Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

492 syf.
8/10 puan verdi
“Galiba âşığım. Neyse, aklımı kaçırdım. Düşünemiyorum, çalışamıyorum, dünyadaki hiçbir şey umurumda değil. Tanrı aşkına Mary! İşkence çekiyorum! Bir an mutluyum, bir sonraki an acılar içindeyim. Yarım saat süresince ondan nefret ediyorum; sonra da onunla on dakika birlikte olabilmek için canım verecek duruma geliyorum; ne hissettiğimi, niçin hissettiğimi asla bilmiyorum; delilik bu, ama yine de son derece akla yatkın. Sen bunlardan anlam çıkartabiliyor musun? Çıldırıyorum, biliyorum; dinleme beni Mary; sen işine bak.” Virginia Woolf’un yazdığı ikinci kitabı, zamanın İngiltere’sinde kadınların oy hakkı için mücadele eden derneklerin mücadelesi, değişmeyen ve değişmesi pek mümkün görünmeyen siyasetçilerin kaypaklığı, geçmişine sarılanların özlemleri, hayatın sıkıştırdığı dar koridorlarda ışığa çıkmaya çalışanların çabaları ve gelgitleriyle aşk aşk aşk… Virginia Woolf’un geleneksel türde yazdığı ilk eserlerinden biri. Virginia’yı okumakta sorun yaşayanların rahatlıkla okuyabileceği bir eser. Yorgunluğa, kafa karışıklığına, anlama zorluğuna sebep olan bilinç akışının uygulanmadığı bir eser. Aşk çemberine takılan herkesin kendinden bir parça bulabileceği buram buram aşk kokan, beyne doygunluk veren aşkın analiz cümleleri… Virginia her zaman yaptığı gibi sıradanlıktan uzaklaşmış bir kurgu sunar okurlarına önce aşk çemberini çizer sonra bu çemberin içine aşk üçgenini, aşk dörtgenini yerleştirir ve sizi çember yayından içeri alıp üçgen köşelerinde gezdirir tam bu köşe derken, hızlı bir şekilde şiddetti parmaklarına kadar inmiş bir elle o köşeden alıp tekrar kenar yolculuğuna bırakır ve bu yolculuk eserin sonuna kadar devam eder. Aşk bir çeşit sanrı mı yoksa delilik mi ya da düşüncelerin çizdiği bir hayale olan tutku mu? Bir türlü anlayamazsınız. Belki anlamak da, gelmez içinizden ya da gelmez işinize! Ama sorgulamalarla acıyı derinden hissedebileceğiniz bir eser olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Peki bu acınız kime dair olacak; kavuşana mı yoksa içindeki koro söndürüp karanlığa set çeken perdenin arkasında gözyaşlarını kurutana mı!.. Aşka inanasım geliyor ama inanabilir miyim? Ne zaman ki, aşkına duçar olmuş kızın evine yaklaşıp penceresinin ışığından teselli bulmaya çalışan erkeği; tüm gelenekleri ve görenekleri, tüm ahlaksal kalıpları, tüm gururları hiçe sayarak, erkeğin aşk eskriminden çatlamış yüreğine bir damla yerine bir okyanus sunarcasına içeri alırsa o kız, o zaman hem aşka hem de aşkın erdemine inanırım “Niçin dışarıda bekliyordun?” “Seni görme fırsatı yakalarım diye.” “William olmasa bütün gece beklerdin. Hem rüzgâr da var. Üşümüş olmalısın. Ne görebilirdin? Pencerelerden başka hiçbir şey.” “Değerdi. Beni çağırdığını duydum.” “Seni mi çağırdım?” Bilinçsizce çağırmıştı. "Ama dışarıda durup camlara bakman çok aptalcaydı." Kim bilir belki de aptalcaydı ama bu neyi değiştirir ki, alakasız gözlerin yargılamasından başka…
Gece ve Gündüz
Gece ve GündüzVirginia Woolf · İletişim Yayınevi · 201792 okunma
·
152 görüntüleme
Gülci okurunun profil resmi
Aşk ve Wirginia gerçi Wirginia zaten aşk kadın..demek ki Mrs.Dalloway , Dalgalar vb eserlerinde zorlananlar bunu daha güzel bir şekilde içselleştirerek okuyabilir.. Aşk'a gelirsek dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık şairin dediği gibi. Belki bir gün inanmayanlar da inanır. Bir insanın bir insanın yüreğinde filizlenip yaşamanın ne demek olduğunu.. Teşekkürler bir eserini daha bana düşüncelerinle tanıttığın için ve keyifli okumalar seni yeni başladığın kitabında Wirgina ile baş başa bırakıyorum :))
RA okurunun profil resmi
Teşekkürler, gerçekten çok güzel bir aşk değerlendirmesi umarım ilerde sen de okursun
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.