Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

254 syf.
·
Puan vermedi
Moğolların Efendisi Cengiz Han
Bir kötülük yapacakları zaman niyetlerini o kadar iyi saklarlar ki, kimsenin bu niyete karşı bir tedbir almasına fırsat vermezler. Bir yabancıyı öldürmek, onların gözünde öldürmek sayılmaz." Birbirine yardım etmek ve başkalarını öldürmek yasanın bir yansıması hükmündedir. Bu adamlar savaş konusunda hırslıydılar. Eski kinlerin acı­ sını daima içlerinde duyuyorlardı. Yalnız ortak bir düşmana karşı durma çabası anlan birleştirebilirdi. Gobi'ye döner­ ken, alimler ve zanaat sahipleri dışında kalan bütün esirleri öl­dürmek, Moğollarda adetti. .....Han; "Nasıl gökte tek bir Tanrı varsa, yeryüzünde de tek bir Han olmalıdır." dedi. Tacirlerin idamını emreden İnalcık daha şehrin valisi bulu­nuyordu. Moğollardan bir zerre merhamet beklenemeyeceğini bildiği için, en iyi askerleriyle kaleye kapandı ve beş ay direniş gösterdi, sonuna kadar mücadeleyi bırakmadı. Moğollar son askerini de öldürdükleri veya esir ettikleri ve atacak oku kalma­ dığı zaman, kulelerden birine çekilerek onlara taşla karşılık ver­ di. Bu ümitsiz mücadeleye rağmen canlı olarak ele geçirildikten sonra, Han'a gönderildi ve Cengiz Han öç işkencesi olmak üzere kulaklarıyla gözlerine erimiş gümüş dökülmesini emretti. Cengiz Han camiden çıkarak, hatiplerin halkı toplayarak ilim ve mezhep meseleleri hakkında vaazlar verdikleri meydana gitti. Yeni gelenlerden biri muhterem bir seyide: Bu adam kim?" diye sordu. Öteki sesini alçaltarak: "Sus!" dedi, "bu adam üstümüze inmiş ilahı gazaptır!" Tarihçinin anlattığına göre, Cengiz Han halka hitap· etmesini bilen bir adamdı. Hatiplerin kürsüsüne çıktı ve Buhara hal­ kının karşısına geçti. Önce Müslümanlara dinleri hakkında so­rular yöneltti ve ağır bir tavırla da Mekke'ye kadar gitmenin hata olduğunu, zira Allah'ın kudretinin bir tek yerde değil, dün­ yanın her tarafında bulunduğunu izah etti. ..Otuz bin Kankalı Türk, kendiliklerinden Moğollara katıldı­ lar ve iltifatla karşılandılar. Bunlara da Moğol askeri elbiseleri verildi, fakat bir iki gece sonra da hepsi katledildi. Moğollar, Harzem Türklerine, özellikle kendilerine ihanet edenlere hiç güven duyamamışlardı. Öyle detaylar vardır ki, bugün üzerinde durulamayacak de­ rece korkunçturlar. Savaş en uç sınırına kadar ulaştı. Öyle bit savaş ki, bir misline daha ancak son Avrupa savaşında erişile­ bildi. Bu, düşmanlık sebebiyle değil fakat özellikle imha arzu­ suyla insanoğullarının bir katliamı idi. Moğollar İslam'ın merkezini çöle çevirdiler. Ölümden arta kalanların maneviyatları o derece derih bir sarsıntıya uğruyordu ki, bunların tek endişesi bir parça gıda bulup saklanmaktan iba­ret kalıyordu. "Biz Moğollar bir tek Tanrı'nın varlığına inanırız ve ona karşı doğru bir kalp taşırız." Dedim ki: "O halde Tanrı sizi bu halde tutsun. Çünkü onsuz bu hal­ de olunmaz." Han şöyle devam etti: "Tanrı bir ele birçok parmaklar verdiği gibi insanlara da çeşit çeşit düşünce tarzları verdi. Sizde Kutsal Kitap var. Fakat siz ona uygun davranmıyorsunuz. Muhakkak bu Kutsal Kitap'ta insanların birbirlerini zarar vermeleri yazılı değildir." "Elbette hayır! Saygıdeğer Han'a daha en başta kimseyle kavga etmeyeceğimi söylemiştim." "Ben sizden bahsetmiyorum. Gene sizin kitabınızda, bir adamın kendi çıkarı için adaletten sapacağı da yazılı değildir." Bu cevaba karşı para aramaya gelmediğimi, hatta bana verilen parayı bile reddettiğimi söyledim. Hazır bulunan nazır­ lardan birisi, bir gümüş külçesini ve ?ir ipek kumaşı reddettiği­ mi onayladı. Han: "Ben bundan bahsetmiyorum,'' dedi, "Tanrı size ayetler göndermiş, siz bunlara riayet etmiyorsunuz. Fakat bize de ha­kimler bahşetti, biz onların emirlerini yerine getiriyoruz ve sü­ kunet içinde yaşıyoruz."
Moğolların Efendisi Cengiz Han
Moğolların Efendisi Cengiz HanHarold Lamb · Tutku Yayınevi · 2011361 okunma
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.