Çok fazla anlatacağım detay var, spoiler vermeden yazabilirim diye düşünüyorum. Zaten spoiler uyarısı da koyarım. Neyse hadi başlayalım. Bir sabah uyanıyorsunuz ve o gün 100 yaşına basacaksınız. Öncelikle ne hissederdiniz? Allan Karlsson gibi siz de hiç düşünmeden huzurevinin penceresinden atlayıp, kaçar mıydınız? Allan şu ana kadar okuduğum kitap karakterleri arasında belki de hayatını en dolu dolu yaşayan tek karakter. Çünkü başka hiç bir karakterin bu yaşa kadar gelip dünyada gitmediği ülke, tanışmadığı siyasi lider olduğunu düşünmüyorum. Allan'nın 1905 yılından 2005 yılına kadar olan hayatını okuduğumuz bu kitapta bolca komedi, siyasi göndermeler ve daha önce belki de hiç duymadığımız siyasi liderlerin hayatlarını okuyoruz. Arka kapağını okuduysanız -kitabın adından da anlaşıldığı üzere- Allan, 100 yaşına basacağı gün huzurevinde ki penceresinden atlayıp kayıplara karışıyor. Sadece öyle rastgele çıktığı yolda değişik insanlarla karşılaşıyor ve kendisi daha ne olduğunu anlamadan bir maceraya adım atıyor. Yaşadıklarını okurken "bu adam 100 yaşında bu enerjiyi nereden buluyor?" diye düşünmeden edemiyorsunuz ama belki de kitabı absürt komedi yapan en büyük etkende buydu. Allan'nın Strangnas'a doğru yola çıkan bir otobüste, hiç bilmediği tanımadığı bir adamın çantasını almış bir şekilde ortadan kayboluyor. Ve olaylar sırasıyla gerçekleşiyor. Önce çantanın sahibi, daha sonra polis teşkilatı Allan'nın peşine düşüyor ama onu yakalayamıyorlar. Herkes 100 yaşında bu adamın ne kadar zeki olduğunu düşünüyor ama oysa Allan'nın tek yaptığı şey; aklına eseni yapmak. Seyahati boyunca karşısına çıkan insanlar o kadar sıcakkanlı ve iyi insanlardı ki, kitabı sevmeye burada başladım. Tabi kitapta o kadar çok şans eseri kurtuluyorlar ki artık sıkılmaya başlasanız bile bırakamıyorsunuz çünkü çok sürükleyici bir hikayesi var. Yer yer çoğu kisinin Forrest Gump'a benzettiği bu kitabı okurken bende benzetemedim değil. Özellikle Allan'nın gençliğini okurken bu benzeme acayip göze çarpıyordu. Kitapta Allan'nın 100 yaşından sonraki hayatından çok geçmişe yönelik hikayesini daha çok okuyoruz. Allan bir dinamit patlayıcısı uzmanı ve atam bombası yapabiliyor. Bu yüzden çoğu siyasi lider savaş zamanı Allan'nı yanına alıp onu krallar gibi ağırlarken bazen de bir esir hayatı sürüyor. Tabiri yerindeyse aşmadığı dağ, geçmediği çöl kalmıyor beyefendinin. Her olumsuzlukta, her çöküşte bir şekilde kurtulmayı başarıyor. Bana göre güzel ilerleyen bir kitaptı fakat Allan'nın geçmiş hayatının özeti o kadar çok uzatılmıştı ki biraz sıkıldım. Sürekli bir yerlerden çıkan karakterler ve o karakterlerin hayatını en azından bir paragraf anlatmaktan çekinmemiş yazar, bu yüzden biraz sıkıldım. Gereksiz çok fazla değindiği nokta vardı. "Ee yani bunu okudum ama neden?" diye düşünüp durdum. Anlatım tarzında iki veya daha fazla karakter konuşurken şu tarz cümleler çok fazlaydı: "Allan ne yapacağını düşündüğü, eğer isterse Stalin'nin de ona katılması gerektiğini söyledi." (Bu cümleyi şu an kafamdan yazdım) Ben bu gibi, hatta daha fazla uzatılmış, cümleleri okurken rahatsız olmam ama o kadar ÇOK FAZLAYDI ki artık yeter dedim. Bu gibi bir yazım tarzından ziyade karakterlerin uzun uzadıya bir problemi çözmesini veya karşılıklı daha fazla diyalog içinde olmalarını tercih ederim. Bu anlatım tarzı ve gereksiz ayrıntılar benim için eksi bir puandı. Eğer bunlar olmasaydı kitaba 5 verirdim. Bir de şunu eklemek istiyorum. Kitapta bir karakterin aynen şu cümleyi kurması "Yani hem Türk hem Müslüman! Daha kötüymüş." sinirimi bozdu. Neyse ki yazar konuyu iyi toparladı ama bu da gereksiz ırkçı bir yazımdı. Bu kitabın filmini de en kısa zamanda izlemek istiyorum. Siyasi bir kitap okumak istiyorsanız size öneririm. Yani öyle içinde deli gibi siyaset akmıyor tabi ki ama genel olarak Allan'nın içinde bulunduğu dönem ikinci dünya savaşı zamanını anlattığı için ve Allan'da tanışmadığı siyasi lider kalmadığı için bolca siyaset okuyoruz. Ama siyaseti komedi halinde okuyoruz. Ben gerçekten okurken çok eğlendim, yer yer sıkıldım evet ama yine de herkese önerebileceğim bir kitap oldu.

Yüz Yaşında Camdan Atlayıp Kaybolan AdamJonas Jonasson · Pegasus Yayınları · 2016151 okunma

174 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Aysenur