Konumunun güçsüzlüğünü hisseden Dostoyevski, Raskolnikov'u cinayetin ayartıcı uçurumuna itmek için, mümkün olan her tür özendiriciyi devreye sokar; o uçurumu Raskolnikov'un benimsediği Alman felsefelerinin açtığını kabul etmemiz gerekmektedir. Sadece Raskolnikov'un değil, çok sevdiği annesinin ve kız kardeşinin de çektiği iç karartıcı yoksulluk, yakında kız kardeşinin bulunacağı özveri, cinayet kurbanının apaçık ahlaki düşkünlüğü -tesadüfi gerekçelerin bu bolluğu, Dostoyevski'nin fikrini ispatlamakta ne kadar zorlandığını gösterir. Kropotkin'in şu sözü çok yerindedir: "Raskolnikov'un gerisinde, kendisinin yahut onun gibi birinin de aynı eylemi gerçekleştirme olasılığının bulunup bulunmadığına karar vermeye çalışan Dostoyevski'nin varlığı hissedilir... Fakat yazarlar cinayet işlemez." Kropotkin'in şu ifadesine de tamamen katılıyorum: " ... sorgu yargıcı ve kötülüğün vücut bulmuş hali olan Svidrigaylov, romantik uydurmalardan ibarettir." Ben daha ileri gidip, listeye Sonya'yı da eklerdim. Sonya, kendilerinin bir hatası olmaksızın toplumun koyduğu sınırların dışında yaşayan ve toplum tarafından bu yaşam şeklinin olanca utanç ve ıstırabını taşımak zorunda bırakılan eski romantik kadın kahramanların iyi bir ardılıdır. Muhterem Abbe Prevost çok daha iyi yazılmış, dolayısıyla çok daha heyecan verici Manon Lescaut (1731) romanını okurlarına sunduğundan beri, bu kadın kahramanlar edebiyat dünyasında görülmüyordu. Dostoyevski'de alçalma, aşağılanma teması daha en başından itibaren bizimledir; bu bakımdan Raskolnikov'un kız kardeşi Dunya, bulvarda gördüğümüz sarhoş kız ve erdemli fahişe Sonya, Dostoyevski'nin umarsız karakterler ailesine mensup kız kardeşler gibidir. Dostoyevski'nin fiziksel çile ve aşağılanmanın namuslu kişiyi geliştireceğine tutkuyla inanmasının kökeninde, kişisel bir trajedi yatıyor olabilir: Sibirya'da mahpusken, içindeki özgürlük aşığından, isyankardan, bireyciden bir şeyler kaybettiğini, en azından hevesinin törpülendiğini hissetmiş olmalıdır; fakat oradan "daha iyi bir adam" olarak döndüğünü inatla savunmuştur.