Okuduğum kitapları burada paylaşırken kullanmaktan çekindiğim bir kelimedir “tavsiye” genelde ama bugün özellikle, tavsiye ediyorum diyebileceğim bir kitabı paylaşıyorum: Ruhlar Evi. Peru doğumlu Şilili yazar Isabel Allende (“Ayend(e)” okunur, vurgu orta hecede) büyülü gerçekçiliğin en okunası kitaplarından birini yazmış bence. Yazarın aynı zamanda ilk romanı olan Ruhlar Evi, bir ailenin nesiller boyu hikâyesini anlatıyor ve yazar gerçek hayattan fazlasıyla esinlenerek yarattığı dünyayla sizi sarıp sarmalıyor. Büyülü gerçekçilik dozunun tam sevdiğim sınırda kalmış olması, kitabı benim için ilgi çekici hale getirdi. Ben okumak için fırsat kollarken canım 
Nur sayın imdadıma yetişti ve Kasım ayı kitabı olarak bu kitabı seçti
Yazar, Ruhlar Evi’nde “ev” metaforu üzerinden romanın güçlü kadın karakterleri Clara, Blanca ve Alba’nın üç nesil boyu değişen dünyalarına ve bu dünyaların “ev”in içine yansıyan taraflarına atıfta bulunuyor. Bu karakterlerin dünyalarının toplumsal, bireysel, spiritüel, politik, duygusal ve ruhsal bütün yansımalarını yaklaşık yetmiş yıl boyunca yoğun bir şekilde tecrübe edilen devinimlerle görüyoruz. Tabii ki kalabalık karakter kadrosunda erkek karakterler de var ama onlar, kadın karakterlerle hayat buluyorlar adeta. Romana feminist bir okuma yapmış gibi görünüyor olabilirim ama yazardan metin içinde aldığım alt mesaj da buna dair ve röportajlarında da Allende zaten “feminist” bir çizgide ifade ediyor görüşlerini.
Romanda Şili siyasi tarihine ayrılmış bir bölüm var: O kısımda sanki gazeteci Allende almış kalemi eline ve romancı Allende’den müsaade isteyip aile tarihini de içeren olayları kurmacanın içine yedirerek anlatmış. Allende’nin müthiş bir hikâye anlatıcısı olması, romanını farklı katmanlarla zenginleştirmesi ve özellikle yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi kadın karakterlerin psikolojik (ve hatta yer yer parapsikolojik) derinliği beni etkiledi. Nesiller boyu süren bir anlatıyı kapsayan hikâyeleri çoklu karakter genişliğinde, zamanın kuyularına düşmeden ve olay örgüsünde kaybolmadan hem yaşanmışlıklardan kopmadan, hem de büyülü gerçekçilik eşliğinde anlatmak hayli zordur kanımca. Yazar bütün bunların üstesinden nasıl ustalıkla gelmiş, kendiniz okuyun ve elli yıl sonra modern klasikler arasındaki yerini alacağına inandığım bu klasik tadındaki romanıyla, yazarla mutlaka tanışın diyorum
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.