Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

520 syf.
·
Puan vermedi
Popüler kültürde bolca yer edinmiş vampir hikayelerinin yapı taşlarından Dracula, tipik Gotik unsurları taşıyan bir geç Viktorya Çağı romanı. Karanlık ton, melodram, gizli geçitlere sahip karanlık şato, kötü hava şartları, karanlık ormanlar, vampirler, dini ve mitolojik göndermeler, tabut sandıklar, keşfedilmemiş yabancı topraklar, rüyalar, hipnoz, öngörüler, hapsedilen karakterler, tehdit altında masum ve soylu kızlar, aşk, ölüm, hüzün, bolca doğaüstü unsur, yoğun duygular, gizem, kafayı sıyıran insanlar, ayılıp bayılanlar ve daha nicesi mevcut. Fakat hapsolan karakterlerin erkek olmaları, Gotik roman geleneğini bu açıdan tersine çevirmiş. Hikaye, Frankenstein’da olduğu gibi bilim/mantık ve batıl olduğuna inanılanlar arasındaki gelgitler ve ilişkiden hız alıyor (aklıma Marquez’in Aşk ve Öbür Cinler’i de gelmedi değil). Vurgu, bilim ve mantığın, batıl olanın tehdidine yetmediği Viktorya Çağı inancında. Ama hikayenin sonunda düğümün çözülmesi için bu iki zıt ucun bir araya getirilmesi gerekiyor ki bu da romanın ana mesajlarından biridir diyebiliriz. Tüm bilgi türleri birleşip birlik olmadığı müddetçe, dünya savunmasızdır. Aynı gelgitler roman boyunca Doğu ve Batı arasında da var. Karakterler doğu yönüne doğru ilerledikçe olaylar daha garip ve açıklanamaz hale gelirken, batıya ilerledikçe akla ve mantığa daha yatkın hale geliyor. Bunun dışında roman günlükler, mektuplar, anı kayıtları ve gazete küpürlerinden oluşmuş, bu da romana bir nevi bir üstkurmaca etkisi veriyor. Dolayısıyla da anlatıcılar hep 1. tekil şahıs, ve bu da olay örgüsüyle aramızdaki mesafeyi kısalttığı için hikayenin inandırıcılığını artırmış diyebiliriz. Anlatıcıların arasındaki fark bariz; çevirinin bunu yansıtması her ne kadar zor olsa da, farklı arkaplanlara, kişiliklere ve konuşma tarzına sahip oldukları belli. Karakterlerin ortak noktası, her birinin belli noktalarda bir delilik/aklını kaybetme durumuna yaklaşmış olmaları; tabii bu “delilik” günümüzün değil, Viktorya Çağının normları doğrultusunda bir delilik. Bu durum Dracula’nun kötü niyetli girişimlerinden kaynaklanırken, “aklını yitirenlerin” izole edilmeleri, toplumun gözünden uzak tutulmaları gerekiyor. Bu sebepten Dracula’nın bu çağ toplumundaki “fitnenin başını” temsil ettiğini söyleyebiliriz. Romandaki tek savaş doğu/batı ve batıl/bilim arasında değil; eski/yeni, antik/modern ve iyi/kötü arasında da bir gerilim mevcut. Ayrıca kadın cinselliğine de kaygılı bir bakış var ki bununla ilgili de feminist bir okuma yapılabilir. Uzun lafın kısası, Dracula önerdiğim kitaplar arasındaki yerini aldı bile.
Dracula
DraculaBram Stoker · Can Yayınları · 20194,004 okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.