Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

48 syf.
10/10 puan verdi
Doğrudan Danica Minić'in kaleme aldığı kitap üzerinden değil de, medya sektöründe çalışan biri olarak anlatmak isterim bu kitabı ve kitap üzerinden medyayı... Bildiğiniz gibi ''kamuoyu'' diye tabir edilen, genel görüş ve yargılar bütünün haklılık payı kazandırılmak için ''halk'' yerine kullanılan argümanıdır, dilidir her iktidarın. Kamuoyu kimdir bilinmez ancak kamuoyunun görüşü bu yönde denilerek yönetim kararları, idari kararlar bu mantalite üzerinden işletilmektedir. Bu durum, dünyanın kitle iletişim araçlarını kullanmaya başlamasından beri uygulanagelmektedir. Yani medya var olduğundan beri... Medyaya, sokağın ne istediği, ne düşündüğünden çok, sokağın ne düşünmesi gerektiğini, ne istemesi hatta ne istememesi gerektiği konusunda bir manipülasyon aracı olarak işlevsellik kazandırılmıştır. Bu noktada halk adına konuşan ''kamuoyu'' yine halkı manipüle etmek için var olmaktadır. Bilgiden (doğru bilgiden) yoksun bırakılan insanların kolay manipüle edilebilirliği konusunda Türkiye ihtisas yapmış bir medya ağına sahiptir. Bu sektörün içinden gelen biri olarak gizlenen, değiştirilen, yanlı aksettirilen sonu gelmeyen haber akışlarının toplumu nasıl absorbe ettiğini rahatlıkla görebildiğimi ve buna her defasında tanık olduğumu söyleyebilirim. Bu noktadan kitabın içeriğine bağlayacak olursam, Kamuoyu simülakr'ıyla evlere giren kitle iletişim araçları sayesinde toplumlar kolay yönlendirilebilir hale getirilmekte ve egemen sistemin gerekleri topluma aşılanmaktadır. Bu özellikle ataerkil toplumlarda olgusal olarak kadını ötekileştiren, bağımsız varoluşunu reddeden, erkeğe bağlı kılan dil ve söylemlerde ortaya çıkmakta ve toplum bu ataerkil bakış açısı yörüngesinde tutulmaktadır. Erkek kültürü olarak işletilen ''delikanlılık'' simülakr'ı aslında ataerkil zihniyetin toplumu düşürdüğü yanılsamadan başka bir şey değildir. Ona göre erkek insandan çok delikanlıdır. Toplumun çoğunluğu bu yönde absorbe edilirken nicelik olarak az sayıda da olsa nitelikli bir kesim de ''kamuoyunu'' doğru şekilde kullanmakta ve medyanın işlevini sesini duyurmak, halkın istek, düşünce ve taleplerini ortaya koymak olarak kullanmaktadır. Feminist medya aktivizmi de bu noktada ana akım medyanın dört kolla sarıldığı eril söylemlere şerh düşerek daha insani, daha ahlaki ve daha dürüst eleştiriler ortaya koymaktadır. Feminist medya teorisinin, feminist felsefeden kopmayarak yeniden üretim felsefesine göre hareket ettiği ve topluma, insanlara hakikati gösterme anlamında manipüle edilen şeyi yeniden üreterek kimliğine kavuşturma mücadelesi topluma ''farkına varma'', ''uyanma'' olarak geri dönmektedir. Bu kısacık kitap; siyaset, düşünce, kadına, doğaya, hayvana yönelik şiddet hatta pornografiye kadar varan eleştiri birikiminden oluşan ve feminist medya teorisini genel hatlarıyla önümüze çıkaran nadide eserlerden.
Feminist Medya Teorisi ve Aktivizmi
Feminist Medya Teorisi ve AktivizmiDanica Minić · Sub Basın Yayımcılık · 20167 okunma
··
44 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.