ÖNSÖZ;
Bu kitabın yazarı birkaç sene Notre Dame’ı ziyaret ederken, daha doğrusu köşe bucak araştırırken kilisenin kulelerinden bir yerinde, duvar üzerine elle kazılmış Yunanca şu yazıyı buldu ‘KADER’
Bu kitap işte bu kelime üzerine yazıldı.
1831
Okuma öncesi araştırmalarımda kitabın aşk üzerine kurulu bir kurgusu olduğunu düşünüyordum. Oysa değindiği birbirine paralel çok fazla nokta vardı. Bana geçen ağırlıklı olarak bir trajedi, zıtlıklar, güzel ve çirkin’in hikayesiydi. Sayfa 454 de yazar bir şiir bırakıyor bize ve kitap boyunca popmpalamaya çalıştığı tüm o duygulara o şiir ile temas ediyor okuyucuya.
Yüze değil, kalbe bak genç hanım
Yakışıklı erkeğin kalbi eğri büğrüdür
Kalpler vardır, aşklar orada bir yüktür
Güzel kız, güzel değildir köknar ağacı
Fakat kışın da dökmez yaprağını köknar
Heyhat ! Neye yarar ki bunları söylemek
Çirkin olanın neyine güzel sevmek
Güzellik sadece güzelliği sever
Nisan ayı ocağa sırtını döner
Güzellik mükemmelliktir
Güzelliğin her şeye yeter gücü
Güzellik hiç yarım olmaz
Sadece gündüz uçar karga, gece uçmaz
Baykuş gündüz uçmaz, gece uçar
Kuğu gece de uçar, gündüz de uçar.
İlk 150 sayfa, adaptasyon süreci için zorlayıcıydı. Bu bölüm Paris’in mimarisini çok detaylı olarak anlatıldığı bölümdü. Çünkü katedral ulu ve eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Bu antik kiliseye mimarlar tarafından reva görülen yıkımların bıraktığı izlerin göz ardı edilmemesi için detaylı bir bölüm ayrılmıştır.
Ne yazık ki katedralin zaman ve insana olan direnci 2019 a kadar en iyi hali ile gelmiş ve 2019 da büyük bir yangın ile ağır tahribat görmüştür.
Kitap, başrolünü Salma Hayek’in oynadığı bir filme de çevrilmiş ama ben henüz izlemedim. Bana göre kitapların film uyarlamaları birbirinden farklı şeye temas ediyor ama yine de izlemeye değeceğini düşünüyorum.