Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Budalalık ve hümanizm
Deliliğe övgü, ya da asıl olması gereken Türkçe adıyla “budalalığa övgü” Desiderius Erasmus’un yakın arkadaşı Thomas More’a hitaben yazdığı bir eser. Bu eser nüktedan ifadeler barındırması, sarkastik yapısı ve döneminin eserlerine göre ince oluşu sebebiyle insanda rahatça okunacak bir kitap imajı yaratıyor ki bu imaj sadece bir aldatmaca. Öncelikle oldukça zor okunan bir kitap. Kitap içerisinde sürekli diğer eserlere ve yazarlara atıflar var ve siz atıf yapılan eser ve yazarın olayını bilmeden o atıfları hakkıyla anlayamıyorsunuz. Ütopya’dan Adagia’ya Yunan’dan Roma mitolojisine ve tarihine çok yoğun bir entelektüel bilgi gerektiriyor. Buradaki delilik, bizim anladığımız anlamda bir delilik değil, Erasmus hiciv yeteneğiyle bozuk düzene işaret ediyor ve dini sınıflardan yönetici sınıflarına, filozoflardan bilginlere, milletlerden aristokratlara her grubu bir şekilde yerle bir ediyor. Stoacıları yerden yere vuruşu ise şahsen beni oldukça eğlendirdi. Cinsiyet ve millet ayırt etmeksizin her gruba karşı içindeki öfkeyi hicivle yansıtan Erasmus, bu eserinde Rönesans döneminin tüm özelliklerini yansıtıyor. Kadınlar, Türkler ve batılı olmayan milletler ile ilgili yaptığı yorumlar ise tam bir Erasmus’un hümanizm (!) anlayışının bir yansıması. Bu anlayış Batılı milletlerin mevcut görüşlerinin temelini oluşturuyor, ikircikli ve çelişkili davranış ve düşüncelerini gözler önüne seriyor. İnsanın tüm zincirlerden kurtulmasını ve salt özgürlüğe ulaşmasını sağlayan delilik değil midir sorusunun cevabını arıyor. Bir görüşe göre gerçek bilgelik delilikken öteki görüşe göre ise kendini bilge sanmak gerçek deliliktir. Bilgeliğin delilik olduğunu kabul ederek insan olmak için bilgelikten kesin olarak vazgeçmek gerektiğini iddia eder ve savunur. Onun için bir deli ile bir bilge arasındaki temel fark birincisinin tutkularına ikincisinin ise aklına boyun eğmesinden ibarettir. Bu yüzden vaktinde edinilmeyen bilgiden ve bilginden hoşlanmıyor. “Yetişmiş bir adam kadar bilge olan çocuktan herkes nefret eder ona her yerde bir monsre gözüyle bakılır, bu sebeple çocukta vakitsiz bilgelikten nefret ederim” diyen atasözünü haklı buluyor. Aslında normal aratışını bu seviyeye getiriyor. Normal arayışı ve her şeyi vakitli yaşamanın aslında bir ilahi düzen olduğuna da işaret ediyor. Ona göre insanlar ne kadar ihtiyarlarsa o kadar çocuğa benzer, sonunda birer gerçek çocuk gibi hayattan iğrenmeden ve ölümü görmedem bu dünyadan çıkarlar. Hayatta hoş olan ya da sürekli olan hiçbir bağlılık göremeyeceğimizi bağlılığın bağnazlık ve aslında boyunduruk olduğunu bu bağların delilik işareti olduğunu savunur.
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Kabalcı Yayınları · 201711,7bin okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.