Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

348 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
New York'ta ünlü bir pastacı olan Jane doğup büyüdüğü kasabaya geri döner. Kardeşi Sylvie bu dönüşün altında mazide kalan bir şeylerin yattığını bilmektedir. Gerçekten de Jane'in dönüş sebebi, annesinin ısrarıyla doğar doğmaz bir aileye evlatlık verdiği kızı Chloe'yi görmek istemesidir. Chloe ise üvey anne-babasıyla çok iyi anlaşamamaktadır. Aralarında kuvvetli bir sevgi vardır; ama... "Chloe'nin yaşamlarını tamamen değiştireceğini bilseler yine de onu isterler miydi? Bu açık renk saçlı, kahverengi gözlü aileye, şeytan tohumu Chloe gelmişti. Siyah saçlar, mavi gözler, bir kızdan çok bir kedi gibi görünen protestocu ve asi Chloe." Kitapta yabancı basında çıkan yorumlara da yer verilmiş. Ağırlıklı olarak Rice'ın yarattığı yardımcı karakterler takdir topluyor. Herhalde bu karakterlerin başında Dylan Amca (Chloe'nin üvey amcası) geliyordur. Tanık koruma bölümünde çalışan Dylan Amca bir çatışmada karısını ve kızını kaybetmiştir. Bu olayın etkisiyle hayata küser. Bütün vaktini aile yadigârı elma bahçesinde geçirmektedir. "Hayat ne garipti. Gerçekten sırlarla dolu ve romantikti. İnsanlar ve elma tohumları. Tıpkı tohumların ağaç olması gibi insanlar da çocuk sahibi oluyor ve hayat böyle bir döngünün içinde sürüp gidiyordu. Ya da çocuk sahibi olamıyor, çocukları ölüyordu ve hayat böylece bitiyordu." Jane'in gelişi yalnız Chloe'nin değil onun da hayatını derinden sarsacaktır. Rice'ın eserinde, Jane hariç, 'terk edenler', geride bıraktıklarının hayatlarında asla silinmeyecek bir yara olarak iz bırakanlar, pek gözükmüyor ortalarda. Chloe'nin babası Jeffrey örneğin, ona Jane'in 'geri-dönüşleri' ve kâbusları dışında rastlamıyoruz. 'Yaralamış' ve ortadan kaybolmuş. Jane ve Slyvie kardeşlerin yıllar önce evden ayrılan babaları da keza öyle. İşte bu noktada başka bir karakter ortaya çıkıyor; Zeke... Romandaki bütün 'korkak' erkeklerin de günahını sırtlanan serseri, umursamaz, kadersiz Zeke... Dylan Amca'nın silahını, küçük Chloe'yi 'yaralayan' bu vurdumduymaz sarışın oğlana çevirdiği an... Bütün filmin geriye sarıldığı an geldi çattı işte! 'Dönüş Yok' diyenler bir daha düşünmeli. Hayat kaderi doğrultusunda ilerlerken, bir 'bezgin' onu rayından çıkartabiliyor basbayağı. Hem de 'yaralayan' bütün hemcinsleri adına kadınlardan af dileyerek. Onlara taptaze bir hayat bahşederek... Terk edilenleri yazar şiirler, romanlar ya da terk edilenler yazmıştır zaten onları. Ya terk edenler? Mazi denen büyük boşluktan nasıl bir iz kalmış mıdır belleklerinde? Onu yeniden yazmakla mı geçirmişlerdir yıllarını, vicdanlarını ferah tutabilmek için? Suçu üzerine atabilmek için yeni bir Tanrı mı yaratmışlardır yoksa? Her nefes darlığında koynuna sığındıkları... "Jane, evliyim ve üç çocuğum var. Bazı şeyler geçmişte kaldı artık." Her 'terk eden' bir zavallıdır belki de. Ömrü boyunca vurdumduymazlık maskesi takması gereken. Eğer öyleyse sormak isterim, maske sahiden de serinletiyor mu diye?
Dans Et Benimle
Dans Et BenimleLuanne Rice · Truva Yayınları · 201140 okunma
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.