Gönderi

168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
İçimiz hep bir hoşçakal ülkesi
Cahit Zarifoğlu'nu tanımak için çıktığım bu yolda çok doğru bir kitap seçmişim. Bu yüzden öncelikle yazarı kutluyorum. Ancak bu kadar güzel akıcı bir dille anlatılabilirdi. 47 senelik kısa bir hayatın en merak uyandıracak, en özel, en güzel ,en hüzünlü yanlarını cımbızla seçer gibi seçmiş ve okuyucuya aktarmış. Son günlerde Cahit Zarifoğlu'na merakım iyice arttı. Kitaplarını okuyor, ailesinin ya da arkadaşlarının onu anlattığı videoları izliyor, yazılarını okuyor ve daha iyi tanımaya çalışıyorum. Tanıdıkça daha çok seviyorum, insan hiç tanımadığı birine özlem duyar mı ? Ben duyuyorum. Bazen gerçekten yanlış zamanda yaşadığımı düşünüyorum. Okuduğum kitaplarda zamanın zorluğuna , yoksulluğa rağmen mutlu olan ınsanları görüyorum imreniyorum. Şimdi ki mutsuzluğumuzu sorguluyorum sevgisizlikten mi, ilgisizlikten mi, boşluktan mı, bolluktan mı, nankörlükten mi? Biryerlerde yanlış giden bir şeyler var. Ya eksik ,ya fazla ama yanlış! Cahit Zarifoğlu'nun bohem zamanlarını okudum şaşırdım. Uçarı kaçık zamanları okurken tebessüm ettirdi. Sınıf listesinden kız ismi beğenip arkadaşlık kurması, Cem ismiyle yazılar yazması, otostopla Avrupa turuna çıkması vb... Dergi yazılarından sonra artık birde kitap çıkarmalıyım deyip "İşaret Çocukları " kitabını aylık taksitlere ayırıp borçlanıp çıkarması ve kitaplar basıldıktan sonra onları koyacak yer bulamayıp arkadaşınin abisinin dükkânına yığması sonra da hiç satmaya çalışmaması ve bir gün arkadaşının; "Cahit ,abim senin kitapla sobayı tutusturuyor bir kışı böyle geçirdik" demesi üzerine ben yazdim benim işim bitti gerisini kim napıyorsa diyecek kadar rahat davranması... Okurken kitap sayfalarıyla birlikte benim de ciğerim yandı sanki. Cahit Zarifoğlu en çok resimli romanları okumayı severmiş. Bir gun Cemal Süreya'nın da bu tarz romanlar okuduğunu öğrenmiş ve adresini bulmuş. Seninle aynı evde oturalım mı diye mektup yazmış. Cemal Süreya biraz sinirlenmiş bu rahat tavra. 30 lu yaşlarındaymış o zamanlar ve aylık geliri de iyiymiş. Bu çocuk beni öğrenci evi zorluğuna, aşağı çekmeye çalışıyor deyip kabul etmemiş. Cahit Zarifoğlu'nun alfalığına mı güleyim, Cemal Süreya'nın elit tavrına mı güleyim bilemedim ama gerçekten çok güldüm:)) Kitapta eşinin ve çocuklarının düşüncelerine ve aile resimlerinede yer verilmiş. Okurken çok duygulandım gözlerim doldu. Hem çok üzüldüm onlar adına, hem çok kıskandım kısacık hayata bu kadar anlam katmalarına. Nedendir bilmem Cahit Zarifoğlu'nu tanıdıkça bir hayal kurdum içinde zarif bir adam olan ,bana şiirler yazan ,oturup beraber şiirler okuduğumuz, oturduk mu bir masaya onun gibi çayın hakkını verdiğimiz, otostop çekerek Avrupa turuna çıktığımız... Güzeldi ama hayaldi! Kitabın sonlarına doğru Cahit Zarifoğlu'nun 1985 yılında Kadıköy/Fikirtepe de oturduğunu öğrendim daha çok sevdim onu 10 sene oturduğum sokaklardan geçtiğini hayal ettim ,tebessüm ettim ... Sonra Beylerbeyi Küplüce Camisi'nden kalkan cenazesini okudum satırlarda. Caminin yakınlarındaki bayırda, bir bahçeyi andıran, duvarları çevrili Küplüce Mezarlığı'nda toprağa verilişini... "Kırlarda çiçekler bensiz açacak artık." Sözleriyle, mezarına bıraktığımız papatyalarla veda edişimizi... "Veda" ne garip bir söz içinizde buram buram yaşayan şeyleri bir veda kelimesine sığdırmak ne garip... Keyifli okumalar dilerim. Zarif kalın. Sevgiyle kalın...
Damlada Umman Arayan Bir Hafız Cahit Zarifoğlu
Damlada Umman Arayan Bir Hafız Cahit ZarifoğluSıddık Akbayır · Lim Yayınları · 202015 okunma
·
43 görüntüleme
İlker okurunun profil resmi
Ne kadar zarif bir yorum
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.