Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

888 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
“Altın Defter” 2007 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Doris Lessing’in 1962 yılında yayınlanan romanı. Yayınlandığında çok dikkat çeken ve Time dergisi tarafından 1923 yılından bu yana İngilizce yazılan en iyi 100 romandan biri olarak değerlendirilen Altın Defter bir kadın yazarın, Anna Wulf’un gözünden bireyin iç dünyasını, toplumla ve karşı cinsle ilişkisini, zihinsel ve toplumsal çöküşünü ele alan; ilginç kurgusu, karakter derinliği ve post-modern akışı ile gerçekten ilginç ve etkileyici bir eser. Roman, her ne kadar yazarı Doris Lessing bu görüşe uzak dursa da, yeni yeni filizlenen kadın özgürlüğü ve cinsel özgürlük konularındaki yaklaşımı ile feminist edebiyatın da önemli yapı taşlarından biri olarak kabul edilmiş. Kitap bir nevi otobiyografik bir roman da aynı zamanda; zira baş karakter Anna Wulf ve hayatına giren erkeklerin bir kısmı Doris Lessing’in hayatı ile de paralellikler gösteriyor. Anna Wulf ilk yazdığı romanı ile uluslararası ün kazanmış, hala bu kitabının telif gelirleri ile yaşayan, ancak yeni kitaplar yazmakta zorlanan boşanmış bir annedir. Hezeyanları ve buhranlarının üstesinden gelebilmenin yolunu deneyimlerine göre farklı günlükler tutmakta bulur Anna. Siyah defteri, kendine ün kazandıran romanına da ilham veren Güney Rodezya’daki ilk gençlik anılarını içerir. Kırmızı defterinde gönül verdiği Komünizm ve Komünist parti üyeliğine ilişkin deneyimlerini paylaşır. Sarı defterde -karakterlerin isimlerini değiştirerek- kendi yaşadıkları üzerinden bir aşk hikayesi kurgular. Mavi defter ise anılarını, hayallerini, aşk hayatını ve duygusal yaşamını tüm açıklığı ile kaydettiği günlüğüdür. Yakın arkadaşı Molly, çocukları, eski eşleri, sevgilileri ve günlük yaşantıları ile ilgili notlarını ise Özgür Kadınlar başlıklı bölümler altında toplar. Her not defteri, “Özgür Kadınlar”dan bölümler serpiştirilerek, birbirleriyle etkileşime giren, kronolojik olmayan bölümler oluşturarak dört kez döndürülür. Dağılan, parçalanmanın eşiğine gelen benliğini bir araya getirebilmenin yolunu günlüklerini altın renkli beşinci bir defterde birbirine bağlamakta bulur Anna Wulf. Altın defter onun toparlanmasının, kendisi ile barışmasının ve hayata devam edişinin de simgesidir aynı zamanda. “Artık yaşamımın 5 yılı için şunları söyleyebiliyorum: O zamanlar ben bir erkeği sevmiştim, o da beni. Ama elbette o zaman çok saftım. Nokta. Bu iş kilit altına alındı. Sonra şöyle diyorum: Sonra beni incitecek bir adam aradığım bir döneme girdim. Buna ihtiyacım vardı. Nokta. İşte bu da kilit altına alındı. Bir ara komünist oldum. Genel olarak bakarsak bir hataydı bu. Yine de yararlı bir deneyimdi doğrusu, insanlar genelde böyle yararlı şeyler yaşamazlar. Nokta. Bu da kilit altına alındı.” Altın Defter, uzunluğu, alt bölümler arası sürekli geçişleri ve karakter çeşitliliği yüzünden okunması gerçekten zor bir eser. Ancak insanın iç dünyasını son derece içten, şeffaf, sansürsüz şekilde önümüze serivermesi; insanın toplumsal yaşamında takınmak zorunda olduğu farklı kimlikleri ile iç çatışmasını, karşı cinsle ilişkisindeki sorunları, dış dünyanın korkutuculuğunu, toplumsal kuralların boğuculuğunu dürüstçe sorgulaması ile son derece etkileyici ve başarılı bir eser aynı zamanda. Ben, biraz da kendi kişisel maceram nedeniyle, planladığımdan daha uzun sürede ve biraz da zorlanarak tamamlasam da, okumanızı tavsiye ederim. Romanın otobiyografik ögeler içerdiğinden bahsetmiştim. Anna Wulf’un büyük başarı kazandığı ilk romanı Lessing’in “Türkü Söylüyor Otlar”ıdır. Siyah defterinde Güney Rodezya anılarında yer alan üç İngiliz pilot -Ted, Paul ve Jimmy- İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde görev yapan Coll MacDonald, Leonard Smith ve John Whitehorn’dur. Alaycı bir mizah anlayışına sahip, entellektüellerden hoşlanmayan, yüzeysel bir karakter olarak betimlenen Yoldaş Bill, Sam Aaronovitch’tir; hatta Sam Aaronovitch’in eşi ve oğlunun Lessing’i bu yargısız infazından dolayı eleştirdikleri ve yalancılıkla suçladıklarını da yeri gelmişken söylemeliyim. Son olarak romanda yer alan Amerika’lı sevgili Saul Green’in, Lessing’in 4 yıl aşk yaşadığı Amerika’lı yazar ve senarist Clancy Sigal -ünlü film “Frida”nın senaristi, “Ölümsüz Hemingway” ve"Black Sunset: Hollywood Sex, Lies, Glamour, Betrayal and Raging Egos” kitaplarının yazarı- olduğundan da bahsetmeden geçmeyeyim. Hatta Lessing’in kitabındaki önemli bir bölümü Sigal’in günlüklerinden “aşırmakla” suçlandığını ve Sigal’in de aynı döneme ilişkin anılarına 1992 yılında yayınladığı “Gizli Sığınmacı - The Secret Defector” adlı romanında yer verdiğini de buraya ekleyeyim. İlgi duyanlara keyifli okumalar dilerim.
Altın Defter
Altın DefterDoris Lessing · Can Yayınları · 2017137 okunma
·
405 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
İnsanın kendini bulması için, hata yapması kaçınılmaz. Bizleri olgunlaştıran geçmişteki hatalarımızdır. Yazar da hata yapa yapa kendini bulmuş. Tam yorum yazacakken, Seda'nın yorumunu gördüm. Aynı fikirdeyim. İnceleme için ellerine sağlık. Ama sıra gelir mi, ondan emin değilim. Sakın yanlış anlama, beğenmediğimden değil. Sırada o kadar çok kitap var ki, okumam çok zor. Ama meraklısına şimdiden keyifli okumalar :)
AkilliBidik okurunun profil resmi
Teşekkürler hocam, beğenmenize sevindim. Kimbilir, belki bir gün sizi de ikna edebilirim sevgili @Seda_bera ile birlikte 😉
1 sonraki yanıtı göster
Seda okurunun profil resmi
Ellerine emeğine sağlık der, ben de ilgi duyan arkadaşlara keyifli okumalar dilerim🤣🤣Sana, Necmettin Hoca'ma ve Türkü Söylüyor Otlar'a rağmen, Lessing okumayı kibarca reddediyorum. 🤣
AkilliBidik okurunun profil resmi
😃 Okumaya devam edip incelemelerimi paylaşayım, bakalım belki ileride ikna ederim seni 😉
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.