Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Toplulukların çoğu ataerkildir," dedi. "Erkek egemenliği altında çok fazla şiddet yaşanıyor. Bundan kadınlar, çocuklar, hayvanlar kadar erkekler de zarar görüyor. Kötü eğitim ve aşağılık kompleksi, bir sürü canlının hayatına mal oluyor. Bir gün bir oğlum olursa, ona bir kadından daha zayıf olmanın erkekliğinden bir şey götürmeyeceğini öğrettiğimden emin olacağım." ... "Sence bunu zayıf hissettikleri için mi yapıyorlar?" ... "O tür insanlarla empati kurmak istemiyorum." Ses tonu buz gibi keskinleşti. "Ana sebeplerinden biri bu olmalı. Kendini karşısındakinden daha aşağıda ve zayıf görmesi ama bunu kabul edememesi. Kadınlardan daha üstün oldukları söylenerek büyütülüyorlar, kadınları korumaları gerektiğini düşünüyorlar." Küçümseyici bakışlarını bana çevirdi ama o an öfkesi bana değildi. "Aslında kadınların buna ihtiyacı yok, insanlar kadın ya da erkek fark etmeden onlara zarar vermemeleri konusunda eğitilmeli. Çoğu rahatsız olduğu durumda kendini öldürmeye kalkışmaz ama karşısındakini soğukkanlı bir şekilde öldürebilir çünkü kimse onlara, kendilerine zarar verme ihtimalini anlatmaz, bu genellikle ihtimal dışıdır. Duvara bakıp sakinliğini kazanmak için biraz bekledi. "Öte yandan, her zaman 'sen erkek adamsın' derler. Kendi zayıflıkları ve yetersizlikleri onları saldırganlaştırır, beynini kullanamayan insanlardan bahsediyoruz elbette. Reddedilmek.... kendilerini öyle üstün görürler ki bu ihtimali kabullenemezler. Olayın sevgiyle ilgisi yok, bunları 'aşk cinayeti' diyerek haber yaparlar hep ama bu aslında 'üstünlük cinayeti'dir. 'Sen beni bıraktın ve ben acı çekiyorum' değil, 'sen beni bırakamazsın' inancı yatar temelinde. Ve kıskançlık... İnsan hayatında, sevgi adı altına koyulmuş en büyük zorbalık bana kalırsa. Yine kendine güveni olmayan insanların kalkışacağı ilkellikler bunlar. Hayatta hiçbir başarısı olmayan, muhtemelen tembel ve beceriksiz, çabalamayı bilmeyen ama bunu kabul edemeyip kendisinden fiziksel olarak daha güçsüz bir canlı karşısında yapılan gövde gösterisi." "Dünyanın her yanı, sadece o gün yapılan yemeği beğenmediği için eşine şiddet uygulayan, kendini adam sanan haysiyetsizlerle dolu ama bu insanlar, bir yumurta kırmaktan acizdir mesela. Kadınları insan olarak, birey olarak görmez böyleleri; onları malı gibi görürler. 'Sen benimsin' lafının altında da bu görüş yatar." "Bir ev gibi seçip beğenerek alabilecekleri bir şey sanırlar kadınları. Reddedildiklerinde de takıntı ve saplantıya dönüşür." "En üzücü olan ise toplumların, farkında olmadan kadınları insan olarak değil de işçi gibi görmesi ve göstermesi. Yemek yapıp çocuk bakarlar, iş yerinde erkeklerden daha çok çalışmak zorundadırlar. Bir de eğer işlerinde başarılı olurlarsa başka türlü yaftalanırlar." "Evlenip yuva kurmalıdır ki başına bir şey gelmesin, bir kadın kendi hayatını yaşarken başına neden bir şey gelsin ki! Ama aileler, onları bu ihtimali kafalarına kakarak büyütür. Aksine erkekleri büyütmeleri gerekiyor, kız çocuklarına verilen nasihatlerin sadece yarısı erkek çocuklarına verilse bu kadar başına buyruk ve 'erkeksin, istediğini yaparsın,' 'erkeksin bir şey olmaz' ana fikriyle büyütülmese, kadınlar hayatlarını görünmez bir korkuyla, bir kafesin içinde yaşamak zorunda kalmazdı." "İki çocuğun var, birini diğerinden korumak için ona sürekli geride durmasını, sessiz kalmasını tembihliyorsun; diğeri de durum öyle olmalı sanıyor. Aileden gelen terbiye bir ağacın köküne benzer, kök nasılsa ağaç da öyle yetişir. Toplumlar da böyledir; nasıl öğrendilerse öyle öğretmeye, bir şeyi doğrusuna yanlışına bakmadan o şekilde aktarmaya devam ederler, sonuç ortada ama kimse dönüp neyi yanlış yaptığını sorgulamıyor."
Sayfa 203 - Ephesus
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.