Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İnsanın ruhsal durumu sadece soyut anlamlarla mı şekillenir? Karar mekanizmamız sadece okuduklarımız, ya da duyduklarımızla mı gelişir? Bedensel içgüdülerimiz, kaygılarımız, düşüncelerimiz sadece anlatılanları özümseyerek mi ortaya çıkar? Özgüvenimiz, içinde bulunduğumuz durumlara kattığımız anlamlar, olayları yorumlama ve eylemlerimizi harekete geçirme ya da geçirmeme sadece elle tutamayıp fiziksel anlamda nüfus edemediğimiz şeylerle mi olur. Tabi ki hayır diyorum çünkü vücudumuza giren her şey mutlaka her anlamda hem bedenen hem de ruhen bir iz bırakır ve bırakılan izler de bizi her anlamda etkiler. Düzenli ya da düzensiz olarak her gün uyguladığımız yeme içme seanslarının bizi iyi ya da kötü yönde etkilemediğini kim söyleyebilir. İnsan beyninde bulunan 80 milyar nöronun birbirleriyle olan etkileşimini ve bu etkileşimin bizi hangi düşüncelere maruz bıraktığını, maruz bırakılan etkilerin nelere sebep olduğunu herkes kendine göre yorumlayıp saatlerce anlatabilir. Peki bunlara sebep olan şey nedir hiç düşündünüz mü? Nedir nöronlarımızı dans ettirip onların birbiriyle sinaps (bağlantı) yapmasını sağlayan ve bu sinapsların beynimizde bıraktığı, bize hissettirdiği şeyler. Herkes olayın sonuç aşaması ile ilgilenir genelde. Yani bir düşünceye sebep olan şey yerine o düşüncenin sonucuna bakılıp ona göre karar verilir. Oysa neyin hangi düşünceye sebep olduğu bilinse ve ona göre davranılsa hayat ne kadar güzel olurdu öyle değil mi? Ama gelin görün ki biz insanlar her zaman neden-sonuç ilişkisi kuramıyoruz. Çünkü sonucu benimsemek ve yadırgamak daha kolayımıza geliyor. Böylece sonuca etki eden faktörler gözümüzün önünde kelebek misali uçup gidiyor. Bizde arkasından el sallıyoruz. Her alışkanlığın bir emekleme aşaması vardır. Biz yapmaktan vazgeçemediğimiz şeylerin bizde bıraktığı etkilerini analiz edip hangilerinin iyi hangilerinin kötü olduğuna karar verip kötü olanlar için durumu tersine çevirecek yeni alışkanlıkları doğurup emekletip koşmasını sağlamadığımız sürece, eski ve beğenmediğimiz ama kendimizi yapmak zorunda hissettiğimiz alışkanlıklarımızın kölesi olup onlara kimin patron olduğunu asla gösteremeyiz. Bu yüzden ıslarla diyorum ki neden ve nasıl sorularını kendinize sormaktan asla çekinmeyin ve aldığınız cevaplar sizi tatmin edene kadar sormaktan bıkmayın. Kendi kendimizi rahatsız ettiğimiz her konuda bir işlevsellik ve duruma hakim olma hali vardır. Şimdi gelelim kitabımıza... Bu kitabın adını ilk duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Çünkü konuyla az çok ilgisi olan herkes bağırsakların yeme içme ile ilgili olduğunu bilir. Daha önceleri merak edip araştırdığım konular arasında kendine oldukça geniş bir yer etmiş bir konuydu. Hatta bununla ilgili Amerika'da yayınlanmış tv programları mevcut. Yeme içme klinikleri adı verilen müesseselerde insanların çeşitli rahatsızlıklarını yeme içme düzeylerini dengeleyerek tedavi ediyorlardı. Sonuçlar gerçekten şaşırtıcı boyuttaydı. Depresyondan tutun yüksek tansiyona kadar çoğu hastalığı insanların besin alımlarını çeşitlendirerek tedavi ediyorlardı. Böylece hiç ilaç kullanmadan tedavi edilen hastaların hem fiziksel görünümleri düzeliyor, hem kendilerine olan güvenleri tazeleniyor hem de ruhsal anlamda kendilerini yeniden doğmuş gibi hissediyorlardı. Bu kitapta da sevgili yazarımız Serkan Karaismailoğlu özellikle yeme içmenin vücudumuzda ki yolculuğunu genel anlamda esprili bir dille anlatıp biz okuyucularını sıkmadan konunun ciddiyetini güzelce işleyerek her insanın anlayabileceği bir üslup kullanarak anlatmış. Ağzımıza attığımız bir yiyeceğin vücudumuzdan atılana kadar nerelerden geçtiğini, ne gibi kalıntılar bıraktığını (bakteriler) ve bu kalıntıların vücudumuza ne gibi etkileri olduğunu ayrıntılı bir şekilde güzelce anlatıldığı bu kitapta her insanın kendine pay çıkarabileceği besin serüvenleri mevcuttur. Bana göre bu kitap teorik bilgilerin güzelce işlendiği ve bilimsel anlamda da yeni şeyler öğrenip bu bilgiler ışığında bundan sonra yediklerimize daha çok dikkat etmemizi sağlayacak, uyarıcı bir etkiye sahip olması sebebiyle mutlaka her insanın okuması gereken hatta bir kereden fazla okuması gereken akıcı bir üslup ile yazılmış insanı sıkmayan az sayıda eserlerden biridir. Herkese tavsiye ediyorum ve keyifli okumalar dilerken yazarımızın ''Ne Yersek Oyuz'' sözüyle noktayı koyuyorum.
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
Beyinde Ararken Bağırsakta BuldumSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20176,5bin okunma
··
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.