Daniel Goleman adını duygusal zeka ile ilgili araştırma yapmıyorsanız bile duymuş olabilirsiniz. Bu adam bir gazete yazarı olarak bilim dünyasına adını altın harflerle kazımayı başarmış kırık herifin tekidir.
Bu kitapta size duygusal zeka nedir sorusuna soyurucu bir yanıt veriyor. Bilimsel kaynaklarla desteklenerek oluşturulmuş bu eserde duygusal zekanın günlük yaşamda bize ne gibi artı ve eksiler yaratabileceğini açıkça örnekleriyle bulabileceksiniz.
Bu açıdan öğretmenlerin, kadınların, flört eden çiftlerin ve kadınların ruhuna biraz daha teknik dokunuşla yaklaşabilmeyi isteyen tüm erkeklerin okuması gereken temel bir eser olan bu kitap size çok şey katacaktır. Ayrıca ebeveynlerin çocuk yetiştirmede birçok tüyo alabileceğini de düşünmekteyim.
Bu bağlamda bence liselerde bu kitabın okutulması zorunlu kılınmalıdır. Zira toplumun hiç değilse lise seviysinde herkes ortalama bir duygusal zeka becerisine sahip olmalıdıdır. Böylece insani ilişkilerimizde belki de daha makul davranabiliriz. Ancak bunu beceremiyorsak üniversite seviyesinde tüm bölümlerde mutlaka bu konuda bir eğitim alınması gerekmektedir. Çünkü bir insan üniversite seviyesinde de sığırlığından ödün vermiyorsa "öküzün okumuşu" ünvanını edinmekten kaçınamayacaktır.
Ancak bir konuda sizi uyarmalıyım. Akademisyen ya da ciddi bir araştırmacı değilseniz bu kitabın ilk 60 sayfasını okumadan direk atlamanızı öneririm. Zira ilk atmış sayfa tıbbi literatür dilinde duygusal zekanın biyolojik temelleri üzerinde durulmuş. Son derece teknik bir dil kullanıldığı için bu kısmı sıkıcı bulabilirsiniz.
Kitabın geri kalanını okuma hevesinizin ölmemesi için bu ilk atmış sayfayı komple geçip kalanını okuduktan sonra eğer arzu ederseniz ve sabırlıysanız bu kısma geri dönebilirsiniz.
Şimdiden iyi okumalar.