Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

504 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Tarihi kişilikler hakkında yorum yaparken nedense tek taraflı bir bakış açısı sergilenir. Ya hep iyidir ya da hep kötüdür. Ortası yok. Savunulan kişi ya da kişilerin yanlışlarına gözler kapalıdır. Antipati beslenenlerin ise her yaptığı göze batar. Ancak pek çok kimsenin aklına söz konusu kişi ya da kişileri içinde bulunduğu dönemin sosyo-kültürel şartlarında yargılamak gelmez. X yılında A ülkesinin ekonomik, politik, sosyal vb. şartları neydi ki bu adam\kadın böyle bir tutum sergiledi? Cevaptan ziyade böyle bir soruyu sorma ihtiyacı bile hissedilmez. Sonsuz bağlılık ve sonsuz nefret ... Bu iki kutuptan birinde durur İsmet Paşa. Ya yerden yere vurulmuştur ya da yere göğe kondurulamamıştır. Ancak Şevket Süreyya Aydemir bu ezberi bozan cinsten bir biyografi daha bırakmış okuyucularına. Kitaba dönecek olursak, İkinci Adam'ın birinci cildinde 1884-1938 arası dönemi anlatır. 1884 bilindiği gibi İsmet Paşa'nın doğduğu yıldır. Tarih sayfaları arasında yer alışı ise İttihat ve Terakki Cemiyeti ile olur. Ancak asıl parlayış elbette Milli Mücadele'de Batı Cephesi Komutanlığı'na getirildiğinde başlar. Aydemir'e göre İsmet Paşa'nın, ondan daha üst rütbeliler dururken Batı Cephesi Komutanlığı'na -hem de Genel Kurmay Başkanlığı sıfatının yanında- getirilmesi, onun karakter olarak ciddi, çalışkan, ayrıntıları gözden kaçırmayan ve en önemlisi de itaatkar oluşunda saklıdır. Bilindiği gibi Gazi otoriter, kendisine muhalif sesleri pek sevmeyen bir kişiliğe sahip. Otoriterliğini yargılamıyorum. Açıkçası yargılayanları da savunmuyorum. Yaşadığı yıllarda özellikle Milli Mücadele ve sonrasında ülkenin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel bağlamda o zorlu şartları içerisinde bir şeyleri gerçekleştirebilmek, radikal kararlar alabilmek için ve bunu da meşruluğa dayanarak gerçekleştirmek için otoriter olması bana göre bir zorunluluktur. Bunun yanı sıra askeri eğitim almıştır ve dolayısıyla emir vermeye, itaat edilmeye alışkındır. Ancak şunu da belirtmek istiyorum, bu durum onu "sivilleşememiş" gibi bir duruma da sokmaz. Keza günümüzde de askeri personellerde, aldıkları eğitimden kaynaklı olarak özel hayatlarında da disiplinli oluşları ve emredici tavırlar sergilemelerini gözleyebilmek mümkündür. Gazi'nin bu otoriter tavırlarına ses çıkartmayacak, emirlerini kayıtsız şartsız yerine getirecek, Falih Rıfkı Atay'ın belirttiği ve Aydemir'in kitabında naklettiği gibi Mustafa Kemal'in otoritesine kati ihtiyaç duyan bir kişiliğe sahip oluşu, Gazi'nin gözünden kaçmamış olacak ki ondan üst rütbeli subaylar dururken İsmet Paşa'yı Batı Cephesi Komutanlığı'na getirmiştir. Devamı da gelir zaten. Önce Mudanya sonrasında Lozan... Lozan Anlaşması'na gelince, bu da günümüze kadar gelmiş bir tartışma konusudur: Zafer mi, hezimet mi? Bu konuda İlber Ortaylı'nın açıklamaları mevcut. "Lozan ne zaferdir ne hezimettir. Lozan bir uzlaşmadır." Doğrudur da. Savaştan bıkmış, yorulmuş topraklara ve halka "artık nefes alabilirsin, bitti" diyen bir uzlaşmadır. Lozan imzalanır. Cumhuriyet ilan edilir. İsmet Paşa başbakan olur. 1924'te hastalık sebebiyle bir süreliğine görevinden çekilse de Şeyh Sait isyanının ilerlemesinden sonra tekrar başbakanlık koltuğuna oturur. 1937 yılına kadar da kesintisiz 12 yıl bu mevkide yer alır. Şeyh Sait isyanında ve sonrasında doğu bölgesinde şeyhlik, ağalık, beylik vb. yapıların ortadan kaldırılması için gereken adımların atılmadığı, reformların yapılmadığı konusunda Aydemir eleştiriler getirir. Bunun nedeni olarak da ülkedeki aydınların eksikliğini gösterir. Açıkçası bu eleştirilere sonuna kadar katılıyorum. Dini, siyasete alet etmeyi reddeden, toplumsal hayatın belli başlı alanlarından çıkararak tek tek bireylerin vicdanına sevk etmeyi öngören laiklik ilkesinin kabulü ve bu surette başta halifeliğin kaldırılması olarak bu konuda yapılan reformlar, radikal olmasına rağmen yerinde adımlardır. Ancak bu adımlar; toplumsal yapıyı daha iyi çözümleyerek, halkı yeterince aydınlatarak, tabana inerek daha doğru, daha yapıcı şekilde atılabilseydi tarikat ve benzeri yapılanmalar dal budak salarak günümüze kadar ulaşmazdı. Aydemir'in 1923-1938 arası dönemde cesurca eleştirdiği bir diğer nokta devletin ekonomi politikalarıdır. Ekonomiyi 1923-1930 ve 1930-1938 olarak iki dönemde ele almış. Aydemir'in "Ankara Belediyesi İktisat Müdürlüğü" ve "Sanayi Tetkik Heyeti Başkanlığı"nda görev almış olması, devletin o dönemdeki ekonomi politikalarıyla ilgili açıklamalarını güvenilir kılar. Son söz olarak, Enver Paşa ve Atatürk biyografilerinde tekrar tekrar ele aldığı İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1. Dünya Savaşı, Milli Mücadele gibi konuları burada da ele almış. Diğer iki biyografi ciltlerini okuyanlar için bu tekrarlar biraz sıkıcı gelebilir. Tamamiyle tarafsız bir bakış açısına sahip, o dönemi iyisiyle kötüsüyle aydınlatabilecek kaliteli bir eserdir. Tavsiye edilir :) İyi okumalar dilerim :)
İkinci Adam Cilt: 1
İkinci Adam Cilt: 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 2008473 okunma
··
469 görüntüleme
GöKhAn✓ okurunun profil resmi
Bence İsmet İnönü günah keçisi seçilip günümüzde nefret edenler tarafından Atatürk'e olan nefretlerini onun üzerinden kusmuslardir. Sizin de belirttiğiniz güzel bir düşünce var her dönemin olayları kendi donemi içerinde geniş yelpazede incelenmesi gerekir. Ve sevdigim güzel bir sözü var onu özellikle yanlış olmasın diye internetten de baktım. "bir memlekette namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olmadikca o memleket icin Kurtuluş yoktur." diyen buyuk devlet adamıdır. Yanlışları vardı ama vatan haini asla değildi. Çok güzel bir inceleme olmuş yüreğinize sağlık 😊🙏
kübra çoban okurunun profil resmi
Tesekkur ederim :) Dusuncenize de yurekten katiliyorum:)
Kornelyus okurunun profil resmi
İnceleme çok güzel. bu konu ile ilgili olduğunu düşündüğüm, "necip fazıl'ın - benim gözümde mendereses" ve atilla ilhan'ın "hangi atatürk" okumadıysan gözgezdirmen iyi olur bence.
kübra çoban okurunun profil resmi
Atilla Ilhan'in bahsettigin kitabini okumayi istiyorum. Diger tavsiyen icin de tesekkur ederim uyacagim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.