Üç kız kardeşin hayatlarını konu alan kitap altı bölümden oluşuyor ve her karakter kendi hayatını anlatıyor. Vildan, Haldun, Nalan, Handan, Mahir ve Mavi.
En büyük kızımız Handan, sevdiği adam ile nişanlanacağı gün duydukları ile yıkılır ve nişanı iptal ederek evden ayrılır.
İkinci kızımız Nalan, hırsları ve kıskançlıkları yüzünden hem kendi hayatını hem de bir çok insanın hayatını mahveder ve Avukat Harun ile evlenir.
Harun, kitapta hem çok fazla kızdığım hem de hüzünlendiğim bir karakter. Ama yaptıkları affedilecek gibi değil.
En küçük kızımız Vildan, her şeyden habersiz en masum kızımız annesini babasını kaybedince ortanca ablası Nalan ile yaşamaya başlar. Avukatlık balosunda Mahir ile tanışan Vildan arasında büyük bir aşk başlar. Tam evlenecekleri sırada Vildan’ın başına çok kötü bir olay gelir ve Vildan Mahir’e bir not bırakarak evden kaçar.
Mahir, yüreği güzel, fedakar ve sevdiğini kaybetmesine rağmen öyle bağlı ki sevdiceğine kitapta en üzüldüğüm karakter.
Ve Mavi, en bahtsız, hiç suçu günahı olmayan, yaşadıklarını düşününce tüylerimin diken diken olduğu gencecik bir kız.
Okurken kime ahlayacağımı, kime vahhlayacağımı şaşırdım. Kıskançlıklar, yalanlar ve çalınmış hayatlar yüzünden kaybolup giden birden fazla gelecek, yaşanamamışlıklar, pişmanlıklar, çekilen acılar ve hiç uğruna ziyan olan hayatlar. En kötü görünen karaktere üzüldüm yeri geldiğinde masum görünene kızdım.
Öyle hatalar var ki bir kere yaparsınız ama o bir kere hem kendi hayatınızı hem de bir çok insanın hayatını alt üst eder.
İnsanın yüreğini acıtan, tüylerini diken diken eden, böyle olmamalıydı diye diye ağlatan, aşkı, hüznü, acısı, mucizesi, pişmanlığı, hırsı ve vicdan azabıyla konusu ve kurgusu gerçekten muhteşem bir kitaptı.
Yazarın emeğine, yüreğine sağlık.