Gönderi

Bu sözler ölmekten ziyade çocuğunu yalnız bırakmaktan korkan bir valide tesirile, titrek bir sesle söylenmişti. Mlle de Courton Adnan Bey'in tercümesini dinlerken bu sözlere has- tanın ruhunu terfik etmek istiyerek gözlerini, üzerinde rica eden bir tebessümün mevceleri uçan mariz simadan ayırmıyordu. Son cümle onun kalbinde en hassas, en ziyade titremeğe meyyal bir teli canlandırdı: Valide... Nihal'in validesi olmak fikri hayatının bütün mahrumiyetleri içinde en acısile o kadar samimi bir irtibatı haiz idi ki Neseviyet emellerin den feragat etmiş bütün biçare kadınların kalbinde her türlü mahrumiyetlerin gözyaşları sükut edebilir, fakat bunlardan biri, analıktan mahrum kalmış olmak acısı, daima zehirden birer katre ile damlayan iltiyam bulmaz bir cerihadir. Zannolunur ki, tabiat kadınların ruhuna boş kalmağa tahammül edemeyen bir beşik koymuştur. Bu ihtiyar kızın da ruhunda böyle boş bir beşik, o beşiğin yanında hiç olmazsa boşluğunu uyutmak istiyen bir ananın mersiye kabilinden ninnileri vardı. Birden, hastanın o son sözü ile, bu boş beşiği dolmuş zannetti ve bugünden başlayarak rikkatle karışık bir muhabbet onu hastaya meftun etti.
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.