadaşının nişanlısıyla evlenebilir mi? Piyer bu işler bize ters aslanım sana da hiç yakışmadı. Kont Rostov adam olmayacağın daha ilk sayfalardan belliydi iyi ki seni elimden geldiğince eleştirdim az bile yapmışım,tek olumlu hareketin Prenses Marya'nın kaçmasına yardımcı olman onu da servetine konmak için yapmadıysan adımı değiştiririm.kötülere bişey olmaz lafının kanıtı olarak savaşlar da ölmedin senin yerine biraderin garibim Petya öldü. Başkomutan Kutuzof annen seni mübarek bir gecede doğurmuş olmalı,yattığın yerden savaş kazandın.Napolyon geri çekilme kararı almasaydı hatta ilerlemeye devam etseydi sanırım soluğu Moğolistan'da alırdın.her şeye rağmen iyi hatırlanacaksın şefkatli bir adamdın. Kitapta ki kadın karakterlere gelince hepsi birbirinden güzel kadınlardı tek tek sayamayacağım.Prenses Marya ve Kontes Nataşa öne çıktılar ikisi de sonunda kendi savaşlarının kazananı oldular. Kitabı https://1000kitap.com/FatmaErarslan arkadaşımın etkinliğinde okudum kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.Etkinlik kapsamında değerli bilgileriyle bizi aydınlatan diğer katılımcı arkadaşlarıma minnettarım sayelerinde faydalı bir okuma oldu.Romanın sade ve anlaşılır bir dili var, üslubuda oldukça akıcı sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın.bir kaç farklı yayınevinin baskısını incelesem de en faydalı olanı Sis yayıncılığın Sıla Yılmaz'ınki oldu.sevgiyle kalın..

Savaş ve Barış - 1. CiltLev Tolstoy · Sis Yayıncılık · 201321,1bin okunma

··

107 görüntüleme

FatmaYıldız

@FatmaYildiz81 ·

24 Ekim 2020 07:28

Kalemine sağlık Orhan etkinliğin ilk incelemesini okuduk sayende uzun ve inişli çıkışlı fakat oldukça faydalı bir serüvendi etkinliğimizi renklendirdiğin için ben teşekkür ederim...

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Orhan Gazi