Halbuki bu dünyada hiçbir şey yoktu
gerçekten ciddiyetle inanılmaya değer.
Kızmak, kıskanmak, inat etmek ve dövüşmek,
gülmek kahkahalarla ve ağlamak hıçkıra hıçkıra...
Şiirlerini, sözlerini okuduğum insanların yaşadıkları yerlere gidip ayni havayı solmayı çok isterdim. Geçen gün bir çok üstadın aynı zaman da Nazım Hikmet'in bir zamanlar bulunduklari yeri görmeyi, yattığı yatağı, adim attigi yeri yurumek nasip oldu. Garip oldu biraz benim icin bu hayalimin bir cezaevin de gerceklesmesi ama unutamiyacagim manzaralarim oldu...
Her dönem Nazım gibiler susturulmaya çalışılır yalnız unutmaman gereken bir şey var ki: Bu insanlar o acılarla gelişir, kendileri olurlar. Senin için farklı bir deneyim olmuştur Ayferciğim.
Deneyiminin üstüne bir şiir kitabını okursan bence çok keyif alırsın.
Okurum tabi insallah Songül Abla'm:)
Duvarlarda, özellikle hucre duvarlarin da hele orda kalmiş insanlarin yazdigi yazilar "Boyalariniz iskence izlerini silemez." diye mesela. Necip Fazıl'ın, Deniz Gezmiş'in, Yılmaz Güney'ın, Mustafa İslamoğlu'nun ve daha nicelerinin yattiği yataklar, onlardan sonra alinip saklanmis esyalar, idam ettikleri o ipler falan.. İmkani olanlarin muhakkak gelip gormesi gereken yerlerden bence. O duvarlar da kim bilir ne hayatlar gizliydi.. Seni de insallah bekleriz Songül Abla'm:))