Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Okumak için çok geç kaldığım kitaplardan biriymiş 'Aylak Adam'. Bitmemesi için yavaş yavaş sindire sindire okudum ve en sonunda bitirdiğimde de boğazımda bir yumruyla kitaba (otobüse) bakakaldım. Yusuf Atılgan karakter yaratmada, insanları, toplumu çözümlemede gerçekten çok başarılı. Kitabın olay örgüsü de takdire şayan. Cümleler içine sıkışmış süprizleri de cabası. Kitabın her sayfasında bir şeyleri çözümlüyorsunuz; aşkı, evlilikleri, kadınları, erkekleri, namusu, hayatı, işi, aylaklığı... İnsanın bunca zaman boşuna didindim çabaladım deyip bundan sonra aylak aylak dolaşıp o'nu arayacağım diyesi geliyor. (Ahh şu para denen şey dünyadan yok olsa tüm bağımlılıklarımızdan, tutsaklıklarımızdan kurtulsak.) Son olarak kitabı hala okumadıysanız okuncaklar listenizin başlarına koyun.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,6bin okunma
·
3 görüntüleme
Nympheutria okurunun profil resmi
Birsen hocam hakikaten de C.'nin sessiz isyanının kaynağı kendisi belli etmese de para idi belki de, dediğiniz üzere. Paranın yüzünden (ne yazık ki), dediğiniz gibi, boğazımızda bir yumru ile otobüslere bakıp kalıyoruz. Nietzsche'nin bir sözü var çok severim: "Bir kere yanlış trene bindiyseniz; koridordan ters tarafa doğru yürümenin hiçbir faydası yoktur." O otobüsü bu trene de benzetebiliriz aslında. Bu hayat treninde para dediğimiz şeye verdiğimiz gereksiz önem bizleri koridordan ters tarafa doğru itiyor gerçekten de. C., bunların farkında olan nadir insanlardan biriydi; o, koridorda ileri doğru gidiyordu. Tüm o "değer"li saydığımız şeylerin değerinin olmadığının farkında olması olsun, topluma dıştan bakma yeteneği olsun ve (en sevdiğim) o'nu araması olsun C. mükemmel ama zor bir kişilik. Aylak Adam'da bu denli mükemmel ve zor bir eser zannımca. İnceleme de bir o kadar güzel, kaleminize sağlık hocam..
Nympheutria okurunun profil resmi
Ne güzel söylediniz. Üstelik entresan bir şekilde hayatı zorlaştırdığımızı, yani gerçekleri söyleyen kişileri de toplumca dışlıyoruz. Çünkü zorluğu artık kolaylık zanneder hale gelmişiz. Bunları bizlere hatırlatan insanlara da "bu aylak, bunun dediği dinlenir mi" demiş ve baş çevirmişiz onlara. Kalıplara sokuluyoruz dediğiniz üzere, toplumca. Kimse kendisi değil. Herkes olmak istediği kişiyi oynuyor. Kimse o an olduğu kişi değil. Belki "aylaklık" da o yüzden en zor meslek; aylaklar kendisi oldukları, kendi benliklerinden ayrılmadıkları için. Bu devirde kendi olarak kalabilmek zor zanaat.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.