Akış
Ara
Mesajlar
Bildirimler
Kaydedilenler
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
Osmanlı
Murad, Fatih kanunuyla kardeşlerinin boğulmasından sonra az ağlamamıştı. Ama Mehmed on dokuz kardeşinin boğulmasını gözünü kırpmadan seyretmişti. Babasından ve diğer şehzadelerden gebe kalmış cariyeleri de ayaklarına taş bağlayıp denize attırmıştı.
Sayfa 379Kitabı okudu
··
37 görüntüleme
Doğru bildiğimiz yanlışları ayıklama çalışmalarınızı, paylaşanları karalama malzemesi olarak kullanmanızı esefle kınıyorum 
Aydın Harut.
Bora Bey ben de sizin yazdıklarınıza kendimce cevap yazayım.
1. III. Murad 5 kardeşinin boğulmasının emrini verdikten sonra kendisinin ağlaması veya İstanbul halkının ağlaması çok önem arzetmez. Önemsiz teferruat
2. III.Mehmed'in 19 kardeşinin boğulması emrini vermiş olmasını geyet normal ve medenice bir karar olarak kabul edip de seyretmesini barbarca bulmanıza dair yorumunuzu ben de esefle karşıladığımı belirteyim.
3. 19 kardeşini öldürten bir adamın; babasının ve öldürttüğü şehzadelerin hamile cariyelerini nasıl öldürttüğünün ayrıntısı benim için çok önemli değildir.
Zafer Bey, Bora Bey alıntının özü konusunda bir itirazı yok. Bora Bey'in ayrıntılara itirazı var. Örn: III. Mehmed'in 19 şehzadenin öldürülmesine itiraz etmiyor. Bu olayı normal buluyor da III: Mehmedin ölümleri seyrettiğine barbarlık diyor. Haremdeki; babasının ve katlettiği şehzadelerin bazılarının hamile eşlerinin öldürüldüğü gerçeğine değil de öldürüş şekillerine itiraz ediyor. Ben de diyorum ki kardeşlerin ve hamile eşlerin katli her ne şekilde olursa olsun barbarlıktır, teferruat benim için önemli değildir.
Her zaman kendi bildiklerinizin doğru olduğuna inanan biri olduğunuzu uzun zamandır gözlemlemekteyim. Siz doğru bildiğiniz bilgileri öğrencilerinize (Kendileri için üzüldüğümü belirtmeliyim) aktarırsınız. Benim alıntımın altına yazmanızı istemediğimi belirtmeliyim. Ayrıca sadece bilgi değil yorum da yaptığınızın farkında olmamanız tuhaf doğrusu...
Bora Bey yorumunuzdan: "On dokuz kardeşinin boğulmasını gözünü kırpmadan seyretmişti" cümlesi çok barbarca bir algılama meydana getiriyor." Bende diyorum ki 19 kardeşin katlinin kararını vermek barbarlık değil de seyretmek mi barbarlık?
Bora Bey, sonuç olarak alıntı yapılan kitap akademik bir kaynak değil, bir roman. Kitabı okumadım ama yazar kitabı sizin gösterdiğiniz yabancı kaynaklara göre de kurgulamış olabilir. Hem Bora Bey'in hem de Sadettin Bey'in haklı olduğu yerler var. Sadettin Bey romanı, kurgusundan ziyade realitesine göre yorumlamış ve bu yüzden ayrıntılar teferruattır demiş. Gerçekten yaşandığı şüpheli olayların kaynağı önemli olmadığı için de yazarın kurgusuna takılmamış yani. Anlayabiliyorum. Tamamen insani yönüyle bakmayı seçmiş. Bora Bey de anladığım kadarıyla tarih eğitimi almış biri. Yazara eleştirisi de bu yüzden. Bora Bey'i de anlıyorum ama her şeyden önce bunun akademik bir kaynak değil roman olduğunu unutmayalım. Daha önce de dediğim gibi romanın kurgusunu oluşturabilmek için bilgileri kaynak gözetmeksizin kullanarak, buna göre kurgulamış olabilir. Yazarın tarihçi olmadığını düşünürsek bunda bir sakınca görmemesi ve tarihçi gibi yaklaşmamış olması normal. İki tarafında kendince haklı yanları var. Kırıcı olmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.
Ebru Hanım, Yorumunuz için teşekkür ederim. Okuduğumuz ve alıntısını paylaştığımız, nihayetinde bir roman. Tarih kitabı ya da ansiklopedi değil. Romanlardan yapılan alıntılara da müdahale edecek kadar takıntılı olmamak gerekir, diye düşünüyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
