Peyami Safa’nın yazarlık dehasını görmek için harika bir kitap. Peyami Safa’yı çok seven ve her kitabını merakla, ilgiyle okuyan biri olarak bu kitabı da severek okudum. Kitap hem güldürüyor hem hüzünlendiriyor. Bazı bölümlerde yazar araya girerek okuyucuyla sohbet ederek sanki kitabı kendisi yazmamış da o da bizimle okuyormuş hissi uyandırıyor. ‘’Meliha-Bert. Karşı karşıya. Hanımefendiler, beyefendiler! Maç başlıyor. İsterseniz bahse girişiniz. Hangisine daha çok acıyabilirsiniz? Hangisinin kazanmasını isteyebilirsiniz? Bu oyuna milliyet davası girer mi? Kim haklı, kim haksız? Kim kuvvetli, kim aciz? Şimdilik bunu bana sormayınız efendim. Ben vazifemi yapıyorum:Oyuncuları meydana çağırıyor ve düdüğümü çalıyorum.’’ Bunun gibi pek çok bölümü okurken keyif aldım, hatta baya da güldüm. Peyami Safa’nın en eğlenceli bulduğum kitabı oldu diyebilirim. Karakterlerden bahsedecek olursak; başrol kızımız:Meliha (kendisi öksüren bir babaya ve şarkı söyleyen umursamaz bir anneye sahip. İzmit’teki evlerinde bir hayli bunalmış. Melihanın en büyük tutkusu ‘yaşamak’.) Başrol erkeğimiz:Kamil (kamil bir donjuan, bir sergüzeşt. Kamil yaptıklarının sonunu düşünmez, fedakarlık barındırmayan aşkı sevmez ve kadınlar konusunda uzmandır.) Başrol erkeğimiz Kamil, yaşamak arzusu duyan Meliha’yı alır İstanbul’a götürür. Türlü hayallerin peşinde ve yaşamak, mutlu olmak arzusuyla Kamil’le giden Meliha için bu gidiş, büyük bir yıkımın başlangıcı olur. Kamili’ i ve hayatı yeterince tanımayan Meliha’nın başına gelmeyen kalmaz. Meliha, erkeklerin elinde oyuncak, komşuların gözünde bir baba katili, düşüncesiz bir evlat olur. Hayatı tarumar olur. Yaşmak arzusu içindeki Meliha gün gelir yaşamaktan korkar olur. Meliha, zamanla bedbaht bir insana dönüşür. Peki bunun sorumlusu kimdir? Yazar son sayfalarda bunun da cevabını verir. Yazar olarak beni suçluyorsunuz ama tüm bunları yapan, yaşamak isteyen sizlersiniz. Sizler benim tanıdığım, bildiğim var olmuş insanlarsınız, der. Yazar da sorumluluk almak istemez. Yazara göre sorumlu olan yaşamak isteyen Meliha’dır, sergüzeştin ne haritası olur ne de pusulası diyen Kamil’dir, ilgisiz ve hasta babadır, gençlik hayalleri içindeki şarkı söyleyen annedir, arkadaşlarının düştüğü çukuru görüp onları ordan çıkarmayan Cevat’tır, arkadaşının karısına yan gözle bakan ve hevesini aldıktan sonra onu yüz üstü bırakma fenalığını yapan Ferdi’dir, belki Emine belki Neriman belki Sermet de en az onlar kadar suçludur ve bir genç kızın hayatının berbat olmasına seyirci kalan herkes yaşamak isteyen ve hayatı tanımayan bu genç kız kadar suçlu ve bu genç kız kadar mağdurdur. Uzun lafın kısası, Peyami Safa’nın felsefi görüşlerle bezediği, her sayfasında düşündüren, insan ilişkilerini ve hayatı can alıcı noktalardan kavrayan sürükleyici, keyifli, hüzünlü bir edebiyat klasiği.. Bu kitabı da Peyami Safa’nın diğer kitaplarını da şiddetle tavsiye ediyorum. Muhakkak okunması ve okutulması gereken bir yazar ve eser. Keyifli okumalar...

Bir AkşamdıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20201,799 okunma

·

227 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.